“Tasavvuf güzel ahlâktan ibarettir. Kim güzel ahlâkta senden ileride ise, sûfîlikte de senden ileridedir.”
Ebû Bekir el-Kettânî rahmetullahi aleyh
“Kim nefsinin istek ve yönlendirmelerine uymaya razı olursa kalbine pişmanlık ağaçlarını dikmiş olur.”
Ebû Yahya el-Verrâk rahmetullahi aleyh
Dostluğun Hakkı
Velîlerin büyüklerinden İmam Haddâd rahmetullahi aleyh dostluğun hakları hususunda şöyle demiştir:
“Dostluğun hakları çoktur. Bunlar özet olarak şunlandır:
Kendin için hangi iyiliği seviyorsan dostun için de onu sevmen,
Kendin için hangi kötülüğü hoş görmüyorsan, dostun için de onu hoş görmemen,
Dostunun işlerine özen göstermede onu kendinin yerine koyman,
Onun faydasına olan şeyler için çaba sarfetmen,
Onun ihtiyaçlarını gidermen,
Onun sevincine sevinmen, hüznüne ortak olman,
Mümkün olan her meşru yolla onu sevindirmeye gayret etmen,
Yanında olsun veya olmasın, hayatta veya vefat etmiş olsun, onu koruman,
Hayatında ve vefatından sonra ailesine, çocuklarına ve akrabalarına karşı vefa göstermen,
İhtiyaç duyduğunda elindekini onunla paylaşman.”
İmam Haddâd, Dinî Nasihatler
Altı Özellik
Hz. Ali radıyallahu anhu şöyle demiştir:
“Kim kendisinde şu altı özelliği toplarsa, cennete girmek için arayacağı, cehennemden kaçmaya çalışacağı bir kapı bırakmamıştır:
1. Allah’ı tanıyıp O’na itaat etmek,
2. Şeytanı tanıyıp ona isyan etmek,
3. Hakk’ı tanıyıp ona uymak,
4. Bâtılı tanıyıp ondan sakınmak,
5. Dünyayı tanıyıp onu terk etmek,
6. Âhireti tanıyıp onu talep etmek.”
İbn Ebi’d-Dünyâ, Zemmü’d-Dünyâ
İyi ve Kötü Arkadaş
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“İyi arkadaşın misali güzel koku satan kimsenin misali gibidir. O sana ya kokusundan sürer ya sen ondan satın alırsın veya onunla beraber olduğun sürece güzel kokudan istifade etmiş olursun. Kötü arkadaşın misali ise körük çeken demircinin misali gibidir. Ya elbiseni yakar veya kötü koku ve dumandan rahatsız olursun.”
Tirmizî, Birr 64
Bize Dünyayı Anlat
Bir adam Hz. Ali radıyallahu anhuya;
– Ey müminlerin emîri, bize dünyayı anlatır mısın, diye sordu. O da şöyle dedi:
– İçinde sağlıklı kimsenin güvende olmadığı, hastanın ahlanıp vahlandığı, fakirin üzüldüğü, zenginin çetin imtihana düştüğü, helâlinde hesap, haramında azap, şüphelisinde azarlama bulunan bir evin nesini anlatayım ki!
İbn Ebi’d-Dünyâ, Zemmü’d-Dünyâ
Zarar Etme
Lokman Hakîm bir defasında oğluna şöyle nasihat etmiştir:
“Yavrum, dünyanı âhiretin için sat (âhiretin için harca) ki her ikisinde de kazançlı olasın. Dünyan için âhiretini satma; yoksa ikisinde de zarar edersin.”
Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ
Komşu Hakkı
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem komşu hakları konusunda şöyle buyurmuştur:
“Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki, ben Allah Teâlâ komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.”
Buhârî, Edeb 28
İnsanın Hali
Tâbiînden ilmi ve zühdüyle meşhur Hasan-ı Basrî rahmetullahi aleyh şöyle dedi:
“Zavallı âdemoğlu, helâlinin hesabı, haramının azabı olan bir yurda (dünyaya) razı oldu. Eğer onu helâlinden alsa nimetinin hesabı sorulur. Haramdan alsa azap olunur. Âdemoğlu malını az bulur, fakat amelini az bulmaz. Dinindeki musibetle (günahlarla) sevinir, dünyasındaki musibetten dolayı ise üzülür.”
İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn
Ölümü Hatırlayan ve Unutan
Velîlerden Hâmid el-Leffâf rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:
Ölümü çokça anan kimseye şu üç şey ikram olunur:
• Tevbede acele etmek,
• Kalbî kanaat,
• İbadete karşı dinçlik.
Ölümü unutan kimse de şu üç şeyle cezalandırılır:
• Tevbeyi ertelemek,
• Yeterli olana razı olmayı terk etmek,
• İbadette tembellik.
Kurtubî, et-Tezkira
Derin Deniz
Lokman Hakîm oğluna şöyle demiştir:
“Yavrucuğum, dünya derin bir denizdir. Onda pek çok insan battı. Bu denizdeki gemin Allah Teâlâ’dan korkmak (takvâ), geminin asıl yükü Allah Teâlâ’ya iman, yelkeni Allah Teâlâ’ya tevekkül olsun. Umulur ki o zaman kurtulursun.”
İbn Mübârek, Kitâbü’z-Zühd
Dünya ve Cennet
İmam Gazâlî rahmetullahi aleyh şöyle nakleder:
Hikmet ehlinden biri demiştir ki: “Dünya harap olacak bir yurttur. Ondan daha harap olan ise onu mamur eden kalptir. Cennet mamur edilmiş bir yurttur; ondan daha mamur olan ise onu talep eden kalptir.”
İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn
Akıllılar
Yahya b. Muâz er-Râzî rahmetullahi aleyh demiştir ki:
Akıllılar üçtür:
• Dünya kendisini terk etmeden önce onu terk eden.
• Kabre girmeden önce onu (sâlih amellerle) inşa eden.
• O’na gitmeden önce Rabbi’ni razı eden.”
Beyhakî, Kitâbü’z-Zühd
Ne İçin Yaratıldık?
Ömer b. Abdülaziz rahmetullahi aleyh bir hutbesinde şöyle demiştir:
“Ey insanlar! Siz öyle bir iş için yaratıldınız ki, onu sadece tasdik eder gereğini yapmazsanız ahmak sayılırsınız. Yalanlarsanız da helâk olursunuz. Siz ancak ebedî âlem için yaratıldınız. Fakat bir yurttan diğerine göçüp durusunuz.
Ey Allah’ın kulları! Siz öyle bir yurttasınız ki bazı yiyecekleriniz boğazınızda kalır, bazı içecekleriniz nefesinizi tıkar. Sevineceğiniz bir nimete ancak ayrılmak istemediğiniz başka bir nimeti terk ederek ulaşırsınız. Öyleyse gideceğiniz ve ebedî kalacağınız yurt için amel edin.”
İbn Ebi’d-Dünyâ, Zemmü’d-Dünyâ