Aramak

Editörden

İki Ev

Dergimizin yarım asırlık arşivine göz atılsa en sık kullandığımız kelimelerden birinin “kalp” olduğu görülür. Kalp, zâhir ve bâtın hayatımızın merkezi, imanın ve marifetullahın mahalli, tecelligâh-ı ilâhî olarak ne kadar çok ele alınsa yeridir. Nitekim Kur’an-ı Hakim’de ve hadis-i şeriflerde de en sık geçen kelime ve konulardan biri kalp.

Biz “Kalp Evimiz” başlığını atarken, kalbimizin evimiz gibi bütün özelimizin, mahremimizin bulunduğu, saklandığı yer olmasından hareket ettik. Tabii kalp derken manevi kalpten, bir lâtife veya cevherden söz ediyoruz. Maddi manevi hayatımızı doğrudan etkilediği için bu lâtifenin korunması, gözetilmesi gerekiyor. Tıpkı evimiz gibi.

Peki bu nasıl olacak? Bu sorunun cevabını en bütünlüklü ve tatminkâr şekilde verenlerden biri İmam Gazâlî hazretleri. Onun ilginç bir şeklide okuyanı dönüştürme kabiliyeti olan İhyâu Ulûmi’d-Din adlı hacimli eserinde, hem müstakil başlıklar altında hem de başka konularla irtibatlı olarak kalp önemli yer tutuyor. Zaman zaman yaptığımız gibi bu ay da “Kalp Evimiz”i de ondan uyarladık.

Bu ay evle ilgili de önemli bir yazımız var. Bir İslâm hukukçusu olan Mustafa Özen hocamız, “Zâhiri ve Bâtını ile Ev” başlıklı yazısında fıkıh külliyatımızdan hareketle ev konusunu ele alıyor. İçiyle dışıyla belki her zamankinden çok gündemimizde olan evi İslâmî perspektiften anlatıyor. Eminiz faydalı olacak.

Bu ayki başyazımızı mutlaka ve dikkatle okumanızı tavsiye ediyoruz. Yazı başlığından itibaren hayli sarsıcı. Güven duygusunun büyük ölçüde kaybolduğu, çarşıda pazarda, işte sokakta “emin” sıfatı taşıyanların mumla arandığı bugünün dünyasında İslâm ahlâkının en temel unsurunu hatırlatıyor yazı. Anlıyoruz ki zaman ve şartlar ne olursa olsun, aynı kökten gelen iman ve emin kelimeleri ayrılmaz bir bütün. Birindeki eksilme veya eprime diğerini doğrudan aynı yönde etkiliyor.

Malum, yıl sonu abone dönemi demek. Bir sonraki sayı ile 2024’ü geride bırakırken biz de 26’ncı yılımızı geride bırakmış olacağız. Hiç şüphe yok, bugünlere sizin desteğinizle geldik. Çünkü dergileri yaşatan okuyucularıdır. Asıl tanıtanlar, anlatanlar da okurlarıdır. 27’nci yılımızda da bir ve beraber olmayı niyaz ediyoruz.

Aralık sayımızda buluşmak üzere inşallah. 

SABAHATTİN AYDIN / saydin@semerkand.com

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy