Dinî eğitimde hangi yöntem uygulanırsa uygulansın, zorlama ve cezalandırma yerine isteklendirme esas alınmalıdır. Çocuğun isteklendirilmesi, ancak onun dünyasına inilerek yapılabilir. Neden dinini öğrenmesi gerektiğini çocuğumuza izah etmek de yine bizim vazifemiz.
6-7 yaşında bir çocuk için Kur’an-ı Kerim öğrenmek, bir yetişkin kadar önem arzetmeyebilir. Çünkü okuma-yazmada kullanacağı asıl alfabe Türkçe’dir. Bu durumda öğrenmelerini istediğimiz Kur’an yazısı, hem dil, hem de alfabe olarak çocuklarımıza pek aşina gelmez. Dolayısıyla çocukları isteklendirmek ve motive etmek için bütün maharetimizi göstermek zorundayız.
Çocuk da İkna Olmalı
Din eğitimini konu alan eski kitaplarda, çocuğu anlamını bildiği surelerden okutmaya başlatmaktan söz edilir. Oysa bizim çocuklarımız farklı bir ortamda, farklı bir dünyadalar. Bırakın bazı surelerin anlamını bilmeyi, surelerin niçin var olduğunu ve onları neden öğrenmemiz gerektiğini bilmiyorlar. Öyle ise, ‘öğrenmelisin!’ tavrı yerine neden öğrenmesi gerektiğinin sebepleri çocuklara izah edilmelidir.
Yazık ki çocuğumuza İslâm’ı öğretmede açık veya gizli bir karşıt propaganda ile de başa çıkmak zorundayız. Allah’ın insanların namazına veya aç kalmasına ihtiyacı olmadığı, şuurunu kaybetmeyecek kadar içki içmenin normal olduğu gibi sık rastlanan anlatımlar çocuklarımızın kafasını kurcalamıyor mu dersiniz?
Yoğun okul döneminin ardından çocuğumuz dini öğrenmede isteksiz ve hep ileri bir tarihe erteleme eğilimindeyse, zora başvurma yerine, derslerinin giderek ağırlaşacağı, birçok sınava girmesi gerekeceği, büyüdüklerinde kendilerinden iş ve yardım bekleneceği anlatılmalıdır. Ayrıca duaların gücü, Kur’an okumanın Allah ile bir tür konuşma anlamına geldiği gibi konularda telkinler yapılmalıdır.
Bu arada mutlak doğru, geçerli ve en değişmez adresin İslâm olduğu, çocuğun kapasitesine uygun olarak anlatılmalıdır. Belli bir noktadan sonra, çocuk bu temel anlayışı benimser ve sizin anlatımınıza ihtiyacı dahi kalmayabilir. Belli yaştan sonra da inancını destekleyecek kanıtları kendisi arar, bulur ve imanını güçlendirir.
Kur’an Öğrenmeyi Zevke Dönüştürmek
Çocuklar yaparak, yazarak ve oyun ortamı havasında daha hızlı ve kolay öğrenirler. Oysa din öğretiminde kullanılan metodlar ve araçlar yazık ki yeterince zengin değildir. Bu durumda, Kur’an dili öğretiminde kendimiz onlar için bazı kolaylıklar getirebiliriz. Hocaefendilerin ve hocahanımların ihtisas alanına girmek istemem, ancak şu önerilerimi lütfen ciddiye alınız:
* Kur’an harflerini bir mukavva parçasından keseceğiniz karelere yazınız. Kalın sesli, ince sesli ayırımını koyu renk kalem ile belirtiniz. Kartların arkalarına okunuşlarını çok hafifçe yazabilirsiniz. Önce birkaç kez tüm harfleri iki-üç çocuğa toplu olarak okuyup, seslerin çıkış yerlerine dikkat çekerek tekrarlatınız. Sonra hazırladığınız kartları çocukların eline verip, birbirlerine sorup-paylaşarak, sokakta-bahçede oynayarak çalışmalarını isteyiniz. Çocuklar akşama harfleri öğrenmiş olarak dönebilir; ne dersiniz?
* Çocuklar bazı harfleri birbiriyle karıştırırlar. Özellikle de nun ile be’yi; te ile ye’nin ortada yazılışını; ha ile cim’i çok karıştırırlar. Bu karışıklığı önlemek için şu anlatım yardımcı olamaz mı?
“Bak bu nun... U harfine benziyor ama içindeki nokta U’da yok...”
“Bu, yağmurun ye’si... Noktadan damlaları aşağı düşüyor.”
“Bu cim’dir... Kucağında noktadan yavrusu var. Yavrusu diyor ki, annecim...”
Bu tür zihinsel kodlamaların çok işe yarayacağını görebilir, siz de çocuğunuzun seviyesine göre değişik anlatımlar icad edebilirsiniz.
* Harflerin başta, ortada, sonda yazılışlarının öğretilmesinde de bazen güçlük çekilir. Çocuğun elinde her harfin başta, ortada, sonda yazılışlarına ilişkin bir tablo bulunmalı ve bir süre incelemelidir. Sonra biraz zahmete girerek, bu yazılışları karışık olarak gösteren bir liste hazırlayın. Çocuktan, harflerin başta yazılışını gösterenleri (b), ortadakileri (o) ve sondakileri de (s) ile işaretlemelerini isteyin. Diğer listeye bakmasına izin verin. Önemli olan, harfleri dikkatle incelemesidir. Daha sonra karışık sıralamayı b, o, s şeklinde düzeltmesi de istenebilir. Böylece bir oyun icat etmiş olur ve çocukların test çözmekten hoşlanmasından faydalanabilirsiniz.
* Kalın sesli harflerin ezberlenmesini kolaylaştırmak için onlardan anlamlı kelimeler oluşturup hatırda tutmaları istenebilir: “HîZa, KaSa, HaTa, AĞaRa” gibi...
* Çocuklarımız trafik ışıklarının ne anlama geldiğini biliyorlar. Kur’an-ı Kerim’deki durak işaretlerinden mutlaka durulması gerekenleri kırmızı renkle, durulup-durulmaması duruma bakılanları sarı renkle ve durulmaması gerekenleri de yeşil renkle sembolize ederek çok daha kolay öğretebilirsiniz.
* Dinî konularda temel bilgiler verdiniz. Hemen arkasından onar soruluk küçük testler hazırlayın veya en azından sözlü sorular sorun. Mesela:
Hz. Peygamber’in sözlerine ne denir?
a) Şiir b) Ayet c) Sünnet d) Hadis...
Onlara kolay sorun ve yüksek puanlar verin ki, şevkleri artsın.
Zorlaştırmayın, Kolaylaştırın
* Namaz surelerini, Türkçe yazılışlarından ezberlettirebilirsiniz. Bu pek sağlıklı olmayabilir, ancak hiç yoktan iyidir. Siz onlara birkaç kez tecvite uygun okuyarak kulak dolgunluğu sağlayabilirsiniz. Çocuklar şiiri kolay ezberlerler. Sureleri uygun yerlerden bölerek alt alta satırlar halinde yazın. İkişerli, dörderli sıralar halinde de olabilir. Böylece daha kolay ezberleyeceklerdir. Ayrıca kolay ve kısa surelerden işe başlarsanız, gözlerini korkutmamış olursunuz.
* Kur’an-ı Kerim öğretiminde çocuklara çıkarılan bir zorluk da, harfler öğrenildikten sonra altında Türkçe okunuşları verilen kelimeleri okumalarını istemektir. Çocuklar bunları öğrenmeden ezberleyebilirler. Bunu önlemek için hareke, cezm, şedde ve tenvinler de dahil olmak üzere Kur’an harflerini karton karelere yazınız. Çocuktan, bu harf ve işaretleri kullanarak bazı kelimeleri yazmalarını isteyiniz. Cami, Kâbe, şemsiye, Beyza, Tûba, Cemil, Berk, Arda, Furkan gibi... Onlarla birlikte siz de yazınız, yardımcı olunuz. Çocuğunuzun okuldan aşina olduğu fiş usulünün bir türü olan bu tür öğrenme daha kalıcı olacaktır. Başlangıçta ufak-tefek aksaklıklar olacaktır ama zamanla düzeleceğini unutmayın.
Sizlere de çocuklarınıza hazırlayacağınız bu araç-gereçlerin, yapacağınız bu yardımların, pek çok ciddi ve önemli gördüğünüz işlerinizden Allah katında daha hayırlı ve sevaplı olacağını hatırlatmak isterim.
* Çocukların din eğitimine ilişkin kitap ve kaynak adı soran okuyucularımızın isteklerine cevap verebilmek için birkaç kaynak incelemeye çalıştım. Ancak hiç birinin tek başına yeterli ve tek doğru olduğunu, kullanım ve uygulama pratiği bulunduğunu söyleyemem. En iyi kaynak sizlersiniz. Ne kadar yaşarsanız, ne ölçüde uygularsanız, o kadar öğretebilirsiniz. Çocuklar için “modelden öğrenme” en etkili, en pratik öğrenme şeklidir.
Bu ulvî görevinizde kolaylıklar dilerim.