Aramak

Hal Dili

“İhlâs, kulun gizli ve açık bütün yaptıklarının eşit olmasıdır.”

Huzeyfe el-Mer‘aşî rahmetullahi aleyh

“Kim insanlar için ameli terk ederse, bu riyâdır. İnsanlar için amel etmek ise şirktir. İhlâs ise Allah Teâlâ’nın seni bu iki halden de kurtarmasıdır.”

Fudayl b. İyaz rahmetullahi aleyh

Sizin ve Dünyanın
Misali

Hz. Ali radıyallahu anhu bir hutbesinde şöyle demiştir:

“Size Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz bırakmak istemeseniz de sizi terk edecek, siz yenilemek isteseniz de bedenlerinizi eskitecek olan dünyayı terk etmenizi tavsiye ederim. 

Sizin ve dünyanın misali, bir yola giren yolcuların haline benziyor. Onlar yolu bitirdiklerini, hedefe vardıklarını zannederler. Halbuki hedefe ulaşmak için nice badirelerden geçmeleri gerekir. Dünyada sadece bir günü kalmış niceleri, orada daha uzun süre kalmayı bekler. Dünyayı terk edene kadar hırsla onu ister. 

Dünyanın fakirlik ve zorluklarından şikâyet etmeyin. Çünkü hepsinin sonu gelir. Dünyanın nimetleriyle de sevinmeyin. Çünkü onlar da yok olur gider. Ecel onu ararken dünyayı isteyene, kendisi asla unutulmazken Allah’ı unutana şaşarım!”

İbn Ebi’d-Dünyâ, Zemmü’d-Dünyâ

Çok Amel Az Emel

İlk dönem sûfîlerinden Cüneyd-i Bağdâdî rahmetullahi aleyh demiştir ki: 

İmam Şâfiî rahmetullahi aleyh, dünyada hak lisan ile konuşan Hak yolcularından biriydi. Allah için sevdiği bir kardeşine nasihat etti, ona dedi ki:

“Kardeşim, dünya ayakların kaydığı bir yer, bir düşkünlük yurdudur. Onun mâmur edilmiş yerleri bir gün harabeye döner. Onda oturanlar kabirlere girer. Toplulukları dağılmak zorundadır. Zenginliği fakirliğe dönüşür. Onda çok şeye sahip olmak aslında fakirliktir. Fakirlik ise hakikatte zenginliktir. Allah’a sığın. O’nun verdiği rızka razı ol. Fâni yurdun için ebedî yurdundan borç isteme. (Âhiret için harcanacak vakti, dünya işlerine kullanma). Çünkü dünya hayatı geçici bir gölge ve yıkılacak bir duvar gibidir. Amelini çoğalt, emelini ise kısalt.”

İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn

İhlâs Nedir?

Büyük sûfîlerden İmam Kuşeyrî kuddise sırruhû, ibadette ihlâsla ilgili -özellikle oruçluyken aklımızda tutmamız gereken- şu ölçüyü dile getirir:

“İhlâs, kulun ibadetlerinde niyetinin sadece Allah Teâlâ olmasıdır. Yani kul ibadetiyle sadece Rabbi’ne yaklaşmayı istemelidir. Övgü almak, birinin sevgisini kazanmak ya da Allah Teâlâ’ya yaklaşmanın dışında herhangi bir şeye ulaşmak gibi bir hedefi olmamalıdır.”

İmam Nevevî, Bostânü’l-Ârifîn

Doğru Kalp

Enes b. Mâlik radıyallahu anhudan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:

“Kulun kalbi doğru olmadıkça imanı düzgün olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz. Komşusu kötülüklerinden emin olmayan kimse cennete giremez.”

Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/198

Az Dünyalık, Az Söz

Fıkıh ve hadis âlimlerinden İmam Evzaî rahmetullahi aleyh demiştir ki: Ömer b. Abdülaziz rahmetullahi aleyh bize şunu yazdı:

“Şu bir gerçek ki kim ölümü çok hatırlarsa az bir dünyalığa razı olur. Kim de konuşmasının amel olarak kaydedildiğini bilirse faydasız şeyler hakkında az konuşur.”

İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn

İhlâsın Belirtisi

Velîlerin büyüklerinden Zünnûn-i Mısrî kuddise sırruhû şöyle demiştir:

“Hakiki ihlâsın belirtisi üçtür:

Kişinin gözünde insanların kendisini övmesi ile yermesinin eşit olması.

Yaptığı amelleri önemli ve değerli görmeyi unutması.

Amelinin kendisine âhirette bir sevap getireceği düşüncesini aklından çıkarması.”

İmam Nevevî, Bostânü’l-Ârifîn

Saltanattan Daha Büyük

Rivayet edildiğine göre, Süleyman aleyhisselam maiyetiyle birlikte haşmet içinde yola çıktı. Kuşlar kendisini gölgelendiriyor, cinler ve insanlar sağında ve solunda yürüyordu. Bu halde İsrâiloğullarından, ibadete düşkün bir adamın yanına uğradı. Onu bu halde gören âbid; 

– Ey Davud’un oğlu, vallahi Allah sana büyük bir mülk (saltanat ve yetki) verdi, dedi. Hz. Süleyman aleyhisselam ise adama şöyle dedi: 

– Bir müminin amel defterinde bulunan bir zikir, Davud’un oğluna verilen bu saltanattan daha hayırlıdır. Çünkü Davud’un oğluna verilen mülk yok olup gider, fakat Allah’ı tesbih etmek bâki kalır.

İbn Ebi’d-Dünyâ, Zemmü’d-Dünyâ

Hangisi Senin?

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: 

“Mal çoğaltma hırsı sizi oyaladı. Âdemoğlu ‘malım da malım’ der durur. Hâlbuki malından sana ait olan sadece yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin ve (Allah yolunda) sadaka verip kalıcı hale getirdiğindir.”

Müslim, Zühd 1

İyi Dost Kötü Dost

İmam Abdullah b. Alevî el-Haddâd kuddise sırruhû, kimlerle dostluk kurulup kimlerle kurulmayacağı hakkında şunları söyler:

“Takva sahibi sâlih kimselerle dostluk kurmak Allah Teâlâ’ya yakınlaşmaya vesile olur. Bu, övülmüş ve makbul bir dostluktur. Böyle bir dostluğun fazileti hakkında birçok haber ve söz vardır. Böyle dostları sevmek, fazileti ve sevabı büyük, dindeki yeri yüksek olan Allah için sevgiye girer. 

Allah Teâlâ’dan ve âhiretten yüz çevirmiş, dostluğunda hayır olmayan gafillerle dostluk kurmaya gelince: Bu, yerilen ve Allah’ın gazabını gerektiren bir dostluktur. Çünkü şer ve fesat ehline Allah için buğzetmek farzdır. Yine onlardan uzak durup sakınmak da farzdır. Bu, dinde mühim olan hususlardandır.

İmam Abdullah b. Alevî el-Haddâd, en-Nesâihü’d-Dîniyye





Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy