Aramak

Nasihatler

12. yüzyılın meşhur sûfî âlimi İmam Gazâlî rahimehullah “Eyyühe’l-Veled: Gençliğe Öğütler” adlı meşhur eserinde şöyle der:

Ey Oğul! İlimsiz amel olamayacağı gibi, amelsiz ilim de deliliktir. Bugün seni günahlardan uzaklaştırıp itaat ve ibadete sevk edemeyen ilim, yarın da cehennem ateşinden uzaklaştıramaz. Bugün ilminle amel edip geçen günlerde yapamadığın hayırları yapmazsan, yarın kıyamet günü: “Allahım, bizi tekrar dünyaya geri gönder de sâlih ameller işleyelim” diyenlerden olursun. Fakat orada sana: “Ey ahmak, sen zaten oradan geliyorsun!” denilir.

Ey Oğul! Gayretin, ruhunu kemâle erdirmek, nefsini yenmek ve bedenini ölüme hazırlamak olsun. Çünkü sonunda varacağın yer kabirdir. Oradakiler seni “Acaba bize ne zaman katılacak?” diye bekliyor. Onların yanına azıksız gitmekten sakın! 

Hz. Ebû Bekir radıyallahu anhu şöyle demiştir: “Bu bedenler ya kuşların kafesi ya da hayvanların ahırıdır.”

Düşün, sen hangisindensin? Eğer bedenin, kuşların kafesi gibi temiz ve uçmaya hazır ise, o zaman: “Sen O’ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön” (Fecr 28) ilâhî nidasını işitince cennetin en üst noktalarına ulaşıncaya kadar yükselirsin. 

Resûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, Sa’d b. Muâz radıyallahu anhu hakkında şöyle buyurmuştur:

“Sa’d’ın ölümünden Rahmân’ın Arş’ı sallandı.” (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 12)

Yok, eğer -Allah korusun- bedenini hayvan ahırına çevirip sadece yeme içme, yatıp uyuma ve dinlenme ile meşgul olursan, şu ayet-i kerimedeki kimselerden olursun:

“Onlar hayvanlar gibidir. Hatta daha da sapık ve şaşkın bir hâldedirler.” (A’râf 179) 

Bu durumda ölüp gittiğinde cehennemin bir çukuruna girmeyeceğinden emin olma!

Rivayet edildiğine göre Hasan-ı Basrî rahmetullahi aleyhe bir bardak soğuk su verildi. Hazret bardağı tutar tutmaz bayıldı ve bardak elinden düştü. Ayılınca kendisine: “Sana ne oldu?” diye sorulduğunda şöyle dedi: 

“Cehennem ehlinin cennet ehline: ‘Ne olur bize de o cennetteki suyunuzdan yahut Allah’ın size verdiği nimetlerden gönderin!’ diye temennide bulunup yalvaracakları vakit aklıma geldi.”




Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy