Aramak

Hal Dili

“Kötü ahlâk öyle bir kötülüktür ki onunla birlikte çok iyilik fayda vermez. Güzel ahlâk öyle bir iyiliktir ki onunla birlikte çok (küçük) günah zarar vermez.”

Yahya b. Muaz rahmetullahi aleyh

“Her binanın bir temeli vardır; İslâm’ın temeli de güzel ahlâktır.”

Hz. İkrime radıyallahu anhu

..............................

Güzel Ahlâk Nedir?

Büyük velîlerden Zünnûn-ı Mısrî rahmetullahi aleyh, güzel ahlâkın alametlerini şöyle saymıştır: 

“Güzel ahlâklı kimse hayâ sahibidir. Eziyeti azdır. Güzel hâli çoktur. Her zaman doğru sözlüdür. Az konuşur. Sâlih ameli çoktur. Hatası ve fuzulî işleri azdır. İyilik sahibidir. Yakınları ile çok ilgilenir. Vakarlıdır. Çok sabırlıdır. Çok şükreder. İlâhî takdire razıdır. Halîmdir (yumuşak huyludur). Güzel bir arkadaştır. İffet sahibidir. Çok şefkatlidir. Lânet okumaz. Küfürlü konuşmaz. Laf taşımaz. Kimsenin gıybetini yapmaz. Aceleci değildir. Kin gütmez. Cimri değildir. Haset etmez. Hoş sohbet ve güler yüzlüdür. Allah için sever, Allah için kızar. Allah için razı olur, Allah için gazaplanır. İşte güzel ahlâk budur.”

İbn Asâkir, Târîhu Medîneti Dımaşk

..............................

Nefsin İstekleri

Şeyh Abdülkadir Geylânî kuddise sırruhû bir nasihatinde şöyle demiştir:

“Ey oğul! Seni ilgilendiren şeyler, seni ilgilendirmeyen şeylerle oyalanamayacağın kadar çok. Nefsinin istek ve yönlendirmelerini kalbinden çıkarıp at ki sana hayırlar gelsin. Çünkü nefsin istekleri bulanıktır ve kalbi de bulandırır. Onlar kalpten çıktıktan sonra kalp duru hale gelir ve değişir. Allah Teâlâ;

‘Şüphesiz ki bir topluluk kendini değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.’ (Ra‘d 11) buyurmuştur.”

Abdülkâdir Geylânî, Fethu’r-Rabbânî

..............................

Güzel Ahlâk Kötü Ahlâk

Sahabenin büyüklerinden Enes b. Mâlik radıyallahu anhu demiştir ki:

“Kimi kullar âbid olmadığı halde güzel ahlâkı sayesinde cennetin en yüksek derecelerine ulaşır. Kimi kullar da âbid olsa da kötü ahlâkı sebebiyle cehennemin en alt derecelerine düşer.”

İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn

..............................

Şeref ve Asalet

Tefsir ve fıkıh ilminde otorite kabul edilen sahabilerden Abdullah b. Abbas radıyallahu anhumâya, “Şeref nedir?” diye sorulduğunda; 

– O, Allah Teâlâ’nın Yüce Kitabı’nda, ‘Sizin Allah katında en şerefliniz en takvâlı olanınızdır’ (Hucurât 13) ayetinde açıkladığı üzere takvâdır, dedi. 

– Peki, Asalet nedir? denilince de şöyle buyurdu:

– En güzel ahlâklınız, asalet olarak en üstününüzdür.

Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, nr. 899

..............................

Nefsi Islah

İlk sûfîlerden Yahya b. Muâz er-Râzî kuddise sırruhû demiştir ki:

“Nefsine karşı riyâzet kılıçlarıyla cihâd et. Riyâzet (nefsi ıslah ve terbiye) dört şekilde olur: 

• Günlük ihtiyaç kadar (az) yemek,
• Az uyumak (gece ibadetiyle meşgul olmak),
• İhtiyaç kadar konuşmak,
• İnsanların eziyetine tahammül etmek. 

İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn  

..............................

Kulun Halleri

Sehl et-Tüsterî kuddise sırruhû şöyle demiştir:

“Kulun her halinde Mevlâsı ile birlikte olması gerekir. Onun en güzel hali her şeyde O’na dönmesidir. Mesela: 

• Bir günah işleyince ‘Yâ Rabbi bunu ört, kimseye gösterme’ der.
• Günahtan ayrılınca; ‘Yâ Rabbi tevbemi kabul et’ der.
• Tevbe edince; ‘Yâ Rabbi, bana devamlı günahtan korunma hâlini nasip et’ der.
• Bir amel yapınca; ‘Yâ Rabbî, amelimi kabul et’ der.”

Ebû Tâlib el-Mekkî, Kalplerin Azığı

..............................

Amellerin En Faziletlisi

Büyük velîlerden Sehl et-Tüsterî kuddise sırruhû şöyle demiştir:

“Tevbe, amellerin en faziletlisidir. Çünkü ameller ancak güzel tevbe ile sahih olur. Tevbe, harama düşme korkusuyla birçok helali terk etmekle sahih ve sağlam olur. İstiğfar, tevbe edenlerin azığı ve hataya düşenlerin sığınağıdır.”

Ebû Tâlib el-Mekkî, Kalplerin Azığı

..............................

Helal, Haram, Şüpheli

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:

“Helâl belli, haram da bellidir. Ancak bu ikisinin arasında (helâl veya haram olduğu bilinmeyen) birtakım şüpheli şeyler vardır. İşte insanların birçoğu bunları bilmezler. Şüpheli şeylerden sakınan kimse, dinini ve ırzını tertemiz tutmuş olur. Şüpheli şeylere dalan kimse ise (zamanla) harama da dalar. Aynen sürüsünü (içine girmenin yasak olduğu) koruluk etrafında otlatan çoban gibi. Sürünün o araziye girmesi çok sürmez.” 

Buhârî, İmân, 39

..............................

Haramın Etkisi

Allah Resûlü sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:

“(Allah yolunda) uzun seferler yapan, saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış bir adam ellerini semaya açarak, ‘Yâ Rabbi, yâ Rabbi’ diye niyaz eder. Halbuki onun yediği, içtiği ve giydiği haram olup haramla beslenir. Böyle birinin duası nasıl kabul olunsun?”

Müslim, Zekât, 19

..............................

Yükselten ve Alçaltan Özellikler

Büyük velî Cüneyd-i Bağdâdî rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:

“Dört haslet vardır ki, ameli ve ilmi az da olsa kulu en yüksek derecelere yükseltir. Bunlar; 

• Hilm (yumuşak huylu olmak),
• Tevazu,
• Cömertlik,
• Güzel ahlâktır. 

Bunlar imanın kemâl hâlidir. Dört huy da var ki, ameli ve ilmi çok da olsa kulu Allah ve insanlar katında alçaltır. Bunlar;

• Kibir,
• Amelini beğenmek,
• Cimrilik,
• Kötü ahlâktır.”

Hargûşî, Tehzîbü’l-Esrâr




Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy