Aramak

2050 Yılından Manzaralar

Efendim, bendeniz tarihe hastalık derecesinde müptela bir insanım. Sokakta bir takvim yaprağı bulsam elime alır, dimağımı zenginleştirmek isterim. Gerçi dergideki bazı kardeşlerimiz benim bu merakıma karşılık: “Reha üstad! Siz zaten kendiniz bi tarihsiniz” diyorlar. Ben henüz bu sözün sitayiş mi, yoksa istihza mı olduğunu anlayamadım. Amma bi anlarsam, işte o vakit buralar hakiki bi muharebe meydanına döner muhterem kaarilerim!

Her neyse, bakınız, bendenizin arada bir derin bi tefekküre daldığım olur. O halde yanıbaşımda FB-GS maçı yapılsa duymam. Hele bizim milletin en asil hasletlerinden biri olan televizyonu, radyoyu son ses açsalar bile farketmem. Zaten fi tarihinde ben evde böyle bi halde istikbali tefekkür eylerken bizim evi soymuşlardı. Her neyse, bu kerre evi soydurmadan, size istikbal ile alakalı bikaç fikrimi arz eyleyeyim efendim.

2050 tarihinde ben hâlâ hayatta olsaydım, belki de sizlere şöyle hitap edecektim:

Bugün 56 milyara bi gömlek aldım ki, deme gitsin kardeşim! Pahalılık aldı yürüdü. Baksana ekmek bile 1 milyar yahu! Amman kardeşim bu aralar kriz var, paranızı Çin çançinçonuna yatırınız.

Dün gece televizyonda 1058. kanalda muhteşem bi tartışma vardı. Sabah 7'ye kadar devam etti. Ee, zaten son kırk yıldır hemen hemen herkes işsiz olduğu ve de yapacak başka bi işi bulunmadığı içün millet bu programa kilitlendi tabii. Mevzuunu sorarsanız, pek yeni bi şey: Evropa Devleti'ne ne vakit gireceğiz? Kelli-felli adamcağızlar terler içinde sabaha kadar tartıştı durdular. Netice: Nasipse önümüzdeki sene bizi kesin alırlar!

İstanbul'un trafiğinden sıkılanlarınız varsa, müjde, artık 2050 tarihinde böyle bi dert kalmadı. Zira İstanbul'da yollara bile apartumanlar dikildi, kimse yerinden kıpırdayamıyor. Ondördüncü boğaz köprüsü de yapılınca, Boğaziçi kelimesi atıldı, yerine herkes Boğaz Tüneli diyor.

2050 yılında memeleketimiz ile muassır medeniyet seviyesi arasında bi gıdım mesafe kalmış vaziyette. Herkes pek bi medeni. Geçen sene beyaz gömlekle sokağa çıkmak yasak edilmişti. Bu sene de beyaz çorap giyen beyfendilerin üniversiteye girmeleri men edildi. Ha, bu kimseye dokunmadı. Zira artık üniversitede kimse okumuyor. Millet evlatlarını yine tamircilere çırak olarak vermeye başladı.

Zaten bendeniz gibi bıyığıyla tebarüz edenlerin hiç bi esamesi okunmuyor. Zira bıyıklıların da memuriyete girmesi, lokantalarda çorba içmesi ve ayakkabıcıya pabuç boyatması çok evvelden yasak edilmişti.

Eveet! 2050 senesinde vaziyetler böyleyken böyle. “Hadi canım sen de! Amma boş lakırdılar bunlar!” dediğinizi işitir gibiyim. Elbette, bugünümüzle ne alakası var ki bunların?

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy