Aramak

Medreseden Ayrılan Ağlayan Âlim

İnsan Halleri

Osmanlı’nın ilk kazaskeri Çandarlı Kara Halil Paşa’dır. Devrinin büyük âlimlerinden Ali el-Esved hazretlerinden ilim tahsil etmiş, ondan icazet almıştır. Onun kazasker oluş hikâyesi, aynı zamanda bir devletin adım adım ihlâs üzere müesseseleşmesinin de resmidir. Aslı Arapça olan ve Osmanlı âlimlerini anlatan Şakâiku’n-Numâniye’nin Kanuni Sultan Süleyman devrinde yapılmış tercümelerinden olan Mecmau’l-Eşraf’ta bu hikâye şöyle anlatılır:

Orhan Gazi devri âlimlerinden biri de ilmiyle âmil, faziletli ve kâmil büyüğümüz Çandarlı Halil’dir. Mevlânâ Ali el-Esved’in talebelerinden iken kazasker olmuştur. İlk kazasker kendisidir. Anlatıldığına göre, Orhan Gazi bir gün gezerken Ali el-Esved hazretlerinin odasına uğrayıp ziyaret etmek ister. İçeri girdiğinde onun namaz kıldığını görür. Kapıda bir süre bekler. Bu sırada orada olan talebelere ‘Biz de namaz kılmak isteriz’ deyince, Mevlânâ Halil imam olur, sultan da ona uyar. Namazı kılarlar. Bu sırada Ali el-Esved hazretleri sultanın geldiğini öğrenir ve karşılamak üzere odasından dışarı çıkıp ‘Bu ne hayırlı geliştir padişahım!’ der ve oturup sohbet ederler. Konuşurken Orhan Gazi hazretleri şöyle der: – Halk, bazı meseleleri gelip bizden soruyorlar. Biz çoğu zaman seferdeyiz. Şer’î ilimlerden de o kadar bilgimiz yoktur. Sizin şerefli hizmetinizde ilim tahsil etmiş talebeden birini, izin verirseniz alıp gidelim. Yanımızda durup dinimize göre hüküm versin. Bunu duyan talebelerin hepsi yalvararak hocalarının kendilerini bu vazifeden muaf tutmalarını ister. Bu halden haberdar olan sultan; – Siz birini tayin eyleyin. Ben onu zorla alır götürürüm. Halkın maslahatıdır, der. Bunun üzerine Ali el-Esved hazretleri Çandarlı Halil’i tayin eder. Böylece onu zorla alıp götürürler. Anlatıldığına göre, yolda ilim tahsilinden uzaklaşıyorum diye üzüldüğünden hüngür hüngür ağlamış. İlk önce Bilecik’te kadılık yapmış. Daha sonra Orhan Gazi İznik’i fethedince oraya tayin olunmuş. Daha sonra da Bursa fethedilince oraya kadı olmuş. Sultan Murad Hüdavendigâr devrinde de kazaskerlik yapmış ve sonra beylerbeyi ve vezir olmuş. Çandarlı Halil, Şeyh Edebali hazretlerinin akrabası imiş. Akıllı, kemalât sahibi, yol gösteren, tedbirli ve halkın işlerini düzene koymada kifayetli bir âlimmiş. Halil Paşa olarak halk arasında şöhret kazanmış.”

(Mecmau’l-Eşrâf, Muhtesip-Zâde Hâkî Efendi, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, İstanbul, 2021, s. 212-213)

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy