Dilin Ne Söylüyor?
12. yüzyılın meşhur sûfî âlimi Ferîdüddin Attâr kuddise sırruhû “Pendnâme” adlı eserinde şöyle nasihat eder:
Ey kardeşim!
Eğer Rabbi’ne erişmek istiyorsan, ağzını Allah Teâlâ’nın emrettiklerinin dışında açma.
Ebedî diri kalacak olan Cenâb-ı Hak’tan haberin varsa ağzına sessizlik mührünü vur.
Gerçek kurtuluşa erenlerden olmak istiyorsan, sükût içinde nasihatlere kulak ver.
Çok konuşan kimsenin kalbi kararır, hasta olur. Akıllı insanların meziyeti susmaktır, cahillerinse unutmak.
Yalan söylemek, gıybet etmek yerine susmak vaciptir; böyle konuşmaya hevesli olanlar aptallardır.
Kardeşim!
Allah Teâlâ’yı övmekten başka bir söz söyleme, O’nun kelâmını çalıp çırpmak için kullanma.
Çok konuşma heveslisi olanın sahip olduğu her şey talan olur.
Fazla konuşmak kalbi öldürür. O sözler isterse inci taneleri olsun.
Ey süslü konuşmaya çabalayan insan! Kalbine yaralar açıyorsun; git dilini ağzına hapset, kimseden fayda için ümit besleme.
Kendi kusurlarını, ayıplarını gören kişinin ruhu kuvvetlenir.
Aziz kardeşim!
İman sahibi olan kişi, dört şeyi dört şeyden temiz tutar:
Sen önce kalbini hasetten temizle, kendini daha sonra mümin say. İmanın ziyana düşmesini istemiyorsan, dilini yalandan, gıybetten temiz tut.
Yaptığın amellerini riyadan uzak tut ki iman kandilin sana ışık saçsın.
Mideni haramlardan temiz tutarsan, iman ehli bir insan olursun, vesselâm.
Bu sıfatlara sahip olanlar şerefli kimselerdir.
Bu vasıflardan uzak olanların imanı zayıftır. İçini haramlardan temiz tutmayanın ruhu yükselmez, cennete giremez.
Eğer amellerini riyadan temiz tutmazsan, hasır üzerindeki nakışlar gibi faydasız olurlar.
Yaptığı işte ihlâs bulunmayan, dünyada has kullardan olamaz.
Kim amelini Allah rızası için yaparsa onun işi daima güzel olur.