Aramak

Kış Hastalıkları

Kış, nerdeyse bir hastalık mevsimi. Her kış grip, nezle, bronşit gibi hastalıklarla perişan olur, yatağa düşeriz. Hapşırık, öksürük ve burun akıntısıyla uğraşır dururuz. Sıcacık evimizden ya da işyerimizden sokağa çıkıp grip olmanın yanında, virüs dolu kapalı mekanlarda birkaç dakika kalmak ve buralardaki havayı teneffüs etmek de kış hastalıklarına yakalanmaya yeter de artar bile. Ama çaresiz değiliz. Kış hastalıklarına karşı önceden hazırlık yapabiliriz.
Kış hastalıklarından korunmanın şartlarından biri bulunduğumuz mekandaki havanın nemli olmasıdır. Nem oranı az olan yerlerde burun ve boğaz kurur ve bu durum mikropların geçişini kolaylaştırır. Elektrikli ısıtıcı alacağınız zaman nemlendirici özelliğinin olmasına dikkat edin. Ya da ısıtıcınızın -soba, kalorifer vb.- üzerine su dolu bir kap koyarak bulunduğunuzun mekanın kurumasını önleyin. Sık sık yıkanın. Çünkü bir çok virüs dokunmayla geçer. Ellerinizi mümkün olduğunca sıkça sabunla yıkayın. Ellerinizi yıkamadan kesinlikle gözlerinize ve dudaklarınıza dokunmayın. Diğer bir korunma yolu da aşı olmak. Grip aşısının yüzde yüz olmasa da faydasının olduğu biliniyor. Her yıl kış başında yaptırdığımız aşı, bizi diğer yıla kadar koruyabilir.  Ancak bünyesi alerjik olanlar aşı olmadan önce mutlaka test yaptırmalılar. Korunma yöntemlerinden biri de iyi beslenmek. Bilim adamlarının tekrar tekrar açıkladıkları gibi, taze sebze ve meyvelerde vitamin ve minarellerin yanısıra faydalı kimyasal maddeler de bulunuyor. Sağlıklı beslenmek vücudun direncini arttırır. Hastalıklara karşı bir kale oluşturmak ve griple savaşmak için bol bol C vitamini almalısınız. Sarımsak ve çeşitli baharatlar da kış hastalıkları için şifa kaynağı. Sarımsağın mikrop öldürücü özelliği olduğunu bilmeyenimiz yok gibi. Hastalığa yakalandıktan sonra sarımsak yemek çok etkili değil, ama yemeklere sarımsak koyma alışkanlığımız bizi birçok hastalığa yakalanmaktan koruyor. İbn Ömer, nefes darlığı hastalığına yakalandığında sarmısaklı çorba yaptırıp içmiştir. Sarımsak müzmin öksürüğe iyi geldiği gibi balgamı da keser. Ayrıca bağışıklık sistemini kuvvetlendiren baharatları da soframızdan eksik etmemeliyiz. Spor yapmanın, egzersizlere devam etmenin de sağlıklı yaşam için çok faydası var. Ancak herkes kendi bünyesine uygun, zorlanmayacağı egzersizler yapmalı. Aksi takdirde ağır spor aktiviteleri bağışıklık sistemini zayıflattığı gibi, virüs kapma ihtimalini artırır. Sporun yanısıra dinlenmesini de bilmeliyiz. Bağışıklık sisteminin mikroplarla savaşan hücreleri, uyku sırasında çoğalıyorlar. Bu nedenle gündüz yıpranan bünyeyi iyi bir uykuyla dinlendirmeli. Güneşli günlerden faydalanmalı; kısa yürüyüşler yapmalı, odalarımızın aydınlık olmasını sağlamalıyız. Biliyoruz ki güneş ışınlarının insan vücuduna faydaları var. Ayrıca alternatif tıp olarak bilinen ve yüzyıllardır kullanılan bitkiler hakkında bilgilenmek de iyi olur. Arada bir kendimize bir bitki çayı yaparak, günün yorgunluğunu atıp stresten uzaklaşmayı denemeliyiz. Soğuğun kendisi hastalık    nedeni kabul edilmiyor ama hızlandırıcı ve ağırlaştırıcı etkisi olduğu bir gerçek. Bu nedenle hava cereyanından uzak durup sıkı giyinmek önemli. Nezleyken burun çekmekten kaçınmalı. Çünkü bu durumda virüsler solunum sisteminin daha derin bölgelerine kolaylıkla ulaşabilirler. Sigaranın da genel bağışıklık sistemini zayıflattığını bilim adamları söylemekte. Tütün içindeki bazı maddeler, virüsün burun  yollarının içinden sökülüp atılmasını sağlayan hücreleri etkisiz hale getiriyor.

 Çocuklara Dikkat

Kış hastalıklarından küçükleri de korumak için alınması gereken önlemler var. Çocukların bünyeleri, yetişkinlerde olduğu gibi çoğu virüs ve mikrobu tanımadığı için, yeterince gelişmiş bir bağışıklık sistemine sahip değildir. Bu sebeple kışın çocuklar daha sık hasta olurlar. Çocuklarımızı kış hastalıklarından nasıl koruyabiliriz? - Güneşli kış günlerinde ve yeterince ısınmış kapalı mekanlarda çocukları fazla kalın giydirmemeliyiz. Çünkü terleyen bir çocuk, terlemenin getirdiği üşüme nedeniyle kolayca hastalanır. - Soğukta insanın çok daha rahat uyuduğu bir gerçek. Ancak çok soğuk bir oda da hastalığa davetiye çıkarır. - Küçüklerin yatağı kesinlikle kalorifer borularından uzakta bir yerde olmalıdır. - Çocuklarımıza, sentetik ve naylon giysiler değil, çok daha sağlıklı ve koruyucu olan pamuklu iç çamaşırları ve üzerine de yünlü giysiler giydirmeliyiz. - Dışarı çıktığında başının ve kulaklarını kapatmalı, atkıyla korumalıyız.
Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy