Namazda Verilen Sözler
Büyük sûfî âlimlerden İbn Atâullah el-İskenderî kuddise sırruhû şöyle der:
Bilinmelidir ki sahibini hayâsızlıktan ve kötülükten men etmeyen namaz, namaz değildir. Nitekim Allah Teâlâ,
“Kitaptan sana vahyedilenleri oku, namazı özenle kıl. Kuşkusuz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten meneder. Allah’ı anmak her şeyden önemlidir. Allah yaptıklarınızı bilir” buyurmuştur. (Ankebût 45)
Fakat sen namazdan, Rabbin’e verdiğin,
“Ancak sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz” (Fâtiha 5) sözünün gereğini yerine getirmemiş biri olarak çıkıyorsun.
Aynı şekilde tahiyyat duasında; “Ey Nebî! Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun” derken, onun huzurunda bulunduğunu düşünmeden selâm verip namazdan çıkıyorsun.
Bu sözleri her namazda tekrar etmene, Cenâb-ı Hakk’ın sana bahşettiği bunca nimete rağmen bir de kalkıp günah işlersin!
İbn Atâullah el-İskenderî, Tâcü’l-Arûs
Küçük Görmek Seni Küçültür
İbn Atâullah el-İskenderî kuddise sırruhû şöyle der:
Hiç kimse tartıştığı birine, “Sen benimle bir misin? Sen benimle konuşamazsın! Sen kimsin ki ben seninle konuşayım!” diyerek giydiği kibir elbisesinden daha kötü kokan bir elbise giymemiştir.
Bu şekilde davranarak ilk helâk olan kişi şeytandır.
Öyleyse bu tür davranışlar içine girmekten sakın. Karşındaki kişi topal, cüzzamlı ve uyuza yakalanmış biri olsa bile, kalbindeki “lâ ilâhe illallah” sözüne saygı göstererek onu düşük görme. Selâmete ermek istiyorsan, herkese karşı hüsnüzan besle.
İbn Atâullah el-İskenderî, Tâcü’l-Arûs
Kardeşinin İhtiyacı
Hüccetülislâm İmam Gazâlî kuddise sırruhû şöyle der:
Din kardeşinin ihtiyacını kendi ihtiyacın gibi, hatta ondan daha önemli görmen, ihtiyaç durumlarını araştırman, kendi hallerin gibi onun hallerinden de haberdar olman gerekir. Onu senden bir şey istemeye, ihtiyacını dile getirmeye muhtaç etmemelisin.
Ayrıca ihtiyaçlarını giderirken bir ona iyilik yaptığını, bundan dolayı üzerinde bir hakkın olduğunu asla düşünmemen gerekir. Tam tersine onun için çalışmanı, ihtiyacını gidermeni kabul ettiği için ona minnet duymalısın.
İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn
“Her şeyin hedefe ulaştıracak bir bineği vardır. Amelin bineği ise tevazudur.”
Hz. Lokman aleyhisselam
Nefsin Hevâsı, Şeytanın Fısıltısı
Kelâm, tefsir ve hadis âlimi büyük sûfî İmam Kuşeyrî kuddise sırruhû şöyle nakleder:
Cüneyd-i Bağdâdî kuddise sırruhû, nefsin istekleri ile şeytanın fısıltısı arasındaki farkı şöyle belirtmiştir:
“Nefs bir şeyi istediği zaman onda ısrar eder. İsteğine ulaşana ve maksadı gerçekleşene kadar sürekli senden onu yapmanı ister. Ancak gerçek bir mücahede ile terbiye edilirse ısrarından vazgeçer. Bununla birlikte arada bir yine senden o arzusunu ister.
Şeytana gelince: O seni bir günaha çağırdığında sen söylediğini yapmazsan, bu defa başka bir günahı fısıldar. Çünkü onun için bütün yanlışlar ve günahlar birdir. O, hangisi olursa olsun seni bir günaha çağırıp durur. Hedefinde özel olarak seçilmiş bir günah yoktur.”
İmam Kuşeyrî, er-Risâletü’l-Kuşeyriyye
Kalbin Bekçisi
17. yüzyılın sûfî âlimlerinden Abdullah b. Alevî el-Haddâd kuddise sırruhû şöyle der:
Mürid kalbini şüphe ve tereddütten, zararlı ve çirkin düşüncelerden korumalıdır. Kalbinin kapısına şüphe girmesinden koruyacak bir murakabe/denetim bekçisi koymalıdır. Çünkü şüphe kalbe girerse onu bozar ve çıkarmak zorlaşır.
Mürid, Rabbi’nin nazargâhı olan kalbini dünya arzularına yöneltmekten, kinden, düşmanlıktan, Müslümanlara kötü zanda bulunmaktan temizlemelidir. Onlara samimi, dürüst, merhametli ve şefkatli olmalı, bütün Müslümanların hayırlı olduğuna inanmalıdır.
Abdullah b. Alevî el-Haddâd, Müridin Edepleri
“Ey âdemoğlu! Emeline kavuştuğun için seviniyorsun. Halbuki her emelin seni eceline bir adım daha yaklaştırıyor. Fakat ameller başkasının yararına imiş gibi her gün onları erteliyorsun!”
Davud-ı Tâî rahmetullahi aleyh
Cennetteki Ayak Sesi
Ebû Hüreyre radıyallahu anhudan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Hz. Bilâl’e buyurdu ki:
– İslâm’a girdikten sonra sana en çok sevap kazandıracağını ümit ettiğin amelin nedir, bana söyle. Çünkü ben, (bu gece) cennette önümde senin ayakkabılarının tıkırtısını işittim.
Bunun üzerine Hz. Bilâl radıyallahu anhu şu cevabı verdi:
– Gecenin veya gündüzün bir saatinde abdest aldığımda, o abdestle kılabildiğim kadar namaz kılarım. İşte bana en çok sevap kazandıracağını ümit ettiğim amelim budur.
Buhârî, Teheccüd 17
Kalbin Ölümü
İmam Gâzâlî kuddise sırruhû, İhyâ adlı eserinde şöyle nakleder:
Allah kendisine rahmet etsin, bir gün Feth el-Mevsılî meclisindekilere:
– Yemeden içmeden kesilen hasta ölmez mi, diye sordu. Oradakiler:
– Evet, ölür, diye cevap verdiler. Bunun üzerine Mevsılî dedi ki:
– İşte kalp de böyledir. Üç gün ilim ve hikmetten mahrum bırakılırsa ölür.
İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn
Evliya Nasihati
12. yüzyılın meşhur âlim ve sûfîlerinden Feridüddin Attâr kuddise sırruhû bir nasihatinde şöyle demiştir:
Ey oğul! İşinin baştan aşağı doğru olmasını istiyorsan her aklına geleni yapma.
Ey akıl sahibi kimse! Dinde olmayan şeylerin etrafında asla dolaşma.
Allah Teâlâ’nın haram kıldığı şeylerden uzak dur ki dünyada ve âhirette sıfatın güzel olsun.
Âlemlerin Rabbi rızık kapılarını açtığı vakit kalbini genişlet, nankörlük yapma.
Kardeşim! Güzel yüzlü ve tatlı sözlü ol; her daim âlemde ismin cömert olarak anılsın.
Feridüddin Attâr, Pendnâme
Şeytanın Düğümleri
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“Sizden biriniz uyuduğu zaman şeytan onun ensesine üç düğüm atar ve her düğümde de ‘Gecen uzun, uyu’ diyerek onu uyutur. Şayet o kimse uyanıp da Allah Teâlâ’yı zikrederse düğümlerden biri çözülür. Abdest alınca bir düğüm daha çözülür. Namaz kıldığında bütün düğümler çözülmüş olur. Böylece dinç ve huzurlu bir şekilde sabahlar. Eğer böyle yapmazsa huzursuz ve tembel olarak sabahlar.”
Buhârî, Teheccüd 12