Kızamık, kızıl gibi hastalıklar, ülkemizde kaçınılmaz çocuk hastalıkları olarak kabul edilir. Deri yüzeyine serpilmiş gibi duran kırmızı beneklere sebep olduğu için “döküntülü hastalıklar” denilen bu rahatsızlıkları çocuklukta geçirmeyenimiz yok gibidir. Bu hastalıkların, tedbir alınmadığında vahim sonuçları olabileceğini biliyor muyuz? Halbuki önlenmesi çok basit; Aşı.Döküntülü hastalıkların büyük kısmı virüs ve bakterilerle oluştuğu için bulaşıcı özelliğe sahiptir. Bu tip hastalıklar, hem çocuğu yatağa düşürür, hem de gerekli tedbirler alınmadığında başka ağır rahatsızlıklara sebep olabilir. Döküntülü hastalıklar, kızamık, kızamıkçık ve kızıldır.
Kızamık
Sebebi kızamık virüsüdür. Virüs, burun ve yutak salgılarında bulunduğundan öksürme, hapşırma ve konuşma sırasında havaya saçılan damlacıklar yoluyla bulaşır. Çok bulaşıcıdır. Salgınlar özellikle ilkbahar ve sonbaharda ortaya çıkar. Ancak aşı uygulamasının yaygınlaşmasıyla sıklığı azalmıştır. Bebekler, annelerinden hamilelik sırasında aldıkları kan hücreleri sayesinde 6 aylık olana kadar kızamığa karşı dirençlidirler. Bu hastalığa 6 aylıktan büyük bebekler ve çocukların yanısıra, aşılanmamış ergen ve yetişkinler de yakalanabilir. Bulaştırıcılık, kızamık virüsü alındıktan 7 gün sonra başlar ve ciltte kırmızılıkların oluşmasını izleyen 5. güne kadar devam eder. Mikrobun kuluçka dönemi, 10-12 gündür. Bu dönemde hastalık belirtisi yoktur. Bunun ardından 3-5 gün süren, halsizlik, ateş, öksürük, gözlerde sulanma ve ışığa bakamama gibi belirtilerle seyreden dönem başlar. Bu dönem soğuk algınlığıyla çok karıştırılır. Belirtilerin ortaya çıkmasından 2-3 gün sonra yanakta kırmızı-beyaz renkli lekeler belirir. Bu lekeler kızamık teşhisini koydurur ve ortalama 14 saatte kaybolur. Ateşin 40oC’ye yükselmesiyle birlikte döküntüler ortaya çıkar. Döküntünün belirdiği ilk gün, çocuğun genel durumu oldukça bozuktur. Önce kulakların arkasından saç çizgisi boyunca, yanaklarda ve boyunda göğse yayılır. 2. gün tüm vücut kırmızı lekelerle kaplanır; buna rağmen genel durumu daha iyidir ve ateşi düşer. Sonra döküntülerin rengi ortaya çıktığı sırayla solar. Solarken üzeri pullanabilir, kahverengimsi renk değişikliği ve soyulma olabilir. Kızamık, en sık orta kulak iltihabına sebep olur. Zatürreye de yol açabilir. Binde bir oranında olsa da, beyin iltihabına sebep olduğu da gözlemlenmiştir. Kızamığın beyinde yaptığı başka bir hasar daha vardır ki, bu yıllar sonra belirlenebilir, yavaş ilerler. Çocukta davranış ve bilinç değişiklikleriyle kendini belli eder. O zamana kadar normal zekaya sahip olan çocukta yavaş yavaş gerileme ortaya çıkar, istemsiz kasılmalar başlar. Zamanla yatağa bağımlı hale gelir. Ölümle sonuçlanır. Sık görülmese de bu kadar ciddi komplikasyonları olan kızamığın önlenmesi çok basittir. Aşı, bunun için en iyi yoldur. Bebeklik dönemi aşı takvimine göre 9. ayda uygulanır. Ayrıca buna ilkokul 1. sınıfta tekrar dozu eklenmiştir.Kızamıkcık
