12. yüzyılın büyük âlimlerinden, Rifâiyye tarikatının pîri Seyyid Ahmed er-Rifâî kuddise sırruhû “el-Burhânü’l-Müeyyed: Âşıkların Baharı” adlı değerli eserinde şöyle der:
Kardeşler! Kulluğun hakkı, Allah Teâlâ’dan başkasıyla kalbin alakasını kesmektir.
Kulluk, bütün ve parça her şeyi terk etmektir.
Kulluk, makam ve mevki isteğinde bulunmamaktır.
Kulluk, kulun kendisini arkadaşlarına karşı üstün ve ayrıcalıklı görmemesidir.
Kulluk, insan için tanınan sınırlarda durmaktır.
Kulluk, Rabbânî kaderin hükmü altında boyun eğmek ve korkmaktır. Nitekim kul, gerçek hürriyete kavuşmayıp başkalarının boyunduruğundan kurtulmadıkça kâmil bir kul olamaz.
Kardeşler! Noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah Teâlâ’ya ibadette dikkatli olun, O’nun hukukuna riayet edin. Çünkü zarar ve fayda veren, ulaştıran ve yolda bırakan, ayıran ve birleştiren, veren ve alıkoyan sadece O’dur. O’na ulaştıran vesileler reddedilemez, O’na ulaştıran vasıtalar inkâr edilemez. Seni O’na ulaştıran en büyük esas, “Allah’a iman ettim” demendir. Şayet Rabbü’l-Âlemîn’e iman edersen, O’nun Resûlü’ne, Kitabı’na ve Resûlü’nün bütün getirdiklerine iman eder ve şu ilâhî emirle amel edersin:
“Peygamber size ne vermişse onu alın ve size neyi yasaklamışsa ondan kaçının.” (Haşr 7)
Yine seni Allah Teâlâ’ya ulaştıracak vesile ve vasıtalara saygı gösterir, birliğine iman eder, gözyaşlarını akıtarak dergâh-ı ilâhîde durur, tevazu ve boyun büküklüğü ile secdeye kapanır, dönüşün ve gidişin nereye olduğunu bilir, buluşma makamına layık bir şekilde hazırlanır ve bütün amellerinde samimi olursan, tertemiz ihlâs sahibi olursun. Bundan sonra yüce mertebelere liyakatin olur, hediyeler üzerine akar, kerem lütufları sana döner, nimet sofraları senin için serilir. Geride hiçbir şey bırakmayacak şekilde irfan ağların insanların üzerine yayılır.
Kardeşler! Evliyaların ve âriflerin değerini yücelttiğiniz gibi, âlim ve fakihlerin de değerini yüceltin. Hakk’a vâsıl olmak isteyenler bu şekilde hedeflerine ulaşırlar. Çünkü şeriata aykırı hiçbir amelin ve işin faydası yoktur.
Şayet bir âbid şeriata aykırı şekilde Allah Teâlâ’ya beş yüz yıl ibadet etse, yaptığı amelleri reddedilir, günahı boynunda kalır ve kıyamet gününde Yüce Mevlâ’nın katında bir değeri olmaz. Dinini bilen bir fakihin Allah için kıldığı iki rekât namaz, dinini bilmeyen cahilin kıldığı bin rekât namazdan daha faziletlidir.
Âlimlerin haklarını ihmal etmekten sakının. Onlara karşı hüsn-i zanda bulunmaya dikkat edin. Onların içinde takva sahibi olanlar ve Allah Teâlâ’nın kendilerine öğrettiği ilimle amel edenler gerçek velîlerdir. Onlara karşı saygınızı daha çok muhafaza edin.