Çocuklarımız Peygamberini
Ne Kadar Tanıyor?
Çocuklarımızın, en güzel örneğimiz olan Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e muhabbet duyarak büyümesi; ümmetini yürekten seven, anlayan, onun gelmiş ve gelecek tüm fertlerine dua eden Peygamberi’ni iyi tanıması son derece elzem ve önemlidir.
Önceki ay bir mizah dergisinde yayınlanan, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem ile Hz. Musa aleyhisselâm’ın resmedildiği karikatür ülke çapında büyük tepki çekti. Sosyal medya hesaplarından eleştiri mesajı yayınlayan on binlerce kişinin yanı sıra, kalabalık bir grup da derginin yer aldığı bina önünde toplanıp eylemde bulundu. İslâmî değerlere saldırıp toplumun nabzını yükseltmeye yönelik bu çirkin girişim ciddi bir infiale yol açarak çok sayıda eleştiri aldı.
Halkın çoğunluğu yapılan protestoyu desteklese de, konuya dair yorumlar arasında esef veren ifadeler de yer alıyordu. Özellikle genç kesimden bu karikatürü ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirenler oldu. Kendisinin de Müslüman olduğunu söyleyen bu çocuklar, herkesin dilediği şeyi çizebileceğini iddia etmekteydi.
Bu talihsiz yorum ve açıklamalar akıllara şu soruları getirdi: Allah Teâlâ’nın varlık ve birliğine, Resûlullah aleyhisalâtu vesselam’ın O’nun elçisi olduğuna inanan gençler, değerlerimizle alay edilmesini nasıl olur da sineye çekebilir? “Düşünce özgürlüğü” bahanesinin, kutsallarımıza saldırmanın bir aracı olarak kullanılmasına nasıl göz yumulabilir?
Bu sorunun tek bir cevabı olabilir: Kendini Müslüman olarak tanımlayan bir çocuk veya genç bu karikatürü hazmedebiliyorsa Resûl-i Ekrem aleyhisalâtu vesselam’ı doğru tanımamış, onu hürmetle sevmenin ne anlama geldiğini idrak etmemiş demektir. Bu da yetişkinler olarak üstlenmemiz gereken çok önemli bir vazifeyi, “çocuklarımıza Efendimiz aleyhisselâm’ı anlatma ve sevdirme sorumluluğumuzu” yeniden hatırlatmaktadır.
Siyer Bilmek Neden Gereklidir?
Çocuklara Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’i tanıtmak, onların hem manevi gelişimleri hem de ahlâkî duruşları açısından büyük önem taşır. Zira hemen her konuyu çevrelerindeki insanları modelleyerek öğrenen çocuklarımız için en kıymetli rol model Resûlullah aleyhissalâtu vesselam’dır. Merhameti, dürüstlüğü, adaleti, sabrı ve daha nice hasletiyle hepimize örnek olan Efendimiz, evlatlarımız için de en sağlam rehberdir.
“Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” (Muvatta, Husnü’l Halk 8; Müsned 2/381) buyuran Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselam’ın hayatı, değerlerin uygulamaya dökülmüş halidir. O’nu tanımak, Rabbimiz’e yaklaşmayı, İslâm’ı tanımayı, Kur’anî değerleri anlamayı sağlar. Hayatını, ahlâkını, mücadelesini ve insanlarla ilişkilerini öğrenmek, O’nunla gönül bağımızı pekiştirir.
Birlikte düşünelim:
• Çocuklara selam verip onların oyunlarına iştirak edecek, omzuna çıkan torunları için secdesini uzatacak kadar sevgi dolu;
• Kendi işini kendisi yapacak, elbisesini yamayacak, eşyalarını onaracak kadar mütevazı;
• Gerek giyimi gerekse tavrıyla, Mescid-i Nebevî’ye ilk defa gelen kimselerin “Hanginiz Muhammed?” diye sormasını gerektirecek kadar sade ve gösterişsiz;
• Fethe giderken yol kenarında gördüğü köpek ve yavruları zarar görmesin diye onların başına nöbetçi dikecek kadar merhametli;
• Kendisinden borcunu sertçe isteyen bir bedevîye tebessümle yaklaşacak, alacağını fazlasıyla ödeyecek kadar cömert ve yumuşak huylu;
• Yanındakilere bir kez bile “Neden böyle yaptın?” demeyip onların kusurlarını yüzlerine vurmayacak kadar anlayışlı başka biri var mıdır?
Aynı şekilde:
• Ebu Hüreyre radıyallahu anh’ın “Resûlullah’tan daha güzel birini görmedim. Sanki mübarek yüzünde güneş akıp gidiyordu” diyeceği kadar temiz ve güzel;
• Sofrada kusur bulmayıp önüne konanı yiyecek, her seferinde doymadan kalkacak kadar kanaatkâr;
• Geceleri ayakları şişene dek namaz kılarken “Ey Allah’ın Resûlü, Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı halde niçin bu kadar namaz kılıyorsun?” diyen Âişe annemize “Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?” diye cevap verecek kadar âbid...
Böyle bir Peygamber’i hakiki anlamda tanıyan çocuklarımızın gönüllerinin incelmemesi, huylarının güzelleşmemesi, bakışlarının sevgi ve merhametle dolmaması ve en nihayetinde O’na yapılacak hakaret ve saldırılara karşı durmamaları mümkün müdür?
İşte bu nedenle çocuklarımızın, en güzel örneğimiz olan Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e muhabbet duyarak büyümesi; ümmetini yürekten seven, anlayan, onun gelmiş ve gelecek tüm fertlerine dua eden Peygamberi’ni iyi tanıması son derece elzem ve önemlidir.
Resûlullah Aleyhisselâm’ı Nasıl Anlatmalı?
Çocuklara Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’i sevdirip tanıtmadan önce Yüce Allah’ı anlatmak ve sevdirmek gerekir. Çocuğun gönlünde iman tohumlarının yeşermesini sağladıktan sonra Allah Teâlâ’nın Resûllulah aleyhisselâm’ı ne kadar çok sevdiğini, O’na nasıl kıymet verdiğini anlatabilir, bizim atfettiğimiz değerin de evvela Yüce Rabbimiz’in verdiği değerden kaynaklandığını açıklayabiliriz.
Zira tevhid inancının ilk basamağı olan Allah’a iman bahsi oturmadan, peygambere iman aşamasına geçmemek gerekir. Aksi halde, özellikle küçük yaşlarda çocukların Allah Teâlâ ile Peygamber Efendimiz’i birbirine karıştırabildiği, kelime-i tevhidin içeriğini tam anlayamadığı görülmektedir.
İkinci adımsa çocuklara yaşamımızla örnek olmak, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’i ne kadar çok sevdiğimizi bizzat göstermek, her fırsatta O’nu anlatmak, içten bir saygı ve muhabbetle anmaktır. Zira çocuklar bizi her an gözlemleyip duygu ve davranışlarımızı taklit ederler. En sevdiğimiz yemeği, rengi, kitabı, mevsimi, şakayı bile akıllarında tutar, bize duydukları yakınlıktan dolayı ülfet ettiğimiz şeyleri sevmeye başlarlar.
Durum böyleyken “En Sevgili”yi her andığımızda, O’ndan sevinç ve coşkuyla bahsettiğimizde Resûl-i Ekrem Efendimiz’e gönülden bağlanmamaları mümkün değildir.
Peygamber aleyhisselâm’ın yalnızca ahlâkını değil, sünnet-i seniyyesini de örnek alıp uygulamak ebeveynlerin önemli vazifelerindedir. Küçük yaştan itibaren âdâba uygun davranışlara dikkat çekmek, yeri geldiğinde “Yemekten önce besmele çekelim, suyumuzu üç yudumda içelim, eve sağ ayağımızla girelim” gibi cümlelerle sünnetleri hatırlatmak, herhangi birini unuttuğumuzda çocuğumuzun bize hatırlatmasını sağlamak da etkili metotlar arasında yer alır. Üstelik bu sayede kendi yaşamımızı da daha iyi ve sünnete uygun hale getirmemiz mümkün olur.
Öğretim çalışmaları esnasında kullanılan anlatım dilinin, çocukların yaş gelişimine uygun, doğal ve samimi olması hayli önemlidir. O’nun insanlara nasıl merhametle yaklaştığını, çocukları nasıl sevdiğini, herkese âdil davranma gayretini, canlılara olan şefkatini, tanıdığı ve tanımadığı kimselere nezaketini örneklerle anlatmak; bunun için gündelik yaşamdan bağlantılar kurabilmek gerekir.
Örneğin çocuğumuz birine iyilik yaptığında, sabrettiğinde, güzel sözler ettiğinde “Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem de böyle yapardı, tıpkı senin gibi sahip olduklarını paylaşmayı severdi” gibi cümleler yoluyla bağ kurmasını kolaylaştırmak, “Peygamber’e benzemek”ten mutluluk duymasını sağlamak yerinde olur.
Çocuklara soyut düşünme becerisi kazandıkları dönemden itibaren Peygamber aleyhisselâm’ın mucizelerini anlatmak da hayli etkili olabilir. Süper kahramanlara özenen, gerçek üstü olayları merak eden yavrularımız, bu sayede Peygamberlik vazifesinin ne denli önemli ve olağanüstü olduğunu idrak edip Resûlullah aleyhissalâtu vesselam’ın Yüce Allah katındaki makamını daha iyi anlayabilirler.
Bunun yanı sıra her yıl Mevlid Kandili geldiğinde, evdeki bir köşeyi -yaşı kaç olursa olsun- çocuğumuzla beraber Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselam’ı hatırlatacak yazı, eşya ve süslemelerle donatmaya gayret edilmelidir. Efendimiz aleyhisselâm’la ilgili düşüncelerini dile getirmeleri teşvik edilebilir. Belirli akşamlar belirleyip Efendimiz aleyhisselâm’ın sevdiği yemekleri pişirmek, bir gülü koklarken bunun Resûl-i Ekrem aleyhissalâtu vesselam’ın kokusu olduğunu hatırlatmak ne güzeldir!
İmkânımız olduğunda O’nun yaşadığı topraklara gidip Kâbe-i Muazzama ve Mescid-i Nebevî’yi ziyaret etmek, imkân yoksa görseller ve videolar üzerinden o mübarek beldeleri ve Asr-ı Saadet boyunca yaşananları çocuklarımıza aktarmak, üzerlerinde kalıcı izler bırakabilir.
Bütün bunları mecburiyet hissiyle veya ürküterek değil, Peygamber sevgisini nimet bilerek yaptığımızda, bu muhabbetin çocuğumuza tezahür etmesi de mümkün olacaktır.