Aramak

Evveli Edep Sonu Allah Rızası

“İlim, edep ile öğrenilir ve anlaşılır. Amel, ilim ile sahih olur. Hikmete amel ile ulaşılır. Zühd hikmet ile anlaşılır, zühde de onunla ulaşılır. Dünya, zühd ile terkedilir. Dünyanın terki, ahirete rağbeti getirir. Ahirete rağbet ile de Allahu Tealâ’nın rızasına ulaşılır.” Zünnun-u Mısrî K.S.’nin yakın dostu Yusuf b. Hüseyin er-Razî K.S.’ya ait bu hikmet silsilesi ve marifet örgüsü söz, aslında müminin dünya ve ahiret macerasını özetlemekte. Şöyle bir düşünelim: Edepten nasibini almamış ve onunla süslenmemiş bir ilim, kuru bilgi hammallığından öteye gidebilir mi? Edep, ilimden beklenen dünya ve ahiret faydasını sağlar. Edepsiz ilim ise insanları hem ilimden, hem de dinden soğutur. Kişi, ancak edep ile yoğurduğu ilim sayesinde salih amele ulaşabilir. Zira edepsiz ilme “ilim” denmeyeceği gibi, ilimsiz amel de Yüce Allah nazarında bir kıymet ifade etmez. Kişiyi hikmete vardıracak yegâne vasıta, hamuru edep mayasıyla yoğrulan ilim ile yapılan salih ameldir. Yüce Rabbimiz, “Kime hikmet verilmişse, muhakkak ona birçok hayır verilmiştir.” (Bakara/269) buyurur. İnsanın kalbini masivadan temizleyecek olan zühd haline ulaşmanın yolu da hikmeti elde etmekten geçer. Hikmete ulaşan kişi dünyayı ve içindekileri neylesin? Hikmeti kavramayanlar, zühd hayatının hakikatini bilemeyecekleri gibi, ona nail de olamazlar. Dünyayı ve içindekileri kalple terketmek için zühdden; ahiret yurdunda ebedi mutluluğa ulaşmak için de dünyayı kalpten çıkarmaktan başka bir yol var mı? Ve nihayet, Allah Tealâ’nın rızasına ulaşabilmek için ahiret hayatını diğer bütün arzuların önüne geçirmekten başka bir yol yoktur. Bir yandan dünyaya kırılmaz zincirlerle bağlı bir kalp taşımak, öbür yandan da Allah’ın rızasını ummak, imkansızın peşine düşmek demektir. İşte bu dünyadaki varlık sebebimiz olan “kulluk” serüveninin bizi maksada erdirebilmesi için, işe doğru yerden ve doğru biçimde başlamanın zaruretini ortaya koyan hayatî tespitler... Bu serüvene doğru yerden ve doğru biçimde başlamış olmak da yeterli değil üstelik. İstanbul'a gitmek için Kars'tan hareket eden bir kimse eğer yanlışlıkla İzmir otobüsüne binmişse, elbette yol ayrımından sonra hedefinden uzaklaşacak ve umduğundan farklı bir yere varacaktır. Tıpkı bunun gibi, hayat yolculuğunda da sadece başlangıç yeterli değil. Bir sonraki aşamayı mutlaka göz önünde tutma titizliğini göstermeliyiz. Yazının başında zikredilen hikmet silsilesinin her bir halkasının, önceki adımla bir sonraki adımı birbirine bağlayan vazgeçilmez bir fonksiyonu olduğu açıktır. Eğer bu zincirin bir yerinde kopukluk olur ve silsile devam etmezse, hedefe ulaşmak için başladığımız hayatî yolculuk da kesintiye uğrayacaktır. İşte insanoğlunun ebedî mutluluğu yakalayabilmesinin formülü...
Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy