Hz. Muhammed A.S.’ın geleceği, önceki ilâhî kitaplarda belirgin olarak yazılıdır. Bütün çabalarına rağmen yahudi ve hıristiyanlar O’nun ismini silseler bile, özelliklerini kutsal kitaplarından silememişlerdir.
Hz.Muhammed s.a.v., Yüce Allah’ın alemlere rahmet olarak gönderdiği son peygamberidir. O’nun gelişi ile alem, ilâhî vahyin ışıgı ile karanlıktan aydınlıga, zulmetten nura, cehaletten ilim ve irfana kavuşmuştur. Hz.Peygamber s.a.v. öncesi dünya, cahiliye karanlıgı içinde yüzmektedir. Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi hak dinler bozulmuş, insanlar neye nasıl inanacaklarını ve ne şekilde ibadet edeceklerini bilemez olmuşlardır. Bunun yanında, dünyanın her tarafında her türlü zulüm, haksızlık ve adaletsizlik normal ve olagan şeyler arasına girmiştir.
Silinmeyen İşaretler
Böyle bir ortamda, dünya bir kurtuluş ve kurtarıcı beklemektedir. Bu kurtarıcı peygamberin vasıfları ve özellikleri de az çok bilinmektedir. Çünkü Tevrat ve İncil gibi ilâhî kitaplar Hz. Peygamber s.a.v.’in geleceğini müjdelemektedir. Tahrif olunmalarına ve insanlar tarafından asıllarının değiştirilmelerine rağmen, ilâhî irade bu müjdenin tamamen ortadan kalkmasına izin vermemiştir. Bu müjde ve işaretler bugün elimizde bulunan Tevrat, İncil ve Zebur’da da bulunmaktadır.
Büyük İslâm bilgini Fahreddin Razî, Kur’an’dan önceki ilâhî kitaplardaki tahrif ve değiştirmenin özellikle ve öncelikle Hz. Muhammed s.a.v.’in geleceğini müjdeleyen ayetlerde olduğunu söyler. Diğer bir çok İslâm bilgini gibi Razi de, Hz. Muhammed s.a.v.’in vasıflarından önce isminin, önceki ilâhî kitaplarda açık olarak yazıldığı kanaatindedir. Nitekim Hz. İsa A.S.’ın da, kendisinden sonra gelecek olan ve ismi Ahmed olan peygamberi müjdelemek için geldiği Kur’an’da yazılıdır (Saf/6).
İşte, ismi açıkça belirtilen Hz. Muhammed s.a.v.’in geleceği, önceki ilâhî kitaplarda belirgin olarak yazılıdır ve bütün çabalarına rağmen yahudi ve hıristiyanlar, ismini silseler bile özelliklerini kutsal kitaplarından tam olarak silememişlerdir.
İslâm bilginleri, Hz. Peygamber s.a.v.’in geleceğini müjdeleyen bu yerleri yazdıkları eserlerinde açıkça göstermişler, hatta bu hususta müstakil eserler kaleme almışlardır. Yazıyı uzatmamak için bütün bu eserleri ve işaret ettikleri yüzlerce ayetleri burada zikretmiyoruz. Ancak Hintli Rahmetullah Efendi’nin “İzharu’l-Hak” (Tercüme: Ö. Fehmi Efendi ve Nüzhet Efendi, Sönmez Neşriyat, İstanbul 1972) ve Keldanî papazı iken müslüman olan Abdulahad Davud’un “Tevrat ve İncil’e Göre Hz. Muhammed S.A.V.” (Tercüme: Nusret Çam, Nil Yayınları, İzmir 1998) adlı eserlerinin adını zikredelim.
Müjdeleyen Kim?
Biz burada asıl olarak, bugünkü Tevrat’ta bulunan ve Hz. Muhammed s.a.v.’i bariz şekilde müjdeleyen bir Tevrat ayetini söz konusu etmekle yetinelim.
Söz konusu olan Tevrat ayeti, Yüce Allah’ın, Hz. Musa A.S.’a olan şu hitabıdır:
“Onlar için kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracagım ve sözlerimi onun ağzına koyacagım ve ona emredeceğim, her şeyi onlara söyleyecek.” (Tesniye, 18/18)
İslâm bilginleri burada söz konusu edilen peygamberin Hz. Muhammed s.a.v. olduğunu söylerken, yahudiler, Hz. Musa A.S.’dan sonra gelen Hz. Yuşa b. Nun A.S. oldugu kanaatindedirler. Şimdi bu hususu ortaya koymak için ilgili Tevrat ayetini tahlil edelim.
