Öyle Bir Yol ki...
12. yüzyılın meşhur sûfî âlimi Ferîdüddin Attâr kuddise sırruhû “Pendnâme” adlı meşhur eserinde şöyle nasihat eder:
Cenâb-ı Hak’tan gafil olma, gafilce bâtıl yoluna sapma. Bu dünya ağlama yeridir; burada gülme. İbret gözünü aç ve dudağını dünya kelâmına mühürle. Karınca gibi hırsa kapılıp her yeri gezme, sana nasihat edeni can kulağıyla dinle.
Ey oğul! Çocuk değilsin sen; oyun oynamayı bırak, işine şeytanı ortak kılma. Günah işlerde nefs-i emmâreye yardım etme, ömrünü asilikle telef etme. Kötülük getiren ve suçlanacağın yerlere uğrama, hakikate kör misali yürüme. Nefs gibi bir düşmanın var senin, onun şerrinden sakın kendini güvende bilme.
Günah ve heves yolunda at koşturup da kendini şeytanın maskarası yapma. Mademki önünde bir yolculuk var; kendini güzel hazırla, geçip giden ömrünü baştan sona bir ölçüp tart.
Oğul! Cehennemdeki ateş halkalarını düşün de nefsini ayaklarının altına al. Yüce Allah’ın azabını iyi hesap et. O ateşte yanmamak için, Âlemlerin Rabbi’nin emirlerini her daim yerine getir. Cehennem ateşinden geçmek kaçınılmaz herkes için. Burası sevinç, mutluluk yeri değil. Seni bu kadar zorluk beklerken zevk ve sefanın sırası mı?
Ey aciz! Önünde seni bekleyen büyük bir ateş var. Senin korkun o cehennem ateşinden büyük müdür? Bu meşakkatli yolda yükün hayli ağır, başkalarının yardımıyla da taşıyamazsın. Seni bekleyen kıyamet günü var, Hak Teâlâ’dan kaçmak mümkün müdür?
Ey oğul! Şeriat yoluna sarıl. Mademki sen bir yolcusun, hevâ hevesi terk et. Ey kardeşim! Allah’ın emirlerini dinle ki onun cennetine giresin, rızasına nail olasın. Cenâb-ı Hüdâ’nın hükmünden yüz çevirme ki mahşer gününde azap içinde kalmayasın. Adn cennetinde yer bulabilmek için, O’nun kullarına merhametli ol.
Sana “esenlik yurdu” denilen cennette yer verilsin istiyorsan, fakirleri gece gündüz doyur. Eğer bir mahzun kalbi mutlu edersen, yüzüne kapalı bile olsa cennet kapısı açılıverir. Bu öğütleri tutan kimselere Allah Teâlâ iki cihanda da rahmetini bağışlar. Bunları dinlemeyenler ise Âlemlerin Rabbi’nin rızasından uzak kalır.
Allahım, bizlere rahmet eyle, bütün günahlarımızı bağışla. Biz âciziz, biz çok günah işledik, senden başka bizi kim bağışlayabilir? Senden başka kime sığınabiliriz? İster rızana, rahmetine çağır, ister bizleri katından kov; biz kuluz, senin hükmün neyse ona razıyız.