Aramak

HAL DİLİ

“Kendisinden başka ilâh olmayan Allah’a yemin ederim ki, uzun müddet hapsedilmeyi dilden daha fazla hak eden hiçbir şey yoktur.”

Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anhu

Fakir mi Zengin mi?

Ebû Tâlib el-Mekkî rahmetullahi aleyh, Kûtü’l-Kulûb adlı eserinde kendisine anlatılmış olan şu hadiseyi nakleder:

Adamın birisi Medineli bir âlime fakirliğinden şikâyet edip çektiği sıkıntıları anlattı. Bunun üzerine âlim ona dedi ki:

– İster misin sana on bin altın verilsin, sen de karşılığında gö- zünü verip kör olsan...

– Hayır, istemem, dedi adam.

– Peki, on bin altına dilini verip, dilsiz kalmak ister misin?

– Hayır.

– Peki, on bin altına iki elini ve ayaklarını verir misin?

– Hayır.

– On bin altına aklını verip deli olmak ister misin?

Adam yine:

– Hayır, cevabını verince âlim şöyle dedi:

–Be adam, bir de fakirlikten şikayet ediyorsun! Sadece şu saydığımız şeylere karşılık elli bin altının varken halini şikâyet etmeye utanmıyor musun?

Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtü’l-Kulûb

Bekleyip Görmek

Nakledildiğine göre Lokman Hakîm, bir gün Hz. Davud aleyhisselamın yanına geldi. Hz. Davud zırh dokuyordu. Lokman Hakîm daha önce böyle bir şey görmemişti. Ne olduğunu sormak istedi, fakat hikmet gereği kendisine hâkim olup sormadı. Hz. Davud aleyhisselam zırhı dokumayı bitirince ayağa kalktı, onu giydikten sonra;

– Savaş için zırh ne güzel oldu, dedi. Bunun üzerine Lokman Hakîm;

– Susmak hikmettir, fakat yapan pek azdır. Ben sana bunun ne olduğunu sormak istedim, ama sormadan sen cevabını verdin, dedi.(Beyhakî, Şuabü’l-İmân, nr. 5026)

(Soruların pek çoğunun cevabı bir süre sonra kendiliğinden ortaya çıkar. Buradaki hikmet, acele etmeden biraz sabırla olacakları beklemektir.)

Üç Gizli Şey

Câfer-i Sâdık rahmetullahi aleyh der ki: “Şüphesiz Allah Teâlâ üç şeyi üç şeyde gizlemiştir.

  • Rızasını kendisine itaatte gizlemiştir. Öyleyse hiçbir ibadet ve hayrı küçük görüp de terk etmeyin. Belki Allah’ın rızası ondadır.
  • Gazabını günahlarda gizlemiştir. Sakın hiçbir günahı küçümleyip işlemekten çekinmeyin, Allah’ın gazabı onda olabilir.
  • Dostlarını mümin kulları içinde gizlemiştir. Sakın hiç kimseyi hakir görmeyin; sıradan biri zannettiğiniz kimse Allah Teâlâ’nın velîsi olabilir.”

Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtü’l-Kulûb

Faydasız Meşguliyeti Terk

Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem, mâlâyâniyi (faydasız sözleri ve işleri) terk etmek hususunda şöyle buyurmuştur:

“Mâlâyâniyi terk etmesi, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir.”

Tirmizî, Zühd, 11

En Hayırlılar

Nakledildiğine göre bir gün Hz. Musa aleyhisselam;

– Yâ Rabbi! Kulların içinde en hayırlı amel işleyenler kimlerdir? diye sorunca Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

– Dili yalan söylemeyen, kalbi günah peşinde olmayan ve zina etmeyendir.

İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn

“Akıllı kimsenin yapması gereken, zamanını bilmek (o an yapılması gerekeni bilmek ve yapmak), dilini korumak ve kendi işine yönelmektir.”

Vehb b. Münebbih rahmetullahi aleyh

Alay Etmenin Bedeli

Allah Resûlü sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:

“İnsanlarla alay edenlere cennetten bir kapı açılır ve ona ‘gel gel’ denilir. O da mahzun ve üzüntülü olarak gelir. Cennetin kapısına vardığında kapı ansızın yüzüne kapatılır. Sonra başka bir kapı açılır. Yine ‘gel gel’ denilir. Aynı şekilde mahzun ve kederli olarak gelir. Kapı yine yüzüne kapatılır. Bu hadise sürekli tekrar eder durur. Her seferinde kapı açılır, ‘gel’ denilir fakat o artık gelmez. (Böylece dünyada yaptığına uygun bir karşılık görmüş olur).”

İbn Ebi’d-Dünyâ, Zemmü’l-Gıybe ve’n-Nemîme

Ömer Olarak Gittim Ömer Olarak Döndüm

İslâm tarihinin “İkinci Ömer” olarak anılan, adalet ve takvasıyla meşhur halifesi Ömer b. Abdülaziz rahmetullahi aleyh gece bir şeyler yazıyordu. Yanında da bir misafiri vardı. Yağı biten kandil sönmek üzere iken misafir;

– Kalkıp kandille ilgileneyim, yağını koyup yenileyeyim, dedi.

Halife;

– Misafire hizmet ettirmek yakışık almaz, dedi. Misafir;

– Öyleyse hizmetçiyi kaldırayım, dedi.

Halife;

– Hayır, olmaz. O yeni uykuya daldı, dinlenme saatidir, dedi.

Sonra kendisi kalkıp kandile yağ koydu. Misafir;

– Ey müminlerin emîri, bu işi kendiniz yaptınız, dedi. Bunun üzerine Ömer b. Abdülaziz şöyle karşılık verdi:

– Ömer olarak gittim, Ömer olarak döndüm. Ne kaybım oldu ki?

Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtü’l-Kulûb

En Sevilen Kullar

Tâbiîn neslinin büyüklerinden Hasan-ı Basrî rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:

“Ey âdemoğlu! Sende bulunan bir kusurla başkasını ayıplamayı terk etmediğin ve o kusurunu düzeltmeye çalışmadığın müddetçe imanın hakikatine eremezsin. Bunu yaparsan o kusurunu düzeltir, kendi nefsinin eksileri ile uğraşırsın. Yüce Allah’a en sevgili kullar böyle olanlardır.”

İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn

Daha Kötü

Tâbiîn dönemi âlimlerinden Muhammed b. Sîrîn rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:

“Ensar’dan bir sahabi, bir araya gelmiş bir grubun yanından geçiyordu. Onların bâtıl şeyler konuştuklarını işitince;

– Kalkın abdestinizi yenileyin, dedi; çünkü söylediğiniz bazı sözler bedenden çıkan pislikten daha kötüdür.

İbn Ebi’d-Dünyâ, Kitâbü’s-Samt

En Sakınılacak Şey

Sahabeden Süfyân b. Abdullah radıyallahu anhu şöyle anlatır:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem;

– Ey Allah’ın Resûlü, en fazla neyden sakınayım, diye sordum.

Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem eliyle dilini işaret etti.

Müslim, İman, 13

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy