Aramak

Söyleşi

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Nuri Yılmaz’a Hurafeler ve Bid’atlar Konusunu Sorduk.

 ‘Din asıl hüviyetiyle bilinmeden hurafe ve bid’atlar bilinemez.’

Sayın Başkanım, dergimizin bu sayısı için Ayın Konusu olarak “Kutsal” kavramı seçilmiş bulunuyor. Malumunuz, kavramla ilgili konulardan biri de hurafe ve bid’tlar. Sizin bu konudaki hassasiyetinizi biliyoruz. Her fırsatta kamuoyunun dikkatini bu konular üzerine çekmeye çalışıyorsunuz. Size önce şunu soralım: Hurafe deyince ne anlamalıyız? Akla ve gerçeğe aykırı düşen aldatıcı söz, uydurulmuş hikâye ve bunu aktarma ve benimseme tutumuna hurafe adı verilir. Hurafeler, genellikle dinin bir parçası veya gereği olarak aktarıla-geldiği gibi, benimseyenlerce de dindenmiş gibi; kabul edilen, gerçekte ise dinle ilgisi bulunmayan, sonradan uydurulmuş masal türünden bir hikâye şeklidir. Başka bir deyişle hurafe, bütünüyle sonradan uydurulan ve genellikle İslâm gerçeğiyle bağdaşmayan, batıl inançları veya çarpık davranış biçimlerini telkin veya teşvik eden hikâye türüdür. Bid'at kavramını nasıl tarif edersiniz efendim? Bid'at, Arapça bir kelimedir ve sözlükte yenilik, icat, daha önce benzeri bulunmayıp sonradan ortaya çıkan ve dine bir ekleme veya ondan bir eksiltme niteliğinde olan her türlü görüş ve davranış, inanca aykırı olan her yenilik ya da Kur'an'a ve Sünnet’e uymayan her yeni iş ve inanışa verilen isimdir.  Herhangi bir inancın veya tavrın hurafe ve bid'at olduğunu nasıl anlayabiliriz? Bu konuda elimizde bir ölçü var değil mi? Elbette var. Herhangi bir inancın veya bir tavrın hurafe veya bid'at olduğu, Kur'an ve Sünnete uymamasıyla anlaşılır. Yani burada da şaşmaz ölçümüz, dinimizin bu iki temel kaynağı. Kur'an'a ve Sünnet’e uymayan, fakat dindenmiş gibi gösterilen, inanca dayalı her türlü görüş ve davranış bid'at olarak kabul edilir. Günümüzde sıkça rastlanan yaygın hurafe ve bid'atlarla ilgili örnek vermek istersek, ilk aklınıza gelenler hangileri acaba? Yerine ve zamanına göre İslâmî hayatın hemen hemen her alanında bid'at ve hurafelere rastlıyoruz. Ancak, en yaygın olanları türbe ve yatırlar, uğur-uğursuzluk, cenaze, baht açılması konularında olanlar. Akla gelen örnek çok. Mesela türbelerden şifa beklemek ve medet ummak, orada yatmak, mum yakmak, helva-lokum dağıtmak, el-yüz sürmek, bez bağlamak... Diğer taraftan, bazı davranışları, günleri, sayıları uğurlu veya uğursuz saymak ya da bazı hayvanları uğurlu, bazılarını da uğursuz saymak... Sözgelimi baykuşun ötüşünden, kedi, tavşan, horoz, karga gibi hayvanların görünüşünden anlamlar çıkarmak... Bahtın açılması için kilit açtırmak ve benzeri pek çok konuda akla ve mantığa uymayan bid'at ve hurafeler var. Gerçekten ilginç. İnsan dinlerken bile gülümsüyor. Efendim, Anadolu yaklaşık bin yıldan bu yana Hak Din’le yoğrulduğu halde neden bu kadar çok hurafe var? Bunun sebebi ne olabilir? İslâm, Yüce Allah tarafından seçilip gönderilen Hak dindir. Aslında bu din, toplum içinde varolan bid'at ve hurafeleri ortadan kaldırmak için gelmiştir. Fakat insan topluluklarının bulunduğu her yerde ve her zaman bazı sapmalar olabiliyor. İslâm'da olmayan bid'at ve hurafeler, pek çok sebepten dolayı müslüman toplumlara değişik yollarla girmiştir. Bu yollardan birisi ve belki en önemlisi, yabancı kültürlerle müslüman toplumların yakın temasıdır. Bu tür temaslar toplumlar arasında etkileşmeyi de beraberinde getirmiştir. Buna ek olarak, bazı bid'atların ve eski dinî kalıntıların bilinçli bir şekilde İslâm anlayışını bozmak için müslümanlar arasında yaşatılmaya çalışılması da önemli bir sebep olarak söylenebilir. Ayrıca, Kur'an ve Sünnet hakkında yeterli bilgiye sahip olunmaması, Hz. Peygamber adına uydurulmuş hadislere güvenilmesi, bazı felsefi görüşlerin mutlak doğru olarak kabul edilmesi de önemli etkenler. Diğer taraftan Kur'an ve Sünnet’in özel görüşler doğrultusunda yorumlanması da bid'at ve hurafelerin gelişmesine etken olan sebeplerdir. Hurafe ve bid’atlar konusunda kriterimizin Kur'an ve Sünnet olduğunu başta söylediniz. Dinimizin bu iki temel kaynağının hurafe ve bid'atlarla ilgili tavrını okuyucularımız için özetler misiniz? Kur'an-ı Kerim'de bid'at ve hurafe kelimeleri geçmez. Ancak, eskilerin efsaneleri anlamında "Esâtîr" kelimesi, bid'at ve hurafe kavramlarını da içine alan geniş bir kavram olarak bir çok ayet-i kerimede geçer. Hz. Peygamber ise bu konuda "Her bid'at dalâlettir, her dalâlet de ateştedir." buyuruyor. Ayrıca "İşlerin en kötüsü, sonradan uydurulandır." ve "sonradan uydurulan her şey bid'attır." hadis-i şerifleri de sağlam kaynaklarda naklediliyor. Efendim, okuyucularımız açısından aydınlatıcı olmak üzere, bid'at ve hurafelere karşı tavrımız nasıl olmalı? Her müslüman önce kendi hayatında, sonra içinde bulunduğu toplumda bid'at ve hurafelerle mücadele etmelidir. Fakat bu mücadele kesinlikle kırıcı olmamalı, inandırıcı ve irşad edici olmalıdır. Öncelikle bid'at ve hurafelerle yaşanmamalı ve onları yaşayan insanlara öğüt verilmelidir. Ancak, sadece bir defa verilen öğüt etkili olmayabilir. Bunun için kızmadan, usanmadan ve kimseyi kırmadan sabırla bu mücadeleye devam edilmelidir. Zira bu konuda en etkin mücadele yolu eğitim yoludur, her yaştaki müslümanlara yönelik doyurucu bir din eğitimi yoludur. Zira din asıl hüviyetiyle bilinmeden, ona eklenen bid'atların bilinmesi mümkün değildir. Bilinmeyen bid'atlarla da mücadele tabii ki söz konusu olmaz. Ülkemiz bu konuda kurumsal düzeyde çalışma yapılıyor mu? Eğer yapılıyorsa sizce yeterli mi? Görevlilerden ve halktan beklentileriniz nelerdir? Kişisel olarak ülkemizde de bid'at ve hurafelerle ilgili bazı çalışmalar yapılmıştır ve yapılmaya devam edilmektedir. Ancak, bu konuda ülkemizde kurumsal düzeyde köklü bir mücadeleyi ilk olarak Diyanet İşleri Başkanlığı başlatmıştır. Son zamanlarda il, bölge ve ülke bazındaki önemli bid'at ve hurafeler toplanmış ve bunların köklü bir değerlendirmesi yapılmaya başlanmıştır. Çok yakın bir zamanda bu değerlendirme bir kitap halinde basılmış olacaktır. Buradan hareketle de, ülke çapında tüm görevlilerimiz aracılığıyla halkımız bilinçlendirilecek ve bid'at ve hurafelerin önüne geçilmeye çalışılacaktır. Halkımızın da bid'at ve hurafeler konusunda hassas davranmasını ve bu konuda kendilerine söylenen öğütleri uygulayarak bid'at ve hurafeleri yaşanır olmaktan çıkarmalarını, ileriye dönük olarak da yeni nesillere kötü örnek olmama konusunda gayret göstermelerini bekliyoruz. Sayın Başkanım, verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ediyoruz.
Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy