Aramak

Amelsiz İslâm mı Olur?

Günümüzde imanımız ve hayatımız arasında olması gereken ilişkiyi kurmada önemli ve yaygın sorunlarımız var. Ne inandığımız gibi yaşayabiliyor ne de yaşadığımız gibi inanabiliyoruz.

İmanı kalbinde karar kılmış, dahası bütün iç ve dış dünyasını dönüştürmüş tasavvuf ehli müstesna tabii. Fakat genel geçer manzara yukarıda söylediğimiz gibi.

Gaye, “inandığımız gibi yaşama ya da yaşadığımız gibi inanma” denkleminin ilk kısmı elbette. Hiçbirimiz bin türlü münkerle fesada uğramış hâkim yaşam tarzının bir de imana dönüşmesini ya da imanı etkilemesini istemez. Fakat süreç ne yazık ki öyle değil.

Dini bir takım soyut kabullerden ya da öylesine süregelen bir gelenek-ten ibaret gören, en azından böyleymiş gibi yaşayanların sayısı az değil. İhtimal, gün geçtikçe de artıyor.

Oysa İslâm herhangi bir fikir, bir ideoloji değil. Kültürel bir motif, bir gelenek de değil. İslâm önce kişinin kendisinde gerçekleşen, sonra bütün hayatı inşa eden, yöneten ve yönlendiren bir “din”. Yani İslâm kelimesinde mündemiç teslimiyet yaşantıda da gerçekleşir. Öyledir, öyle olması gerekir.

İslâm’ın tahakkuk ettiği hayat tarzında farz ibadetler şüphesiz başta gelir. Bunlar zannedildiği gibi tercihe bağlı da değil. Dinin giriş cümlesi olan kelime-i şehadet, kişinin Rabbi ile arasında bir sözleşme demek. Bu sözleşmenin kapsamında farzların ifası, haramların terki de var. Sonra “sâlih amel” kapsamına giren ve aynı zamanda ebedi hayatın sermayesi olan işlerle Müslümanca bir hayatın inşası söz konusu.

Kısaca amelsiz İslâm yoktur, olamaz. Dinimizin imanı ve ameli ayrı tuttuğu bir hakikat. Fakat başta söyledik, inandığımız gibi yaşamıyorsak amelsiz yaşantı imana dönüşüyor, en azından onu güçlü şekilde etkiliyor, zayıflatıyor, kişinin gözünde önemsizleştiriyor. Bu sebeple amel kavramını dikkatinize sunuyoruz bu ay. Yazı, birçok başlık altında konuyu farklı veçheleriyle ele alıyor. Faydalı olmasını ümit ve temenni ediyoruz.

Elinizdeki sayı ile birlikte Dergimiz 24. Yılını tamamlamış oluyor. 288 sayıyı bulan birlikteliğimiz inşallah hayırlara vesile olmuştur. Semerkand bunca yıl sizin desteğinizle yoluna devam etti. Ülkemizde benzer başka hiçbir dergiye kısmet olmayan sayılara, yaygınlığa ulaştı. Şimdi ise değişen şartlar doğrultusunda önemli bir yayın paketinin ana unsuru olarak sunuluyor. Bu pakette diğer dergilerimizle, iyi çalışılmış, emek verilmiş dijital uygulamalarımızla bir arada. Eminiz, neredeyse her mecranın kir akıttığı bu ortamda farklı ihtiyaç ve ilgilere bir arada cevap veren böyle temiz bir yayın paketi de sizden beklediği teveccühü görecek.

Ocak sayımızda buluşmak üzere inşallah.

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy