Aramak

Hal Dili

Kendine Tutsak

Büyük sûfilerden Ebü’l-Kasım Nasrâbâdî kuddise sırruhû şöyle der:

“Nefsin seni hapsetti. Ondan kurtulduğunda ebedî saadete erişirsin. Fakat o hapiste kalmaya devam ettiğin müddetçe bil ki bela zindanındasın. Seni buradan kurtaracak olan ise yalnızca istikamet üzere olmaktır. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: ‘İstikamet üzere bulunun. Bunun sevabını hesap edemezsiniz.’ (İbn Mâce, Tahâret 4)”

Beyhakî, ez-Zühdü’l-Kebîr

Beş Sebep

Büyük âlimlerden Ebu Muhammed Mervezî rahmetullahi aleyh şöyle der:

Şeytan, yapmış olduğu şu beş şeyden dolayı bedbahtlardan oldu:

  • Günahını kabul etmedi.
  • Günahından dolayı pişmanlık duymadı.
  • Kendisini kusurlu görüp kınamadı.
  • Günahın ardından tevbeye sarılmadı.
  • Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinden ümidini kesti.

Hz. Âdem aleyhisselam ise şu beş sebepten dolayı saadet ehlinden oldu:

  • Hatasını kabul etti.
  • Hatasından dolayı pişman oldu.
  • Kendisini ayıplayıp kınadı.
  • Hemen tevbeye yöneldi.
  • Allah Tealâ’nın rahmetinden ümitsizliğe düşmedi.

İmam Şa‘rânî, Tenbîhü’l-Muğterrîn

Tasavvuf Ne İşe Yarar?

İkinci bin yılın müceddidi ve Nakşibendiyye tarikatının Müceddidiyye kolunun pîri İmam-ı Rabbânî kuddise sırruhû şöyle diyor:

“Tasavvuf yoluna, bir mürşidin terbiyesi altına girmekten maksat, şüphe ve tereddütten arınmış (yakînî) imana sahip olmak ve dinin emirlerini kolaylıkla, severek yerine getirebilmektir.”

İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât

Büyük Hatır

Sahabenin büyüklerinden Ebu Hüreyre radıyallahu anh der ki:

“Kıyamet günü kul Cenâb-ı Hakk’ın huzuruna getirilir. Cenâb-ı Hak ona; ‘Sevdiğim bir kulumu benim için sevdin mi? Seni onun hatırına affedeyim.’ der. Bu sebeple sâlih kimseleri sevin, böylece onların desteklerini alın. Çünkü kıyamet gününde onların hatırı değerlidir.”

İmam Şa‘rânî, Tenbîhü’l-Muğterrîn

Saklı Güneş

Mevleviyye tarikatının pîri büyük sûfî Mevlâna Celâleddin-i Rûmî kuddise sırruhû şöyle der:

“Peygamberler ve onların vârisleri yani kâmil insanlar, insanlık peçesi ile örtülmüş birer güneştir. Onların himayesine sığın ki seninle bin pazarlık yaparak sana düşmanlık eden nefsinin elinden kurtulasın.”

Osman Nuri Topbaş, Mesnevi Bahçesinden Bir Testi Su

“Sağ elinde Allah’ın Kitabı’nı, sol elinde Rasulü’nün sünnetini tutan kimseler doğru yolda yürür. Şüphe çukuruna ve bid‘at karanlığına düşmemek için bu iki meşalenin ışığında yürümek gerekir.”

Cüneyd-i Bağdâdî kuddise sırruhû

En Büyük Haz

Bir gün Bâyezid-i Bistâmî kuddise sırruhû beraberindekilere sorar:

– Cenâb-ı Hak razı olduğu kimseleri cennetine koyuyor değil mi?

– Evet öyle, derler. Bunun üzerine der ki:

– Allah Tealâ bir kulundan razı olunca o kimse cenneti ne yapacak? Kalbin Hak Tealâ’nın rıza ve cemâlinden aldığı bir zerre haz, Firdevs Cenneti’ndeki bin köşkten daha iyidir.

Ferîdüddin Attâr, Tezkiretü’l-Evliyâ

Öncelikli Bilgi

Bir gün Mâlikî mezhebinin imamı, büyük müçtehid Mâlik b. Enes rahmetullahi aleyhe;

– İlim öğrenme isteği hakkında ne dersiniz, diye soruldu. Şöyle cevap verdi:

– Bilgi sahibi olmak elbette güzel bir şeydir. Ama öğreneceğiniz bilgi, öncelikle günlük hayatınızda ve ibadetlerinizde size en gerekli olan dinî bilgiler olmalıdır.

İmam Gazâlî, İhyâ

Evliya Nasihati

Desûkiyye tarikatının pîri İbrahim Desûkî kuddise sırruhû şöyle der:

“Evladım! Eğer sâdık isen dış görünüşünden çok kalbine önem ver. Seni meşgul eden faydasız tartışma ve süslü konuşmalardan uzak dur, sükûta devam et. Daima azimli ol ve asla yolundan ayrılma.”

İmam Şa‘rânî, el-Envârü’l-Kudsiyye

Üç Esas

Hüccetülislâm İmam Gazâlî kuddise sırruhû şöyle der:

“Kulluğun esası şu üç şeydir:

  • İslâm’ın hükümlerine uymak,
  • Allah Tealâ’nın takdirine rıza göstermek,
  • Nefsin istek ve yönlendirmelerinden yüz çevirmek.”

İmam Gazâlî, Eyyühe’l-Veled

‘Ya Ben Ne Yapayım?’

İlk dönem sûfîlerinden Davud-i Tâî kuddise sırruhû, sâdât-ı kirâmın büyüklerinden Cafer-i Sâdık kuddise sırruhûnun ziyaretine gider ve;

– Ey Allah Rasulü’nün torunu! Gönlüm daraldı, bana nasihat eder misiniz, der. Bunun üzerine Cafer-i Sâdık kuddise sırruhû şöyle der:

– Ey Davud! Sen bu zamanın seçkinlerinin en zâhidi, kalbinden dünya muhabbetini atmış birisin. Benim öğüdüme ne ihtiyacın var? Ben, kıyamet günü ceddim Rasulullah sallallahu aleyhi vesellemin elimden tutarak; “Niçin bana gerektiği gibi tâbi olup sünnetlerime riayet etmedin? Bu iş soy sopla olmaz, Allah Tealâ’ya layık sâlih amellerle olur!” demesinden korkuyorum.

Ferîdüddin Attâr, Tezkiretü’l-Evliyâ

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy