Merhum Esad Coşan’dan Öğrencilere Tavsiyeler
Yeni eğitim öğretim yılı geçtiğimiz ay başladı. Aileler çocukları için gerekli hazırlıkları yaptı, okullar öğrencileri güler yüzle karşıladı. Şüphesiz bu hazırlık ve karşılamalar gerekli. Ancak eğitim öğretimin uzun vadede faydalı olması için disiplin ve ahlâk lazımdır.
Merhum M. Esad Coşan rh.a.’in “Dilimiz ve Kültürümüz” adlı güzel bir eseri var. Bu eseri; çalışma ciddiyetinin, dili güzel öğrenip kendini doğru ifade edebilmenin önemine dikkat çekmek maksadıyla yazmış. Eserin başında da çalışma ahlâkı bakımından güzel tavsiyelerde bulunmuş. Gelin bu tavsiyelerden birkaç satırını kulağımıza küpe niyetiyle okuyalım:
“Gayemizi, ‘geniş ve sağlam kültürlü, görgülü, terbiyeli, toplumumuza yararlı, güzel kimseler olmak’ diye özetleyebiliriz. Bunu sağlamak ise birtakım ön şartlar ister. Ancak bu ön şartları gerçekleştirir, belirli bilgiler ve prensiplere göre hareket edersek olumlu sonuçlar alabiliriz. Mesela her şeyden önce verimli ve muntazam çalışmaya alışmalıyız. Hafızamızı iyi kullanmalı, muhakeme kabiliyetimizi geliştirmeli, dikkatli olmalı, çok okumalı, iyi dinlemeli, güzel not tutmalı, konuşma ve yazma faaliyetlerimizi düzenlemeliyiz. Onun için biz, önce bu temel faaliyetler üzerinde durmak ve saydığımız konularda usule ait gerekli ve zorunlu bilgileri sunmak istiyoruz.
Herkes cemiyet içindeki yeri ve ödevi ne ise onu en iyi bir şekilde yapmaya çalışmalıdır. Milletçe kalkınmanın tek çıkar yolu budur. Bu arada öğrencilere düşen de başarılı olmaya çalışmak ve dersleri en iyi şekilde takip ederek kendisini yetkili ve kaliteli bir eleman olarak yetiştirmektir. Bu, özel bir mesele olduğu kadar bir vatan borcudur. Fakat birçok öğrenci çalışma düzenine alışmış ve ruhen onu benimsemiş değildir. Ayrıca öğrencilerin çalışma yolları üzerinde birçok engel de sıralanmıştır.
Başarı ve çalışma yolundaki ilk ve en önemli düşman tembelliktir. Bunun kaynağı başkası değil, bizzat kendimiz, kendi nefsimizdir. Tembellik insanın karşısına çıkıp da mertçe savaşan bir düşman değildir; bilakis eski peri masallarındaki varlıklar gibi şekilden şekle girerek, bin bir hile kullanarak sinsice çalışır. Tehlikesinin büyüklüğü de buradan doğmaktadır.
Tembellik bedenî bir arızadan doğuyorsa bunun ilacını hekimler bilir; ruhî bir gevşeklik, üşengeçlik, hoppalık ve havaîlik ise bunun üzerinde önemle durmak gerekir.
Başarı ve çalışmanın diğer bir düşmanı ise kötü arkadaşlardır. Bu engel de sinsi ve maskelidir; dost ağzı kullanır, seni esirger ve yardımına koşar gibi görünür. Zaten tembellik de çoklukla kötü arkadaşların telkinleri ile başlar, zamanla itiyat haline gelir ve içimize yerleşir. Arkadaşın kötüsü çalışandan rahatsız olur; kazanılan başarıları küçümsemek ve alaya almak suretiyle intikam alır. Bu felsefeyi veren kitapları da kötü arkadaş grubuna sokabiliriz.
Başarı ve çalışmayı engelleyen başka faktörler de vardır. Bunları kısaca eğlencelerin bolluğu, bozuk millî eğitim sistemi, kötü hoca, çalışanın mükâfatlandırılmaması vesaire olarak sayabiliriz.” (M. Esad Coşan, Dilimiz ve Kültürümüz, Sever İletişim Yay., İstanbul, 2013, s. 19-20.)