Aramak

HAL DİLİ

PEYGAMBERİNİN İZİNDE OLAN KİM?

Büyük sûfî âlimlerden Ebu Tâlib el-Mekkî kuddise sırruhû şöyle der:

“Hz. Peygamber sallallahu aleyhi veselleme tâbi olmanın belirtileri şunlardır:

  • Farzları eda etmek,
  • Harâmlardan kaçınmak,
  • O’nun ahlâkı ile ahlâklanmak,
  • O’nun edebi ve her zaman güzel olan halleri ile edeplenmek,
  • O’nun sözlerini araştırıp öğrenmek,
  • Dünyaya karşı zâhid olmak,
  • Dünya ehlinden yüz çevirmek,
  • Kötü isteklerine uyarak gaflete dalanlardan uzak durmak,
  • Dünya malının çoğalması için hırs yapmamak; dünya malı ile övünmemek,
  • Ahiret amellerine yönelip ölüm sonrası için çalışmak,
  • Ahiret ehli olanlara yakın olmak,
  • Fakirleri sevip kendini onlara sevdirmek,
  • Fakirlere yakın olup meclislerinde çok oturmak,
  • Ahiret ehlinin ve fakirlerin dünya ehli zenginlerden daha üstün olduğuna inanmak,
  • İnsanların uzak durduğu âlim, zâhid ve âbidleri Allah için sevmek,
  • İnsanların yağcılık yapıp yakın durduğu zalim, bid’at ehli ve fâsık kimselere Allah için buğzetmek.”

Ebu Tâlib el-Mekkî, Kalplerin Azığı

Hadis-i Şerif

“KIM INANARAK VE SEVABINI ALLAH’TAN BEKLEYEREK RAMAZAN AYINI IBADETLE GEÇIRIRSE, GEÇMIŞ GÜNAHLARI BAĞIŞLANIR.”

Buhârî, İman 37

ŞEYTANLA BAŞ ETMENİN YOLU

Hüccetü’l-İslâm İmam Gazalî rahmetullahi aleyh der ki:

“Âlimlerimize göre şeytanla savaşıp onu yenmek üç vasıta ile mümkündür.

  • Şeytanın hile ve tuzaklarını iyi öğrenmek... Bunu yaptığın takdirde, ev sahibinin içeride olduğunu hissedip kaçan hırsız misali, üzerine gelmeye cesaret edemez.
  • Şüphe ve tereddütlerine aldırmamak, kalbinde onlara meyletmemek, asla uymamak... Şüphe ve tereddütler havlayan bir köpeğe benzer. Üzerine varırsan azar, inatlaşır. İlgi göstermezsen susar.
  • Dil ve kalple Allah Tealâ’nın zikrine devam etmek... ”

İmam Gazalî, Minhâcü’l-Âbidîn

KALP TEMİZLİĞİ NE DEMEK?

Nakşibendiyye sâdâtından Hâce Yakub Çerhî kuddise sırruhû şöyle demiştir:

“Bâtınî temizlik (kalbî temizlik), kişinin haset, düşmanlık, cimrilik ve benzeri kötü huylardan temizlenerek, Hak Tealâ’nın muhabbetini kalbine yerleştirmesidir. Kalp kötü sıfatlardan temizlendiği vakit ona güzel sıfatlar nakşolur; böylece kişi selamet üzere olur. Kalbi dünyanın bela ve musibetlerinden sıyrılamayan kimse selamet bulamaz. Allah Tealâ sâlim kalbe sahip olmayanlar için; ‘O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar! Ancak Allah’a temiz bir kalple gelenler kurtuluşa erer.’ (Şu’arâ 88-89) buyurmuştur.”

Yakub-i Çerhî, Risâle-i Ünsiyye

Hadis-i Şerif

“ALLAHIM! SEN AFFEDICISIN, AFFETMEYI SEVERSIN, BENI AFFET.”

Tirmizî, Deavât 89

AKILLI ve ÂCİZ

Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:

“Akıllı kişi, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için amel eden kişidir. Âciz kişi ise nefsini beşerî arzularının esiri kılıp, diğer taraftan Allah Tealâ’dan kuru temennilerde bulunan ve bunların gerçekleşmesini bekleyendir.”

Tirmizî, Kıyâmet 25

RAMAZAN ZİNDELİĞİ

Yemenli sûfî âlimlerden Abdullah b. Alevî el-Haddâd kuddise sırruhû şöyle demiştir:

“İyi ameller yapmaya dikkat et. Özellikle de Ramazan ayında... Çünkü Ramazan ayında yapılan bir nafilenin sevabı, diğer aylardaki farzın sevabına denktir. Ayrıca Ramazan ayında yapılan güzel amellerde elde edilen zindelik ve kolaylık diğer aylarda elde edilemez, hatta ona yakın bile olamaz. Bunun sebebi şudur: Bu ayda iyiliğe karşı tembel olan nefs, açlık ve susuzlukla hapsedilmiş, iyilikten alıkoyan şeytanlar bağlanmış, cehennemin kapıları kapanmış, cennetin kapıları açılmıştır. Bir münâdî Allah’ın emriyle her gece, ‘Ey iyiliği isteyen, gel iyiliğini artır! Ey kötülük isteyen kişi sen de bundan vazgeç!’ diye seslenir.

Bu mübarek ayda ahiret amellerinden başka bir şeye teşebbüs etmemen ve zaruret olmadıkça dünya işlerine girişmemen gerekir. Ramazanın son on gününü Allah Tealâ’ya daha çok yönelmek ve ibadete sarılmak için ayır.”

Abdullah b. Alevî el-Haddâd, Esaretten Kurtuluşa

HALİNE ŞAŞARIM

Sûfîlerin büyüklerinden Yahya b. Muaz kuddise sırruhû şöyle der:

“Kulların önünde kendisini küçük düşürerek, Allah Tealâ’dan istediği şeyi bulacağını zanneden kimseye şaşarım!

Bir somun ekmek kuvvetiyle ‘Latîf’ olan Allah’a -hâşâ- kafa tutan tutan kimseye şaşarım!

Bedeninin ölmesinden korktuğu halde kalbinin ölmesinden korkmayan kimseye şaşarım!

Dünyayı kaybetmekten korktuğu halde dinini kaybetmekten korkmayan kimseye şaşarım!”

Ahmed er-Rıfâî, Hâletü Ehli’l-Hakikati Maallah

ZEKÂTTAN KAÇINCA

Büyük velîlerden Abdullah b. Alevi el-Haddâd kuddise sırruhû şöyle der:

“Eğer zekât düşen bir malın varsa, o malın zekâtını gönül hoşluğu ile ve Allah Tealâ’nın rızasını isteyerek vermeye dikkat et. Vakti gelince zekât vereceğin miktarı geciktirmeden seç, ayır. Eğer böyle yaparsan üzerine bereketler yağar, hayırlar kat kat artar ve malın âfetlerden korunaklı bir kalede olur.

Bil ki hibe ederek ve benzeri yollarla zekâtı üzerinden düşürmek için hileye başvuran veya bile bile zekâtını müstahak olmayanlara ya da nefsinin isteğine göre menfaat elde edeceği birine veren kimseyi, Allah Tealâ malıyla cezalandırmadan dünyadan ayrılmaz.”

Abdullah b. Alevî el-Haddâd, Esaretten Kurtuluşa

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy