Aramak

Ya Rabbena

Zikrin senin fikrin senin Geldi dile ya Rabbena. Biz kılalım şükrün senin Tahmid ile ya Rabbena. Terk eyleyen dünya işi Yolunda kor cân ü başı Tahkîke erer çok işi Taklid ile ya Rabbena. Zikrinle bulanlar safâ Yarın ebed görmez cefâ ‘Ya ümmetî’ der Mustafa Te’kîd ile ya Rabbena. Eyle dürüst imanımız Buyruk senin fermanımız Sana vara öz canımız Tevhid ile ya Rabbena. Tevhid edenler sağ ola Cennetler ona bağ ola Dîdenle yüzü ağ ola Temcid ile ya Rabbena. Bu Kâimî neyler acep Olmazsa fazlından sebep Zira sözü hep bî-edep Te’yid ile ya Rabbena. Vardır ümid-i akıbet Rahmetler bula afiyet Bir merhamet bir âliyet Ta’did ile ya Rabbena. Komaz senin lütfun eğer Derya kadar cürmü meğer Bir katre rahmetten değer Takyid ile ya Rabbena. Kâimî Hasan Baba k.s. (ö.1691) Tahmid ile: Hamd ederek. Cân ü baş: Can ve baş. Tahkîke erer çok kişi / Taklid ile...: Çok kişi, gördüğü, öğrendiği gibi amel ede ede hakikatin bilgisine erer, hakka’l-yakîne ulaşır. ‘Ya ümmetî’ der Mustafa / Te’kîd ile...: Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz ahiret gününde ısrarla ‘Ümmetim!’ der, müminlerin bağışlanmasını ister. Dîdenle yüzü ağ ola: Gözü yüzü ak ola, sevinç ve saadetler bula. Temcid: Yüceltme, tazim. Olmazsa fazlından sebep: Ya Rabbi, bir sebeple senin iyilik ve ihsanın olmazsa. Bî-edeb: Edebe aykırı, edepsiz. Te’yid ile: Kesinlikle, şüphesiz. Vardır ümid-i akıbet: Hayırlı sona dair ümidi vardır. Âliyet: Yücelik. Ta’dîd ile: (Burada) sayısızca. Derya kadar cürmü meğer: Günahı deniz kadar olsa da. Bir katre rahmetten değer / Takyid ile yâ Rabbenâ: Şarta bağlayarak söylüyorum ki Ya Rabbi, bir damlacık rahmetin yeter.
Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy