En mükemmel organizma olan insan vücudu, yavrusu için yine en mükemmel besini üretir. Bu anne sütüdür. Anne sütü bebeğin vazgeçilmez doğal besinidir.
Doğru ve dengeli beslenme, sağlıklı yaşamın ilk şartıdır. Doğru beslenme, gelişme ve büyümenin en hızlı olduğu bebeklik döneminde çok daha önemlidir.
Hamileliğin başlangıcından doğuma kadarki süreçte anne-bebek arasındaki bağı plasenta sağlarken, doğumdan sonra emzirme ve anne sütü bu görevi üstlenir. Emzirme ile anne ve bebek arasındaki bağ kopmaz, ayrılmaz bir bütün olmaya devam ederler.
Emzirme yalnız bebek için değil, anne için de yararlıdır. Bu sayede annelik duyguları güçlenir.
Anne Sütünün Yararları
Zorunlu durumlar olmadıkça mutlaka anne sütü tercih edilmelidir. Anne sütünün özellikleri şöyle sıralanabilir:
- Anne sütü bebeğin ihtiyaçlarına göre hazırlanır. Öyle ki, içeriği günden güne farklılıklar gösterir.
- Anne sütü ilk altı ay tek başına verildiğinde yeterli olabilmektedir. Erken başlanan ek gıdalar bebekte tokluk oluşturur ve çok daha yaralı olan anne sütünün yeterli alınmasını engeller. Ayrıca bebeğin henüz tam olgunlaşmamış böbrek ve sindirim sistemine gereksiz yük yüklenmiş olur.
- Anne sütünün bebeği enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisi vardır. Olgun sütün salınımından önce, doğumdan sonra ilk birkaç gün kolostrum denen sıvı salgılanır. Bu sıvı olgun süttün daha koyu, protein ve birçok mineral bakımından daha zengindir. En önemli özelliği ise bebeği mikroplara karşı korumasıdır.
Bebeğe anne sütüne başlamadan evvel şekerli su gibi şeyler verilmemelidir. Verildiği takdirde kolostrumun sindirim sistemi üzerindeki koruyucu etkisi azaltılmış olur. Ayrıca olgun anne sütünde bağışıklık hücreleri ve antikorlar bulunur. İlk altı ay anne sütündeki antikorlarla bebek birçok hastalıktan korunmuş olur.
- Anne sütü, inek sütü ve diğer sütlerde bulunan alerji yapabilecek maddeleri içermez.
- Anne sütünün hazırlanması ayrı bir çaba veya ekonomik yük getirmez. Mama veya inek sütü pişirilirken dikkat edilmesi gereken mikropsuzlaştırma (pastorize etme) işlemlerine de gerek yoktur.
- Emzirme, bebeğin dişlerinin normal dışı gelişimine meydan vermez.
- Emzirme ile bebeğin psikolojik gelişimi olumlu yönde etkilenir. Bebek doğduğunda duyular tam olarak gelişmemiştir. Emzirme sayesinde anne ve bebek arasında güçlü bir iletişim kurulur.
Bebeğin İlk Gıdası Anne Sütü Olmalı
Anne doğumdan hemen sonra emzirmeye başlamalıdır. Emme ile beyne uyarılar gider ve prolaktin denen süt yapımını sağlayan hormon salgılanır. Ayrıca, meme başı uyarımıyla annenin bebeği görmesi, kucağına alması, kokusunu, sesini duyması, onunla temas kurmasıyla oxitosin hormonu da salgılanır. Bu hormon ile sütün sağılımı gerçekleşir.
Görülüyor ki süt yapımında hormonlar kadar anne psikolojisi de önem taşıyor. Annenin yaşadığı korku, çekinme, ağrı, telaş gibi stres halleri sütün oluşumunu ve akmasını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu nedenle anneler süt verirken rahat, huzurlu, sütlerinin yeteceğinden emin ve çevrenin olumsuz etkilerinden olabildiğince uzak olmaları gerekir. Bebeğini dünyaya getiren anne, onu en iyi şekilde besleyebilecek kabiliyetlerle donatılmış olduğunu bilmelidir.
Bebeği Emzirme Sıklığı
İlk günlerde bebek her ağladığında emzirilmelidir. Daha sonra beslenme saatleri düzene girecektir. Genellikle 2-4 saatlik aralarla emzirme yeterli olabilmektedir.
Beslenme saatleri için çok katı davranmamak gerekir. Yarım saatlik sapmalar olabilir.
Her iki meme için toplam emme süresi 10’ar dakikadan, 20 dakika olacak şekilde ayarlanmalıdır. Her iki gögüs de emzirilmelidir.
Emziren Anneler Dikkatli Olmalı
Emziren anne, vücut temizligine çok dikkat etmelidir. Her gün gögüsler bir kez yıkanmalı, emzirdikten sonra bir damla süt kurumaya bırakılmalıdır.
Bebegin beslenmesi annenin beslenmesine baglıdır. Anne, emzirme süresince besinlerine özen göstermeli, kesinlikle zayıflamak için rejim yapmamalıdır. Vücut süt oluşturmak için enerji harcar. Dolayısıyla annenin gebelikte edindigi kilolar, en iyi emzirme sürecinde normale dönebilmektedir.
Anne bol sıvı almalıdır. Sanıldıgının aksine süt yapıcı diye bilinen gıdalar istenen etkiyi göstermeyebilir. Hatta annenin iştahını etkileyip dengeli beslenmeyi bozabilir. Aşırı yaglı, aşırı baharatlı gıdalardan kaçınmalıdır.
Emzirme döneminde, anne normal yaşamına devam edebilir. Hareketlerini kısıtlamasına gerek yoktur.
Süt verilen dönemde sigara kesinlikle kullanılmamalı, hatta içilen yerlerde de bulunulmamalıdır. Sigarada bulunan zararlı maddeler süte geçerek bebekte istenmeyen etkilere yol açabilir. Ayrica sigara içen annenin süt miktarı azalıp kalitesi degişir. Emziren anneler, çay, kahve gibi içeceklerde de aşırıya kaçmamalıdır.
Emziren bir anne çalışıyor olsa dahi bebegi sütünden mahrum etmemeye özen göstermelidir. Bebegin yanında bulunmadıgı zamanlarda sütünü uygun araçlarla sagıp buzdolabında saklayabilir.
Düzenli ölçümlerde bebegin boyu ve agırlıgı yeterli artışı gösteriyorsa, anne sütünün yeterli oldugu kanısına varılır. Anneler bebeklerinin şişman görünmesinden memnun olsalar da, şişman bebek her zaman için saglıklı bebek demek degildir.
Anne sütü tek başına 4-6 ay verildikten sonra teker teker ve başlangıçta az miktarlarla ek besinlere başlanabilir. Sonrasında da ek gıdalarla birlikte anne sütü vermeye devam etmelidir.
Faydaları bu denli fazla üstelik hazır ve ekonomik olan anne sütünden bebeginizi mahrum bırakmayın.