Aramak

Hal Dili

Amellerde Niyet

İmamzâde Muhammed el-Buhârî rahmetullahi aleyh, niyet hakkında şunları söylemiştir:

“Bütün amellerde niyetlerin Allah Teâlâ için katışıksız olması, İslâm dininin icaplarındandır. Çünkü sâlih amel ancak niyetle olur. Herkesin amelinden elde edeceği sevap niyetine göredir. Niyeti dünya olan kimsenin amelinden elde edeceği meyve de dünyevî olur. Niyeti âhiret sevabı ve Rabbi’nin rızası olan kimse de bunlara nail olur. 

O halde kulun bütün işlerindeki niyeti hayır, hidayet ve Allah’ın rızası olmalıdır. Sadakat ve ihlâs ile niyet etmeye çalışmalıdır. Çünkü müminin niyeti, niyetsiz olarak yaptığı amelinden hayırlıdır. Bir kimse samimi bir niyetle sadaka vermeye, nafile namaz kılmaya, haccetmeye, umre yapmaya niyet etse de yapamasa, niyetindeki samimiyetinden ve ihlâsından dolayı o kimseye bunların sevabı yazılır.”

İmamzâde, Şir‘atü’l-İslâm

Darlıkta ve Bollukta

Terîm seyyidlerinden büyük âlim ve sûfî Abdullah b. Alevî el-Haddâd kuddise sırruhû şöyle der:

“Ey mürid! Rızkı dar olanlardan isen sabret, razı ol, Rabbinin sana taksim ettiğine kanaat et. Eğer rızkı geniş olanlardan isen sana verilenlerden yalnızca sana yetecek kadarını al, kalanını da hayır ve iyilik yolunda sarfet. Bil ki Allah yoluna giren kimsenin eğer malı varsa bunu terk etmesi gerekmez. Şayet bir sanatı, bir ticareti varsa bunları terk etmesi de gerekmez. Aksine, hangi meslekte bulunuyorsa yaptığı işlerde Allah’tan korkmalı, rızkını güzel yollarla aramalıdır. Farzı ve nafileleri terk etmemek şartıyla işinde devam etmelidir. Haramlardan ve Allah yolunda kendisine yardımcı olmayacak boş şeylerden kaçınmalıdır.”

Abdullah b. Alevî el-Haddâd, Müridin Edepleri

Gıybet ve Kefareti

İmamzâde Muhammed el-Buhârî rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:

“Gıybet, bir kimsenin Müslüman kardeşini işittiğinde hoşlanmayacağı bir şeyle anmasıdır. Gerek açıkça gerek kinâyeli sözlerle, gerekse de işaretle bunu yapmış olsun, hepsi gıybettir. Bir kimse başka birini din kardeşinin kusurlarını konuşmaya teşvik etse veya onu teşvik etmek için sözlerini beğense, yine gıybet etmiş olur.

Gıybet zinadan daha ağırdır. Çünkü bütün sevapları yok eder. Gıybet edeni dinlememelidir. Zira gıybeti dinleyen de günah hususunda gıybet edene ortaktır. Gıybetin kefareti, gıybet ettiği kimse için Allah’tan af dilemektir.”

İmamzâde, Şir‘atü’l-İslâm

“Âhiret yurdunda rahat etmek istiyorsan iyi kimselerle dost olmaya, kötü kimselere karşı hüsnüzan beslemeye ve mâsivânın esaretinden kurtulmaya bak.”

Bişr-i Hafî rahmetullahi aleyh

Kalbin Ölümü

Şuayb b. Harb rahmetullahi aleyh şöyle nakleder:

“Bir gün hasta olan Feth el-Mevsilî’nin yanına gittim ve ‘Bana bir öğüt ver’ dedim. ‘İnsan yemeden içmeden alıkonulunca ölür değil mi?’ dedi. Ben de, ‘Evet’ dedim. Bunun üzerine, ‘Kalp de aynı şekildedir. Allah Teâlâ’nın zikrinden alıkonulduğunda ölür’ dedi.”

Hargûşî, Tehzîbü’l-Esrâr

İmanın En Faziletli Hali

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:

“İmanın en faziletlisi; Allah için sevip Allah için buğzetmen, dilini hep Allah’ın zikrinde kullanman, kendin için isteğin şeyi insanlar için de istemen, kendin için hoşlanmadığın şeyi onlar için de hoş görmemen ve bunların yanında ya hayır söz söylemen veya susmandır.”

Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/247

“Takva ehliyle dost olmak, Allah Teâlâ’nın kuluna ihsan ettiği büyük nimetlerdendir.”

Ahmed er-Rifâî rahmetullahi aleyh

Asıl Ağlanması Gereken

İbn Atâullah el-İskenderî kuddise sırruhû şöyle der:

“Kalbini, Allah Teâlâ’nın emirlerinden yapamadıklarının pişmanlığıyla yıka. Allah’a yemin ederim ki insanlar hanımlarının, kocalarının, anne babalarının ve çocuklarının ölümünden dolayı feryat edip ağlamakla hata ediyor. Onların asıl kalplerinde Allah korkusunu kaybetmelerinden dolayı feryat etmeleri gerekir. 

Sanki sırat köprüsünden geçmişsin ve cehenneme düşmekten kurtulmuşsun gibi gülüyorsun. Nefsinle baş başa kaldığında seni günahlardan alıkoyacak bir takvaya sahip değilsen, başına toprak saç!”

İbn Atâullah el-İskenderî, Tâcü’l-Arûs


Kardeşlerin Haklarını
İhmal Etmek

Mısırlı büyük âlim ve sûfîlerden İmam Şa‘rânî kuddise sırruhû şöyle nakleder:

Sûfîlerden biri şöyle demiştir: “Din kardeşlerinin haklarını ihmal eden kişiyi Allah Teâlâ kendi haklarını ihmal etmekle imtihan eder. Şayet Allah Teâlâ bir kulu böyle bir şeyle imtihan ederse ona buğzeder ve eğer bir kula buğzederse onu ateşe atar.”

Şa‘rânî, el-Envâr fî Sohbeti’l-Ahyâr

Velîlerin Dostluğu

Şeyh Ebü’l-Mevâhib eş-Şâzelî rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:

“Allah dostlarıyla dost olmaya dikkat et. Çünkü onlar hiçbir şey yapmasalar bile kıyamet gününde ellerini tutmaları bile yeter. Nice derviş onların dostluğu aydınlanmış, nice gönlü kırığın gönlü onlarla onarılmış, nice alçak tabiatlı onlarla yükselmiş, nice kötü kimseler onlarla örtünmüş, nice zalim onlara muhalefeti sebebiyle helak olmuş ve nice zulümler onların vesilesiyle ortadan kalkmıştır.

Şa‘rânî, el-Envâr fî Sohbeti’l-Ahyâr

Arşın Gölgesinde

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:

“Yedi sınıf insan vardır ki, Allah Teâlâ onları, arşının gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde onun gölgesine alacaktır.

• Adaletli devlet lideri,

• Allah’a ibadet ederek yetişen genç,

• Kalbi mescidlere bağlı kimse,

• Allah için birbirini severek, bu uğurda bir araya gelip ayrılan kişiler,

• Makam ve güzellik sahibi bir kadının zina teklifini, ben Allah’tan korkarım, diyerek reddeden kimse,

• Sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kimse,

• Tek başına kaldığında Allah’ı anarak gözyaşı döken kimse.”

Buhârî, Ezân 36

Kaç Kişi Var?

Büyük sûfî âlimlerden İbn Atâullah el-İskenderî kuddise sırruhû şöyle der:

“Kur’an hafızı birini aradığın zaman sayılamayacak kadar çok kişi bulabilirsin. Yahut bir doktor aradığın zaman veya bir âlim aradığında… Fakat Allah Teâlâ’ya ulaşmak için sana kılavuzluk edecek ve sana nefsinin ayıplarını gösterecek birini aradığında çok az kişi bulabilirsin. İşte böyle birini bulduysan ona iki elinle sımsıkı yapış.”

İbn Atâullah el-İskenderî, Tâcü’l-Arûs

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy