Aramak

Editörden

İbadetlerin Ruhu

İslâm’ın ilk asrından itibaren âlimlerimiz ibadetlerin şekilden ibaret anlaşılmasına, ibadetlere dair bilgilerin de zâhirin ilmiyle sınırlanmasına itiraz edegelmiştir. Zâhirin bilgisinin asla göz ardı edilemeyeceğini, fakat ilmi bununla sınırlamanın yanlış olduğunu ısrarla söylemişler, bu hususta kitaplar, risaleler telif etmişlerdir.

Bu hususta en meşhur ve asırlar boyunca okuna gelen kitaplardan biri İmam Gazâlî hazretleri’nin İhyâu Ulûmi’d-Dîn adlı hacimli eseridir. Bu kitapta mesela namaz bahsinde bu ibadetin hepimizin bildiği şartlarının ve rükünlerinin yanı sıra bir de manevi rüknü olduğunu vurgular. Bu rükün huşûdur ve namazın makbuliyeti bakımından zâhir şartları kadar önemlidir. Çünkü namazın özü veya ruhudur. Diğer ibadetler için de bu öz veya ruh göz ardı edilemeyecek, hafife alınamayacak kadar önemlidir. Hatta asıldır.

Bu âlimler, bir ibadetin ilmi/bilgisi kapsamında bu özü elde etme yolunun da bilinmesi gerektiğini, yani kalp ve ibadet ilişkisinin öğrenilmesi gerektiğini ısrarla belirtirler. Hatta tasavvufun maksadının bu öze ulaşmak olduğunu söylerler. Bu yüzden pek çok sûfî âlim kitaplarında, mektuplarında, sohbetlerinde meseleyi ele almış ya da meseleye dair müstakil kitap yazmıştır.

Elbette bu bahisten hac gibi bütün ibadetleri bünyesinde toplayan bir ibadet istisna değildir. Haccın her bir rüknünde, sünnet veya edebinde hacının kalp âleminde bir karşılık vardır, olmalıdır. Mesela hepimiz haccın, yetmiş iki millet bir arada, bütün dünyevî statülerden soyunduran dümdüz ve basit bir kıyafetle bir mahşer provası olduğunu biliriz. Fakat murakabe ehli için haccın diğer uygulamalarında da son derece güçlü semboller vardır. Bu da ancak kalp hassasiyetine sahip kişilerce bilinir ve uygulanır.

Bu sayımızda haccın bu manevi yönüne “Haccın Tasavvufî Boyutu” başlıklı yazımızla, 15. Asrın meşhur sûfî âlimi İbrahim Tennûrî kuddise sırruhû hazretlerinin “Gülzâr-ı Ma’nevî” adlı eserinden hareketle değindik. Haccedenlerin, haccetmiş olanların veya hacca niyet edenlerin makbul ve mebrûr bir hac yapmalarına vesile olmasını, ayrıca diğer bütün ibadetlerimiz üzerine düşünmemizi sağlamasını temenni ederiz.

Mübarek kurban bayramınızı ve hicrî yeni yılınızı tebrik ile başta Gazze olmak üzere maruz kaldığımız zulümlerin, zilletin bitmesine vesile olmasını niyaz ederiz.

Temmuz sayımızda buluşmak üzere inşallah. 

SABAHATTİN AYDIN / saydin@semerkand.com
Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy