Aramak

Altın Silsile

Seyyid Emîr Külâl
kuddise sırruhû

Zâhirin ve bâtının pehlivanı...

Altın Silsile’nin 14. halkası...

Seyyid Emîr Külâl hazretleri 683 (1284) yılında Buhara’nın Sühârî köyünde dünyaya geldi. Bütün hayatını orada ve Buhara’nın diğer bazı köylerinde geçirdi. ‘Emîr’ lakabı Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in neslinden olduğuna, Farsça’da çömlekçi manasına gelen ‘Külâl’ ise mesleğine işaret eder. 

Daha anne karnındayken kerâmetleri görülmeye başlandı. Annesi ona hamileyken bilmeden haram bir şey yediğinde hemen rahatsız oluyor, geri çıkarıyordu. Bu yüzden annesinin ağzından hiçbir haram lokma girmedi. 

Annesi de onu itinayla, takva ve ihlâsla yetiştirdi. Gençlik döneminde çok hareketli ve atikti. Bu atikliğini güreş meydanında kullanır, çok iyi güreşirdi. 

Bir gün köy meydanında güreşirken izleyenler arasından biri şöyle dedi:

– Emîr Külâl, Hz. Peygamber’in soyundan gelen bir seyyid değil mi? Böyle bir insanın güreşmek neyine? Seyyid dediğin olgun insan olmalı...

Bu sözleri söyler söylemez yere düşerek orada uykuya daldı. Rüyasında bir bataklığına saplandığını gördü. Çırpındıkça bataklığa gömülüyordu. Yardım bulabilmek için etrafına bakıyor, kimse yardım etmiyordu. Ümitleri tükendiği bir anda karşısında Seyyid Emîr Külâl hazretlerini gördü. Elini tutarak bataklıktan kurtuldu. 

Sonra uykudan uyandı ve karşısında Seyyid Emîr Külâl hazretlerini gördü. Kendisine şöyle diyordu:

– İnsan fizik olarak da mânen de güçlü olmalı. Şimdi anladın mı benim neden güreştiğimi? 

O gün güreş meydanında Seyyid Emîr Külâl hazretlerini izleyen bir kişi daha vardı; Muhammed Baba Semmâsî hazretleri. Emîr Külâl hazretlerine bakarak yanındaki sofilerine şöyle dedi: 

– Bu pehlivanlar arasında biri var. Bir gün insanlar onun manevi sohbet meclisine akın akın gelecekler. Onun sayesinde yüksek derecelere ulaşacaklar. Ben o günleri işte buradan izliyorum.

Bunu söyledikten sonra arkasını döndü ve gitti. Emîr Külâl hazretleri manevi olarak çekilerek peşinden yürüdü. Böylece gerçek er meydanı olan muhabbet dergâhına yöneldi. Muhammed Baba Semmâsî hazretleri ona;

– Evladım! Artık sen benim manevi oğlumsun, diyerek müridliğe kabul etti. 

Seyyid Emîr Külâl hazretleri o dergâhta yirmi yıl boyunca nefsini terbiye etti. 

Şöyle nasihatlerde bulunurdu:

“Bezm-i Elestteki ahdinize sâdık olun, kulluğunuzda kusur etmeyin, sadece Allah rızasını kazanmaya bakın.”

“İlmi ve ameli terk etmeyin ama ilminiz ve amelinizle de övünmeyin.”

“İlim öğrenmekten, ilminizle amel etmekten ve Resûl-i Ekrem’in yoluna tâbi olmaktan asla ayrılmayın.” 

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy