Bir düşünür, birgün sahilde yürüyüş yaparken uzakta dans eder gibi hareketler yapan bir adam dikkatini çeken Bir süre izler adamı, ama uzaktan garip hareketlerinin anlamını çözemez. Merakını yenemeyip biraz yaklaşınca, bir gencin yerden birşey alıp denize attığını, kısa bir koşuyla geri dönüp aynı hareketi sürekli tekrarladığını görür. Yanına yaklaşıp genci selamlar düşünür ve aralarında şu konuşma geçer:
- Ne yapıyorsun böyle?
- Okyanusa denizyıldızı atıyorum.
- Deniz yıldızı mı?
- Evet. Güneş yükseldi ve sular çekiliyor. Eğer onları hemen suya atmazsam, az sonra ölecekler.
- Ama görmüyor musun ki, kilometrelerce sahil var ve baştan aşağı denizyıldızı ile dolu. Birkaçını denize atmakla ne farkedecek?
Genç adam eğilerek yerden bir denizyıldızı daha alıp denize fırlatırken, "bakın" der; "onun için fark etti!"
Düşünür geri döndüğünde, gördüklerini bir türlü zihninden atamaz. Anlar ki, sahildeki genç sadece bir gözlemci olmayı, olup-biteni izlemeyi değil; an'ı yakalamayı, aktif olmayı ve bir fayda sağlamayı seçmiş.
Yepyeni bir bilinçle uyanır sabahleyin... Sahile iner, genci bulur ve saatlerce onunla okyanusa denizyıldızı atar.