Talha b. Ubeydullah, Hz. Ebu Bekir’in amcasının oğludur. Onun vesilesiyle Müslüman olmuştur. Cennetle müjdelenen beşinci sahabidir. İslâmiyet’i kabul eden sekizinci kişi, Hz. Ömer’in vefatından sonra halife seçmek için toplanan altı kişilik heyet arasındaydı. Allah onlardan razı olsun.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin havarîleri diye meşhur olmuş on iki sahabiden biridir. Mekke’nin önde gelen tüccarlarındandı. Hz. Ebu Bekir ile aynı ipe bağlanıp işkence gördüğü için “Karîneyn: Yakın dost” olarak anılırdı.
Hayatından birkaç hadiseyi sunuyoruz…
Busralı Rahibin Müjdesi
Talha radıyallahu anhu anlatıyor:
“Ticaret için Busra’nın çarşısına gitmiştim. Bir rahip insanlara sesleniyordu.
– Ey Tüccarlar! Çevrenizdeki insanlara sorun; Mekke tarafından ticaret için gelmiş birisi var mı?
Yakında olduğum için rahibin yanına gittim;
– Ben o taraftan geliyorum, dedim.
– Aranızda Ahmed zuhur etti mi, diye sordu.
– Ahmed kim, dedim.
– Ahmed nebilerin sonuncusudur, dedi. Bu zamanlarda sizin o taraflardan çıkıp insanları Allah’a davet edecek. Genç adam, sakın ona iman etmekte gecikme!
Rahibin söyledikleri aklıma takılmıştı. Mekke’ye döndüğümde eşime sordum:
– Ben Busra’ya gittikten sonra yeni bir şey oldu mu?
– Evet oldu, dedi. Muhammed b. Abdullah peygamber olduğunu, kendisine vahiy geldiğini söylemeye başladı. Ebu Bekir de ona inanıp tâbi oldu.
– Ben Ebu Bekir’i tanırım, dedim. Yumuşak huylu, sevilen, güzel ahlâklı, iyi bir tüccardır. Onunla vakit geçirmeyi severim.
Ebu Bekir’in yanına gidip rahibin dediklerini anlattım. Söylediklerime çok şaşırdı. Bana İslâm’ı anlatıp Müslüman olmam için ısrar ediyordu. Sonunda elimden tutup beni Hz. Peygamber’e götürdü. Hz. Peygamber bana Kur’an’dan birkaç ayet okuyup İslâm’ı anlatınca kalbim yumuşadı Müslüman oldum.
“Uhud Talha’nın Günüydü”
Uhud savaşında müşrikler Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemi öldürdük diye yalan haber yayınca İslâm ordusu dağılmış, Hz. Peygamber’in yanında bir avuç sahabi kalmıştı. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ve yanındaki sahabiler bir yandan savaşıyor, müşriklerin saldırılarına karşılık veriyor, bir yandan da Uhud kayalıklarına geri çekilmeye çalışıyordu.
Bir grup müşrik Hz. Peygamber’in yanına kadar yaklaşmıştı. Hz. Peygamber yanındakilere;
– Aranızdan kim şu müşrikleri bizden uzaklaştırabilir, diye sordu. Hz. Talha;
– Ben uzaklaştırırım ey Allah’ın Resûlü, diye cevap verdi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem;
– Hayır, sen yanımda kal, diyerek başka bir sahabiyi gönderdi.
O sahabi savaşırken şehit oldu ve müşrikler tekrar yaklaştı. Aynı konuşma tekrar yaşandı. Allah Resûlü, Talha b. Ubeydullah’ı yanında tutarak başka bir sahabiyi gönderdi. Nihayet Hz. Ebu Bekir ve Ebu Ubeyde b. Cerrâh da dahil olmak üzere bütün sahabiler Hz. Peygamber’i savunmak için yanından ayrılmış, bir tek Talha b. Ubeydullah kalmıştı.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ve Talha b. Ubeydullah geri çekilmeye devam ediyorlardı. Sonunda bir kayanın önüne geldiler. Güvenli bir yere geçmek için o kayayı aşmaları gerekiyordu. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem yorulmuştu ve kayaya çıkamıyordu. Talha b. Ubeydullah eğilip Hz. Peygamber’e basamak oldu. Önce Hz. Peygamber sonra Hz. Talha kayanın üstüne çıkınca, Hz. Talha Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin yüzündeki kanları temizleyip her yerini öpmeye başladı. Bir yandan mübarek vücudunu öpüyor, bir yandan “Anam babam sana feda olsun ya Resûlallah!” diyordu. Hz. Peygamber savaşın sıkıntısında bile tebessüm etti ve Hz. Talha’ya şöyle dedi: “Cennet sana vacip oldu ey Talha!”
Müşrikler Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bir kez daha yanaşınca Hz. Talha tekrar savaşmaya başladı. Bir yandan müşriklerle savaşıp onları uzaklaştırıyor, bulduğu ilk fırsatta da Hz. Peygamber’in yanına gelip onu biraz daha yüksek bir yere taşıyor, O’nu bir kayaya yaslandırıp savaşmaya devam ediyordu. Hz. Ebu Bekir ve Ebu Ubeyde b. Cerrâh radıyallahu anhumâ Hz. Peygamber’in yanına gelmek isteyince Hz. Peygamber onlara şöyle dedi:
– Beni bırakın, kardeşinize yardıma gidin!
Hz. Ebu Bekir ve Ebu Ubeyde b. Cerrâh, Hz. Talha’nın yanına gidince, savaşırken kolunun koptuğunu ve bayıldığını gördüler. Hz. Ebu Bekir radıyallahu anhu o günden sonra ne zaman Uhud savaşından bahsetse “O gün Talha’nın günüydü” derdi. Sahabiler de kendi aralarında Uhud savaşını “Talha Günü” diye anardı.