Aramak

Dil Okur, Kalp Ne Yapar?

Hüccetü’l-İslâm İmam Gazâlî rahmetullahi aleyh “İhyâu Ulûmi’d-Dîn” adlı meşhur eserinde namazlardaki gaflet hali hususunda şu dikkat çekici uyarıları yapar:

Rasulullah sallalahualeyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde, düşmanı şeytanın aleti olan nefsin hevâsını kıran bir ibadettir. Gafletle de tutulsa bu maksatların gerçekleşmesi mümkündür. Aynı şekilde hac da meşakkatli ve nefse ağır gelen bir ibadettir. Onda nefse sıkıntı verecek mücâhede (ve işler) mevcuttur. Kalp bu işleri yaparken ister hazır ve uyanık olsun ister olmasın bu sonuç kendiliğinden hâsıl olur.

Namaza gelince: O zikir, kıraat, rükû, secdeler, kıyam ve oturuştan oluşur (bunların hepsi kalp uyanıklığı isteyen işlerdir). Namazda zikir, Allah Tealâ ile konuşmak ve O’na yalvarmaktır. Bu (Buhârî, Salât, 33) zikirden maksat ya Allah Tealâ’ya hitap etmek ve O’nunla konuşmaktır ya da dili harfleri ve sesleri çıkarmakla sınamaktır. Aynen oruçta yeme içmeden kesilerek midenin imtihan edildiği gibi. Yahut bedenin hacda meşakkatli işlerle, kalbin zekâtı verme sıkıntısı ve sevdiği maldan ayrılmakla imtihan edildiği gibi... Elbette namazdaki zikirden maksat harfleri ve sesleri çıkarmak değildir. Çünkü dili boş şeylerle hareket ettirmek gaflet halindeki kişi için kolay bir iştir.

Bir amel olarak harfleri çıkarmada imtihan yoktur. Harflerden maksat konuşmaktır. Harfler ve sesler içteki duygu ve düşünceyi dile getirdiği zaman konuşma olur. Bu da ancak kalbin huzurda olmasıyla gerçekleşir. Bir kimse namazda kalbi gafil bir halde, “Allahım bizi sırat-ı müstakime ulaştır” (Fâtiha 6) mealindeki ayet-i celileyi okuduğunda, ondan kastı yalvarma ve dua olmazsa bu isteğin ne manası olur? Hele dil buna alıştıktan sonra dilini hareket ettirmekte hangi zorluk vardır?

Şüphesiz namazda kıraat ve zikirden maksat hamd, senâ, yakarış ve duadır. Muhatap Allah Tealâ’dır. Kulun kalbi ise gafletle Allah’tan perdelidir; O’nunla irtibatlı değildir. Muhatabından gafil bir halde dil alıştığı şeyleri tekrar edip durmaktadır. Bu kimse, kalbin temizlenmesi, Allah Tealâ’yı zikir ve O’na iman bağını kuvvetlendirmek için emredilen namazın gayesinden ne kadar uzaktır!

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy