Aramak

Büyüklerin Sözleri

Sözün Azı Çoğu

“Söz ilaç gibidir; azı faydalı çoğu zararlıdır.”

(Hz. Ali radıyallahu anhu)

Beşerî ihtiyaçlar listesine giren her şeyin azı karar, çoğu zarardır. Bunlar arasında “kıllet-i taâm, kıllet-i menâm, kıllet-i kelâm” yani az yemek, az uyumak ve az konuşmak bizim irfanımızda bilhassa tavsiye edilmiştir. Kararının, kıvamının, ölçüsünün, dolayısıyla faydasının azlıkta olduğu bu üç ihtiyaçtan, başkaları üzerindeki tesiri de hesaba katıldığı için olmalı, söz söyleme âdâbı üzerinde daha çok durulmuştur. 

Sözü güzel, faydalı, tesirli kılan edeplerden biri de az ve öz konuşmaktır. Hadis-i şerifte müminler, “Allah Teâlâ’yı zikretmeksizin sözü uzatarak çirkinleştirmekten” sakındırılırlar. Hz. Ebubekir radıyallahu anhu, “Güzel konuşmanın sırrı, lüzumsuz sözleri terk etmektir” buyurur. Yunus Emre kuddise sırruhû hazretleri de;

“Gönüllerin pasını ger sileyim der isen
Şol sözü söylegil ki sözün hulâsâsıdır.” 

mısralarıyla sözü az söylemenin faydasına dikkat çeker. Büyükler; insanın kulağının iki, ağzının bir olmasını çok dinleyip az konuşması gerektiğine yormuşlardır. 

Hz. Ali kerremallâhu veche de “Söz ilâç gibidir; azı faydalı, çoğu zararlıdır” buyurarak bu minvalde bir ikazda bulunurken meselenin bazı inceliklerine de işaret eder. Sözün ilaca benzetilmesi, evvela her konuşmanın bir illete mani olmak, bir marazı gidermek maksadıyla hayra, şifaya yahut faydaya vesile olmak üzere yapılması şartını anlatır. 

İkinci olarak, söz madem ki ilaç gibidir; ihtiyacı olana ihtiyacı kadar verilecektir. İlaç nasıl hekimin belirlediği miktarda verilmesi halinde fayda sağlayacaksa, söz de hikmet ehlinin belirlediği ölçüler içinde söylendiğinde fayda sağlayacaktır. Yahut hekim tavsiyesinin hilâfına ilacı çok almak nasıl hastaya zarar verecek hatta onun ölümüne sebep olacaksa, sözün fazlası da ölüme kadar götürecek tahribata yol açabilecektir. Nitekim Hz. Ali radıyallahu anhunun bu sözü bazı rivayetlerde, “Söz ilaç gibidir; azı yaşatır, çoğu öldürür” şeklinde nakledilmektedir. 

Az, yani kararında sözün diriltip çok sözün tahrip edip öldürdüğü “kalp”tir şüphesiz. Hadis-i şerifte beyan buyurulduğu üzere, “zikrullahı ihmal ederek, Cenâb-ı Mevlâ’dan gafletle çokça konuşmak kalbi katılaştıracak”tır. Gittikçe katılaşarak taş kesilmesi kalbin ölümüdür ki, ebedi saadet mahrumiyetidir; insanın mutlak manada helâki demektir. 

Sözün çoğu nedir ve neden zararlıdır peki? Çok söz söylemek ya mâlâyânîden ibaret konuşmalardır yahut tekrarında fayda olmayan şeyleri sürekli tekrarlayarak sözü lüzumundan fazla sarf etmektir. Hem söyleyene hem dinleyene zarar verir. Söyleyen için nefes ve zaman israfı, dinleyen için hem zaman israfı hem eziyettir. 

Çok konuşmak kelâmın da israfıdır. Sözün tesirini azaltır, kıymetini düşürür. Muhatabı usandırır; söz dinlemez, öğüt almaz bir laubaliliğe sevk eder. Atalarımız, “Aç bırakma hırsız, çok söyleme arsız edersin” demişlerdir. 

Çok konuşmak gevezeliktir; mümin vakarına uygun düşmeyen, edebe aykırı bir davranıştır. Az konuşmak ise vakar şartlarındandır, edeptendir. Çok söz, akıl zafiyetine alamettir. Yine Hz. Ali radıyallahu anhu Efendimiz, “Akıl tamamlandığında söz noksanlaşır” buyurmuştur. Çok söz, muhatabı anlayışı kıt biri olarak görme kabalığıdır. Zira “Sözün tamamı ahmağa söylenir.”

Söz, bazen de karşımızdaki meseleyi iyice anlasın diye uzatılır ama ekseriya kafa karışıklığına, zihin bulanıklığına sebep olur. Mevlânâ kuddise sırruhû hazretlerinin buyurduğu gibi, “Çok söz bir bakımdan manayı açar ama on bakımdan da örtüp gizler.” 

Çok söz, çoğunlukla kıyl ü kâldir. İnsanın dünyasına da âhiretine de faydası olmayan konularda o şunu dedi, öbürü bunu dedi diyerek başkalarının sözlerini, iddia ve ithamlarını nakletmektir. Bu tür konuşmalar sadece fazlalığı yönüyle değil, bir yalanı, iftirayı, suizannı, gıybeti taşıma ihtimaliyle de zarardır. Çok konuşmak laf taşımaya, dedikoduya, başkalarının günahlarını, ayıplarını veya mahremiyetini ifşaya, övünmeye, haksız ve ölçüsüz eleştirilere, birilerini alaya almaya kapı aralar. Bütün bunlar günah olmakla söyleyene; günaha ortak olmakla yahut söylenenlerden dolayı yanılmak, yanlışa sapmak veya kırılıp incinmekle de dinleyene zarardır. 

Bu ve benzeri sebeplerle Hz. Ali radıyallahu anhu bizlere, Efendimiz sallallahu aleyhi vessellemin, “Dilini çok konuşmaktan alıkoyan ve malının fazlasını infak eden kimseye müjdeler olsun!” hadis-i şerifindeki muştuya nail olabilmemiz için kelâmı israftan kaçınmayı, az konuşmayı öğütlüyor. Büyük sözüdür, canla başla dinleyip uymak gerekir. 

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy