Hizmet, aslı Arapça'dan dilimize geçmiş bir kelime. Başkalarına verilen destek, yardım ve iş görme anlamında kullanılıyor. Ancak hizmetin kapsamı “başkaları” ile sınırlı değil. Kendi varlığımız ve ebedi hayatımız da bizden hizmet bekliyor.
Hem kendimizi hem de bütün insanlar için yapmamız gereken hizmeti tıpkı bir reçete gibi Mukaddes Kitabımız'da ararsak, karşımıza hangi sure çıkar dersiniz? Hiç şüphesiz Asr Suresi.
Gerçekten de namazlarda sıkça okuduğumuz o kısacık sure, çok yalın, çok kolay ve bir o kadar da yönlendiricidir. Tabii ki hayatı kendine ve bütün insanlığa bir hizmet fırsatı olarak gören kalpler için.
Surenin meali şöyle:
“Yemin olsun Saadet Asrı'na ya da bütün zamanlara ki, insanoğlu kesinlikle zarardadır. Ancak:
İman edenler,
Güzel ameller işleyenler,
Birbirlerine hakkı tavsiye edenler,
Ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler... İşte bunlar hariç!”
Bu mübarek surenin veciz ifadelerinden daha güzel bir hayat prensibi olabilir mi? Buradaki ilk iki maddede kendimize hizmetin, diğer iki maddede ise insanlara hizmetin formülü açıklanmış.
Evet, Yaratıcımız'a iman etmek, O'nun varlığını, birliğini kalbimize nakşetmek her şeyin başıdır. İmanımızın korunması ve güçlenmesi için yapacağımız her şey kendimize yapabileceğimiz en büyük iyiliktir.
İkinci sırada salih ameller, yani güzel işler geliyor. İbadetler, tevbe, zikir, sohbet ve bütün hayır çeşitleri bu kapsamda yer alır. Salih amellerin bir kısmı başka insanlara hizmet gibi dursa da, sonuçta bunlar da kendi ebedi hayatımıza hizmettir
İmandan sonra salih amel nimetine mazhar kılınan insan, bu nimetleri paylaşan dostlar edinmeli ve kendine lütfedilen güzellikleri onlara da kazandırmaya çalışmalıdır Yani hakkı tavsiye etmelidir.
Hakkı tavsiye, imanı tavsiye ile başlar. İman eden insana da tevbeyi, zikri, sohbeti ve diğer hayırlı işleri tavsiye ile devam eder.
Sabrı tavsiye ise imanda, tevbede, zikirde, sohbette ve hayırlı işlerde sebat etmeyi ve onları pekiştirmeyi tavsiye etmekle olur. İşte bu da diğer insanlara yapılabilecek en büyük hizmettir.
Surede geçen hakkı ve sabrı tavsiye ifadesinde önemli bir nokta daha var: Zora başvurmadan hatta zorlamadan insanları hakka ve sabra yöneltmek.
İnsanlara bir şeyi kabul ettirebilmenin iki yolu olabilir: Ya zorla, ya da tavsiye ve ikna ile. Zorlanan kişinin hür iradesi ve rızası yoktur. İradesiz ve rızasız yapılan işin Allah katında kıymeti olabilir mi?
Tavsiyede ise insana ve onun iradesine saygı vardır Tavsiye sadece sözle de yapılmaz; örnek davranışlar, yardımcı olmak, faydalı işlerde bulunmak güzel birer tavsiyedir.
İşte büyük zarardan kurtulmanın yolu: Önce kendimize, sonra bütün insanlara hizmet.
