Ötelerin Bilgisi
Elimizin altında her bilgiye ulaştırabilen cihazların bulunması bizi âlim yapmıyor. Neredeyse istediğimiz her şeyi görebiliyor olmak da görüş sahibi olmaya yetmiyor. Bunları yaşadık, yaşıyoruz. Kimilerine göre “bilgi çağında” değil, “cehalet çağındayız.”
Araştırmalar, sürekli spot cümlelerle, kayan görüntülerle şekillenen zihnin bütünü anlamada, gördüklerini anlamlandırmada köreldiğini söylüyor. Meselenin doğru bilgi-yanlış bilgi, maksatlı yönlendirme gibi tarafları bir yana, bu araştırmalar bir aptallaşma sürecine işaret ediyor. Ayrıca sosyal medyanın insanı asosyalleştirdiğini, kendi nefsine hapsedip yalnızlaştırdığını ve tahammülsüzleştirdiğini dile getiriyorlar.
Doğrudur. Fakat bizim açımızdan meselenin son derece önemli başka bir tarafı var. Tabiatı gereği insandan insana akıp duran bu süreç, pek çok psikolojik virüsün yayılmasına sebep oluyor. Daha yakın zamanlarda ayıp karşılanan ifşa ve teşhir, her aklına geleni söyleme, her meselede hüküm yürütme, beğenilme tutkusu, her duyduğunu ciddiye alma gibi arızalar bunlardan birkaçı. İnsan bu ilkel dışavurumlar dünyasında onarılmıyor, şifa bulmuyor, aksine hastalanıyor.
Bugün toplumları pençesinde kıvrandıran türlü çeşit psikolojik rahatsızlığın kaynağını biraz da kini, öfkeyi, hasedi, tamahı, kanaatsizliği besleyen; kısaca insanı ilkel benliğine gömen bu ortamda aramak lazım.
Biz biliyoruz ki insanı onaran, şifalandıran şey nefsinin değil, ruhunun tatmin bulması. Başka hasta nefsler tarafından önüne konulanlarla bu ihtiyacını bastırdıkça ruhu ıstıraptan ıstıraba savruluyor. Çünkü ruh geldiği iklimin sesini duymak, o sese göre yaşamak istiyor. Bu da vahyin sesi. O sesi dillendirenlerin sesi.
Böyle bir zamanda “Neyi Bilelim?” sorusuna cevap ararken, başımızı yerden yani dünyadan kaldırıp ötelere bakmak gerektiğine dikkat çekmek istiyoruz. Dünyevî bilgi önemsizdir demiyoruz. Okullar, kitaplar, internet boşunadır demiyoruz. Sadece yetmez diyoruz. Sonsuzluktan gelen ruhun önünü sonlu dünya ile kesmek insanı sığda boğar diyoruz. Dolayısıyla sonsuzluğun bilgisi ile meşgul olmayı, gündelik hayat içinde bu bilgilere göre yapıp etmeyi teklif ediyoruz.
Özel sayımıza gösterdiğiniz teveccüh için teşekkür ederiz. Umarız tazelenmeye, muhabbete vesile olmuştur. Kasım sayımızda buluşmak üzere inşallah.
SABAHATTİN AYDIN / saydin@semerkand.com