Aramak

Ayın Kelimesi: Kitap

Arapça “ketebe” filinden türeyen birçok kelimeyi dilimizde kullanıyoruz. Kâtip, mektup, kitap, mektep gibi... Kısaca yazmak, kaydetmek manasına gelen bu kelimenin dilimizdeki bazı kullanımlarını ve anlamlarını hatırlayalım:

Ketebe: Kâtipler. (Kâtib’in çoğulu.)

Ketebe:

  1. Eski yazı bir kitap, levha ve benzerine konan “ketebehü’l-fakîr...” şeklindeki imza.
  2. Yazma eserlerin genellikle sonunda bulunan; eser, müellif, müstensih hakkında bilgilerin bulunduğu kısım. İstinsah kaydı da denir.
  3. Hattatlık icâzeti.

Kâtip: Bir resmî dairede, bir kurumda veya bir kişinin yanında yazı yazmakla görevli kimse, yazan, yazıcı.

Kâtibe: Kadın kâtip.

Kitap:

  1. Bir araya getirilmiş yazılı veya basılı yapraklardan meydana gelen bütün.
  2. Herhangi bir konuda yazılmış manzum veya mensur eser.
  3. Allah tarafından vahiy yoluyla peygamberlere indirilen Zebur, Tevrat, İncil ve Kur’an.

Kitâbe:

  1. Binaların kapı üstlerine, mezar taşlarına ve benzeri yerlere konan, taş veya mermer üzerine yazılmış veya kazılmış yazı; yazıt.
  2. Kitapların başına yazılan isim veya başlık.
  3. Levhaların etrafına yapılan yaldızlı, çiçekli nakışlar.
  4. Etrafı silmeler veya çıtalarla çevrilmiş levha halindeki boş satıh.

Kitâbet:

  1. Yazı yazma.
  2. Bir şeyi düzgün ve kurallara uygun şekilde kaleme alma.
  3. Kâtiplik.
  4. Eskiden kâtiplerin bulunduğu daire.

Kitâbî:

  1. Kitapla ilgili.
  2. (İfade için) Düzgün ve kurallara uygun olan.
  3. Kitaba dayanan, kitaba bağlı, yazılı.
  4. Dört kutsal kitaptan birine inanan kimse.
  5. Eskiden padişah ve devlet ileri gelenlerinin kitaplarına bakmakla görevli kimse.

Kütüphane:

  1. Kitaplık.
  2. Kitap koymaya yarayan dolap.
  3. Kitap satılan dükkân, kitap evi, kitaphâne.

Mektep:

  1. Herhangi bir derecede öğrenim görecek olanların toplu olarak devam ettikleri öğretim kurumu, okul.
  2. Bu öğretimin yapıldığı bina.
  3. Felsefe, ilim ve sanat kollarında bir kişiye bağlı olarak başlayan ve aynı anlayışta olanlar tarafından devam ettirilen, belli özellikleriyle benzer olanlarından ayrılan tarz, usûl, yol, ekol.

Mektup:

  1. Başka yerde bulunan bir kimseye haber ulaştırmak, hal hatır sormak, istek bildirmek gibi bir maksatla elden yahut posta aracılığı ile gönderilen yazılı kâğıt, nâme.
  2. Yazılmış, yazılı.
Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy