Günlük konuşmalarımızda çokça kullandığımız mesela kelimesi Arapçadan dilimize girmiştir. Aynı zamanda aynı kökten türemiş kardeşleri de halen kullanılmaya devam etmektedir. Gelin bu kelimeleri ve manalarını yeniden hatırlayalım.
- Misl/misil: 1. Eş, benzer, mânend.
- Mesel: 1. Örnek, benzer, misal, numune. 2. Asıl anlamı dışında başka bir şeyi anlatmak için dolaylı ve üstü kapalı olarak söylenen ibret alınacak söz. 3. Ders ve ibret alınacak küçük hikâye, fıkra, kıssa. 4. Atasözü.
- Mesela: Misal olarak, örnek olarak, söz gelişi.
- Temsil: 1. (Bir kimse veya topluluk için) Adına davranma. 2. Belirgin özelliklerini aksettiren simgesi durumunda olma. 3. Kendine mâletme. 4. (Kitap, resim vb. için) Kopyasını, nüshasını çıkarma, basma, baskı. 5. Benzetme, teşbih. 6. Sahne veya radyoda oynanmak üzere yazılmış eser, piyes. 7. Söz gelişi, meselâ.
- Mümâsil: Benzeyen, andıran, –e benzer, gibi.
- Temâsil: Timsaller, semboller.
- Temâsül: 1. Benzeme, benzeyiş. 2. (İki sayı) Kesirsiz olarak bölünebilme, kesirsiz taksim kabul etme. 3. Mirasçı sayısının ve mirastaki hisseyi ifade eden sayıların birbirine eşit olması.
- İmtisal: 1. Örnek olarak alıp ayak uydurma, uyma, uyulma. 2. Boyun eğip itaat etme, emre göre hareket etme.
- Mümessil: 1. Bir kimse veya topluluk adına konuşma, karar verme yetkisine sahip kimse, temsilci. 2. Benzerlerinin ortak özelliklerini yansıtan, kendi cinsinden olanların örneği durumda olan kimse. 3. Bir sınıfta disiplini ve okul yönetimiyle olan ilişkileri sağlama, yoklama yapma gibi işlerle görevli olan öğrenci, sınıf başkanı. 4. Bir kuruluşu, bir firmayı temsil eden kimse.