Sebebi kızamıkçık virüsüdür. Ağız ve burundan yayılan damlacıklar yoluyla bulaşır. Bulaştırıcılık döküntüden önceki ve sonraki 7’şer günlük dönemi kapsar; ancak döküntüden sonraki 14 güne kadar uzayabilir. Kızamığın döküntü öncesi belirtileri, kızamıkçıkta genellikle görülmez. Ancak bazen hafif ateş, başağrısı, nezle olabilir. Döküntüden 1 gün önce başın arkasında başlamak üzere, kulak arkası, çene altı ve boyunda ortaya çıkan ağrılı şişlikler tipiktir. 2-3 gün süren halsizlik döneminden sonra döküntüler başlar. Önce yüzde ortaya çıkar. 2. gün gövdede belirdiğinde, yüzdekiler yok olur. 3. gün tamamen kaybolur. Kızamıkcık hafif geçirilir. Buna rağmen teşhis konması önemlidir. Çünkü bu hastalığa bağışıklığı olmayan hamile bir kadın, özelllikle hamileliğinin ilk 3 ayında kızamıkcıklı bir hastadan virüs kaparsa, bebekte sağırlık, katarakt gibi göz bozuklukları, kalpte bozukluklar, kemik değişiklikleri, beyin iltihabı gibi hasarlar oluşabilir. İlk 3 ay, bebeğin organ gelişimi dönemi olduğundan hasar bu kadar fazla olmaktadır. Korunma ancak aşıyla sağlanabilir. 15 aylıktan sonra uygulanır. Özellikle kız çocuklarının geleceğin anneleri olmaları dolayısıyla aşılanması önemlidir. Erkek çocukların da bulaşma kaynağı olmalarının engellenmesi amacıyla aşılanması gereklidir. Hastalığın bir kez geçirilmesi kalıcı bağışıklık sağlar. Kızlar, erginlik döneminden sonra da eğer bağışık değillerse aşılanmalıdırlar. Bağışık olup olmadığı kanda antikor bakılarak anlaşılır. Hamile kalmadan önce bu açıdan incelenmelidir. Aşı yapıldıktan sonraki 3 ay içinde kesinlikle hamile kalınmamalıdır. Hamilelik sırasında bu aşı asla yapılmaz. Hamile hanımlar, bağışıklığı olsa da olmasa da kızamıkcıklı hastadan uzak durmalıdır.Kızıl
Bu hastalığın etkeni bakteridir. Bulaşması ağız-burun damlacıklarıyla ve çatal-kaşık-havlu gibi kişisel eşyaların kullanılmasıyla da olur. Hastalık, virüs kapıldıktan ortalama 3 gün sonra titreme, karın ağrısı, boğaz ağrısı, kusma, yüksek ateş gibi belirtilerle başlar. Bu belirtilerden 1 gün sonra döküntüler çıkar. Bunlar kırmızı ve iğne ucu şeklindedir. Deriye kaz derisi görünümü verir. Koltuk altı, kasık ve boyundan başlar, 24 saatte tüm vücuda yayılır. Yüzde döküntü yoktur, ama yaygın bir kırmızılık vardır. Ağız çevresi soluktur. Parmak kıvrımları, kasık, diş ve dirseğin ön kesimlerindeki çukurluklarda kırmızılıklar daha yoğundur. Döküntü bir hafta sürdükten sonra deri soyularak iyileşir. Ateş 5-6 gün içinde azalarak düşer. Hastalığın ilk 1-2 gününde dilde beyaz bir tabaka oluşur, buna beyaz çilek dili denir. Birkaç gün sonra kırmızılanır, buna da kırmızı çilek dili denir. Ayrıca boyun kızarık ve şiştir. Kızılın sebep olabileceği diğer rahatsızlıklar; sinüzit, orta kulak iltihabı, zatürre, böbrek iltihabı ve romatizmal ateştir. Kızılın aşısı yoktur. Ancak penisilin tedavisi çok etkilidir, asla doktor kontrolü dışında kullanılmamalıdır. Sonuç olarak, çocuklarımızın aşılarını asla ihmal etmemeli; gerekli tedaviler yapılmadığında basit hastalıkların da ağır neticeler doğurabileceğini unutmamalıyız.