Hicrî Yılbaşı
1 Muharrem 1445
19 Temmuz Çarşamba
Aşure Günü
10 Muharrem 1445
28 Temmuz Cuma
Hicrî Yılbaşı ve Muharrem
Hicrî yılın ilk ayı olan Muharrem, “haram kılınan, yasak edilen, kutsal sayılan, saygı duyulan” anlamlarına gelir. Kur’an-ı Kerim’de Muharrem kelimesi ay ismi olarak zikredilir ve bu aya saygı gösterilmesi emredilir ve mecbur kalınmadıkça bu ayda savaşmanın haram olduğu bildirilir. Allah Resûlü aleyhissalâtu vesselam da haram ayları; Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb olarak açıklamış, Muharrem ayını “Şehrullah: Allah’ın ayı” olarak nitelendirmiş ve Ramazan’dan sonraki en faziletli orucun bu ayda tutulan oruç olduğunu beyan buyurmuştur. Hadis-i şerif şöyledir:
“Ramazan ayı dışında tutulan orucun en faziletlisi, kendisine dua ettiğiniz Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farzların dışında namazın en faziletlisi de geceleri kılınan nafile namazlardır.” (Müslim, Savm 202)
Hz. Ömer radıyallahu anhunun halifeliği devrinde, hicrî 17 (miladî 638) yılında Resûl-i Ekrem aleyhissalâtu vesselamın Mekke’den Medine’ye hicreti resmî takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Böylece Hicret’in ifade ettiği mana ve mefhum tescil edilmiştir.
Hicret Müslümanlar için sadece tarihte yaşanmış bir hadiseden ibaret değildir. Özellikle sûfîlerin vurguladığı üzere haramlardan helallere, bâtıldan hakikate, dalâletten hidayete yöneliş ve yürüyüştür. Samimi niyetle, yani ihlâsla yapılan her bir “hicret” Allah Teâlâ tarafından kabule şayandır.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem hicrette niyetin önemini son derece veciz ifadelerle dile getirmiştir. Meşhur hadis-i şerifte beyan buyurulduğu üzere; “Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa; evleneceği bir kadına kavuşmak için ise, onun hicreti de hicret ettiği şeye göredir.” (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy 1)
Aşure Gününün Fazileti
Muharrem ayının onuncu gününe “Aşure” denilir. Öteden beri Kureyşliler de bu güne saygı gösterirler, oruçla geçirirlerdi. Bu günde Kâbe’ye örtü örterlerdi. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem de peygamberlikten önce bu günü oruçla geçirirdi. O, Medine’ye hicretinden sonra birkaç defa bu günde oruç tuttu, Müslümanlara da tutmalarını tavsiye etti ve buyurdu ki:
“Aşure günü, peygamberlerin oruç tuttukları bir gündür. Siz de o gün oruç tutunuz.”
Medine’ye hicret edince, oradaki Yahudilerin bu günde oruç tuttuklarını görünce neden böyle yaptıklarını sordu. Dediler ki:
– Bu büyük ve hayırlı bir gündür. Bugün Allah’ın Musa’yı ve İsrailoğulları’nı düşmanlarından kurtardığı, Firavun’u ve adamlarını suda boğduğu, Musa’nın da buna şükür olarak oruç tuttuğu gündür. İşte biz bunun için bugün oruç tutuyoruz.
Bunun üzerine Allah Resûlü sallallahu aleyhi vesellem;
– Ben Musa’ya ve onun orucunu tutmaya, sizden daha yakın ve daha layığım, buyurdu ve Aşure günü oruç tutmaya devam etti. Aynı şekilde ashabına da;
“Aşure orucu bir yılın kefaretidir. Eğer sağ kalırsam gelecek yıl Muharrem’in dokuzuncu gününü de inşallah oruçlu geçireceğim. Siz de dokuzuncu ve onuncu günü oruç tutup Yahudilere muhalefet ediniz” buyurdu. Ancak Ramazan orucunun farz kılınmasıyla birlikte bu orucu isteğe bıraktı.
Aşure Gününde Meydana Gelen Hadiseler
Nakledildiğine göre, tarihte Aşure gününe denk gelen pek çok önemli hadise olmuştur. Bunlardan bazıları peygamberlerin başından geçmiştir. Bu sebeple bazı ârifler, bu güne “on” anlamına gelen “Aşure” denilmesinin sebebinin, Allah Teâlâ’nın bu günde on peygamberine bazı ihsanlarda bulunması olduğunu söylemişlerdir.
Bugünde meydana gelen bazı hadiseler şöyledir:
• Hz. Âdem aleyhisselamın tevbesi Aşure günü kabul olunmuştur.
• Hz. İdris aleyhisselamın göğe çıkarılması bu günde vuku bulmuştur.
• Hz. Nuh aleyhisselamın gemisi bu günde Cudi Dağı’na oturmuş, Nuh aleyhisselam da şükür için o gün oruç tutmuştur.
• Hz. İbrahim aleyhisselam Aşure gününde doğmuş, kendisine bu günde “Halîlullah” sıfatı verilmiş ve bu günde Nemrut’un ateşinden kurtulmuştur.
• Hz. Yakub aleyhisselamın gözleri bu günde açılmıştır.
• Hz. Yusuf aleyhisselam bu gün kuyudan çıkartılmış, yine bu günde zindandan kurtulmuştur.
• Hz. Eyyüb aleyhisselam tutulduğu hastalıktan bu günde sıhhat bulmuştur.
• Hz. Yunus aleyhisselam balığın karnından bu gün çıkartılmıştır.
• Hz. Süleyman aleyhisselama saltanat bu günde verilmiştir.
• Hz. İsa aleyhisselam bu günde doğmuş ve yine bu günde göklere çıkarılmıştır.
(Taberânî, el-Mu‘cemü’l- Kebîr, 5538; el-Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 5132)