Kalbi Korumak
18. asrın büyük sûfî âlimlerinden Abdullah b. Alevî el-Haddâd kuddise sırruhû şöyle der:
“Mürid, kalbini şeytanın fısıltılarından, zararlı şeylerden ve çirkin düşüncelerden muhafaza etmelidir. Kalbinin kapısına şeytanın girmesini engelleyecek bir murakabe bekçisi dikmelidir. Çünkü şeytanın fısıltısı kalbe girdiğinde onu bozar, çıkarmak da hayli zorlaşır.
Mürid, Rabbi’nin nazargâhı olan kalbini dünyevî arzulara yöneltmekten, kinden, düşmanlıktan, Müslümanları aldatıp hainlik etmekten, Müslümanlara suizanda bulunmaktan arındırmalıdır. Onlara samimi, merhametli ve şefkatli olmalı; bütün Müslümanların hayırlı olduğuna inanmalıdır. Kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmeli, kendisi için hoşlanmadığı şeyleri Müslüman kardeşleri için de hoş görmemelidir.”
Abdullah b. Alevî el-Haddâd, Müridin Edepleri
Dünya Ehlinin ve Âhiret Ehlinin Kalbi
Evliyanın büyüklerinden Yahya b. Muâz er-Râzî kuddise sırruhû şöyle demiştir:
“İki türlü kalp vardır. Biri, dünyevî uğraşlarla dolu olan kalptir ki, bu kalp önüne bir ibadet ve hayır işi geldiğinde ne yapacağını bilemez. Diğeri ise âhiret derdi ile meşgul olan kalptir ki, onun da önüne dünya ile ilgili bir iş geldiğinde nasıl hareket edeceğini bilemez.
Âhiret derdinin getireceği bereket ile seni itaat ve ibadetten alıkoyan şu dünya meşguliyetlerinin uğursuzluğu arasındaki farkı iyi gör!”
Sühreverdî, Avârifü’l-Meârif
“Bütün hayırların niyeti güzelleştirmekte toplanmış olduğunu gördüm. Gerçekleştiremesen bile niyetinin güzel olması sana hayır olarak yeter.”
Davud-i Tâî rahmetullahi aleyh
Her Gün Sadaka
Ebû Hüreyre radıyallahu anhudan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“İnsanın, vücudunda bulunan her bir eklem için her gün bir sadaka vermesi gerekir. İki kişinin arasını düzeltmen bir sadakadır. Birinin bineğine binmesine yardım ederek üzerine çıkmasına yardım etmen veya yerdeki eşyasını ona uzatman bir sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaza giderken attığın her adım bir sadakadır. Yoldan insanlara eziyet verecek bir şeyi kaldırman bir sadakadır.”
Buhârî, Cihâd 72
İyiliğin Küçüğü Olur mu?
Süleym b. Câbir radıyallahu anhu naklediyor:
“Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin huzuruna geldim ve;
– Ey Allah’ın Resûlü! Bana istifade edeceğim hayırlı bir amel öğretir misin, dedim. Bunun üzerine Allah Resûlü sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki:
– Hiçbir iyiliği küçük görme. Bu iyilik bir Müslüman kardeşinin kabına kendi kovandan su boşaltmak, mümin kardeşini güler yüzle karşılamak ve arkasından gıybetini yapmamak olsa bile.
Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl
“Sözünü yakıcı eyleme. Affetme ve ceza vermede sana güveneni ümitsizliğe düşürme. Senden çekinsin, fakat sen onu korkutma.”
Hz. Ebu Bekir radıyallahu anhu
Sabrın Çeşitleri
Tefsir ve fıkıh ilimlerindeki vukufiyetiyle bilinen ve çok hadis rivayet eden sahabîlerden olan İbn Abbas radıyallahu anhu şöyle demiştir:
“Kur’an’da zikredilen sabır üç çeşittir:
• Allah Teâlâ’nın farzlarını yerine getirmeye sabır,
• Allah Teâlâ’nın haramlarını işlememeye sabır,
• Musibetle karşılaşıldığı ilk andaki sabır.
Allah’ın farz kıldığı şeyleri yerine getirmeye sabreden kimseye üç yüz derece verilir. Haramlara karşı sabredene altı yüz, başına gelen musibete ilk anda sabreden kimseye dokuz yüz derece verilir.”
Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtü’l-Kulûb
Geceyi Kurtaran Gündüz
Velîlerin büyüklerinden Süleyman ed-Darânî kuddise sırruhû şöyle der:
“Gündüz vakti istikamet üzere güzel yaşayan kişi gece korunur. Geceleyin istikamet üzere güzel bulunan insan da gündüz korunur. Kim nefsinin istek ve yönlendirmesini terk etme vaadinde sâdık olursa, Allah onun kalbinden bu istekleri uzaklaştırır. Allah nefsinin arzusunu kendi rızası için terk eden kalbe azap etmekten münezzehtir.”
Beyhakî, Kitabü’z-Zühd
İnsanları Tanımada Ölçü
Hz. Ömer radıyallahu anhu şöyle demiştir:
“Bir kimsenin orucuna veya namazına bakmayın. Konuştuğu zaman doğru konuşup konuşmadığına, kendisine bir şey emanet edilince hıyanet edip etmediğine, dünyalık elde ettiğinde verâ sahibi (şüpheli şeylerden bile uzak duracak kadar helale harama dikkatli) olup olmadığına bakın.”
Beyhakî, Kitâbü’z-Zühd
Evliya Bakışı
Nakşibendiyye yolunun pîri Şah-ı Nakşibend kuddise sırruhû şöyle demiştir:
“Cenâb-ı Hakk’ın sevgili kulları olan velîler, edep öğrenilsin diye halkın yükünü alırlar. Bu sebeple de insanlar velîler vesilesiyle Allah’a yakınlık bulurlar. Velîlerden her birinin kalbinde Allah Teâlâ’nın rahmet nazarı vardır; o velî bilsin bilmesin fark etmez. Kim bir velî kul ile karşılaşırsa o ilâhî nazarın bereketini elde eder.”
Abdulmecid Hânî, Hadâiku’l-Verdiyye
Bozuk İtikat Çok Amel
Hüccetü’l-İslâm İmam Gazâlî kuddise sırruhû, güzel itikat sahibi olmanın önemi sadedinde şöyle nakleder:
Büyük âlimlerden biri şöyle demiştir:
“Ameli az olan nice insanlar vardır ki, güzel itikatları kendilerini kurtarır. Nice insanlar da vardır ki, pek çok ameli bulunmakla birlikte bozuk itikatları kendilerini helâk eder.”
İmam Gazâlî, Hak Yolunun Esasları
Hayrın Tamamı
Büyük sûfîlerden Cüneyd-i Bağdadî rahmetullahi aleyh bir adama nasihat ederken şunları söylemiştir:
“Hayrın tamamı üç şeyde toplanır: Gündüzünü sana faydalı olacak şeylerle geçiremiyorsan, zararına olan şeylerle de geçirme. Sâlih kimselerle dostluk edemiyorsan, şerli kimselerle de beraber olma. Malını Allah’ın rızasının olduğu yerlere infak edemiyorsan, O’nun gazabını çekecek yerlere de sarfetme.”
Beyhakî, Kitâbü’z-Zühd