Her şeyden önce, burada söz konusu edilen peygamberin Yuşa b. Nun A.S. oldugunu kabul etmek mümkün degildir. Çünkü, ilgili ayette “senin gibi bir peygamber çıkaracağım” denilirken, Tevrat’ın sonunda “Musa gibi bir peygamberin bir daha İsrailoğulları arasından çıkmadığı” (Tesniye, 34/12) belirtilmektedir. Halbuki Yuşa b. Nun A.S. İsrailogulları’ndandır ve Hz. Musa A.S.’ın yerine geçen peygamberdir.
Zaten bu husus çok belirgin olduğu için ayette, bu gelecek peygamberin İsrailoğulları arasından değil de, “kardeşleri arasından” çıkacağı söylenmiştir. O halde, İsrailoğulları’nın kardeşlerinin kim olduğuna bakmamız gerekiyor.
Bilindiği gibi İsrailoğulları, Hz. İbrahim A.S.’ın küçük oğlu Hz. İshak A.S. ve onun oğlu Hz. Yakub A.S.’ın, Araplar ise büyük oğlu Hz. İsmail A.S.’ın soyundan gelmektedirler. Yani Hz. İsmail A.S.’ın soyu olan Araplar ve Hz. İshak A.S.’ın soyu olan İsrailoğulları kardeştirler. Nitekim Tevrat, Araplar’ın atası olan Hz. İsmail A.S.’ın “kardeşlerinin doğusunda yerleşeceğini” söylemektedir (Tekvin, 16/12). Hz. İsmail A.S.’ın sakin olduğu yerin Mekke olduğu bilinmektedir.
Bu suretle Tevrat, yukarıda geçen “İsrailoğulları’na kardeşleri arasından Hz. Musa A.S. gibi bir peygamber gönderileceğini” söylerken, Araplar’dan İsrailoğulları’nın kardeşleri olarak söz etmiştir. Burada da İsrailoğulları’ndan, Arapların -Hz. İsmail A.S.’ın- kardeşleri olarak söz etmiş olmaktadır. Demek ki, gelecek peygamber hem “Hz. Musa gibi”, hem de “İsrailoğulları’ndan değil, kardeşlerinden” olacaktır. Her iki özellik de Yuşa b. Nun A.S. uymamaktadır.
Ayrıca ayette, istikbalde gelecek bir peygamberden söz edilmektedir. Yuşa b. Nun A.S. ise Hz. Musa A.S.’ın hizmetçisidir. Onunla aynı çağda yaşamış ve Hz. Musa A.S.’ın vefatı ile onun yerine geçmiştir.
'Okuma Bilmeyen Birine Oku Deriz'
Evet; Tevrat’ta özellikleri sayılan bu peygamber Hz. Muhammed s.a.v.’dir. Yüce Allah, Hz. Musa A.S.’a ve diğer bütün peygamberlere gönderdiği Hz. Cebrail A.S.’ı Hz. Muhammed s.a.v.’e de göndermiş ve ilk vahiy olarak “oku” demiştir. O ise “ümmî” olduğu, yani okuma-yazma bilmediği için “ben okuma bilmem” demiştir. Cebrail A.S., “yaradan rabbinin adıyla oku” (Alâk/1) diyerek ilk ayeti getirmiştir. Hepimizin bildigi bu olaya Tevrat’ta da işaret edildiğini görmekteyiz:
“Ve kitap okuma bilmeyen bir adama; ‘rica ederiz, bunu oku’ diye verilir. O da ‘okuma bilmem’ der.” (İşaya, 29/12)
Evet; Tevrat’ta geçtiği üzere Yüce Allah, Hz. Musa A.S.’a, İsrailoğulları’nın kardeşleri olan Araplar arasından onun gibi bir peygamber çıkaracağını söylemektedir. Bu peygamber okuma bilmeyen ümmî bir peygamberdir. Bu büyük peygamber, Allah’ın habibi, son elçi, alemlere rahmet, övüncümüz, efendimiz Hz. Muhammed s.a.v.’dir.
Müjdeler olsun, Tevrat’ın müjdesine kulak verip O’na uyanlara ve kutlu yolundan gidenlere...