Zeyd b. Hattab
radıyallahu anhu
Ashâb-ı Kirâm arasında sessizliği ve ağırbaşlılığı ile bilinen, fakat savaş meydanlarında cesaretiyle parlayan Zeyd b. Hattab, Hz. Ömer radıyallahu anh’ın abisidir. Güçlü ve sözü dinlenen bir ailede dünyaya gelen Hz. Zeyd, kardeşi Hz. Ömer ile birlikte çok sert ve katı bir adam olan babalarından çok cefa görmüştür. Onları ağır işlerde çalıştırır, kimi zaman azarlayarak kimi zaman da fiziksel olarak cezalandırdı.
Hz. Zeyd radıyallahu anh görünüş olarak Hz. Ömer’e çok benzerdi. Birbirlerini ayıran tek özellik Hz. Zeyd’in teninin biraz daha esmer olmasıydı. Ancak karakter olarak çok farklıydılar. Kardeşi gibi güçlü ve sert mizacı yoktu; halimdi, günlük hayatında neredeyse hiç konuşmazdı. Fakat savaş meydanlarında sadece narası bile düşmanlarına korku salardı.
Hz. Ömer ile Hz. Zeyd’in durumu, dikkat çekici bir şekilde Hz. Musa aleyhisselâm ile kardeşi Hz. Harun aleyhisselâm’ın durumuna benzer. Nitekim Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh’ı Hz. İbrahim aleyhisselâm’a, Hz. Ömer’i de Hz. Musa aleyhisselâm’a benzetmiştir. Hz. Harun, Hz. Musa’ya kıyasla daha halimdir, Hz. Zeyd de öyledir. Hz. Harun, Hz. Musa aleyhimesselâm’dan üç yaş, Hz. Zeyd de Ömer radıyallahu anhumâ’dan bir yaş büyüktür. Her iki abi de küçük kardeşleri için birer destekçi mahiyetindedir.
Hz. Zeyd, kardeşinden bir yıl önce Müslüman olmuş, ondan önce hicret etmiş ve ondan önce şehit olmuştur. Medineli Ma’n b. Adî ile kardeş kılınmış, sahte peygamber Müseylime’ye karşı yapılan Yemâme savaşında şehit düşmüştür. Allah ondan razı olsun.
Hayatından bazı kesitleri naklediyoruz.
Resûlullah’ın Yanında Bir Savaşçı
Hz. Zeyd radıyallahu anh sadece fiziksel gücü ve hikmetli görüşleriyle değil, aynı zamanda sadakati ile de Resûllah’ın yanında özel bir yere sahipti. Savaş meydanlarında her zaman Hz. Peygamber’in yanında olurdu. Hendek savaşı için çukurlar kazılırken bile Resûlullah’ın hemen yanı başında kazma sallıyordu.
Bedir savaşında gösterdiği kahramanlığı Hz. Ömer Efendimiz şöyle nakleder:
“Bedir günü kardeşimi savaşırken gördüm; müşriklerin arasına dalmış kılıç savuruyordu. Ama üzerinde zırh yoktu. Hemen yanına gittim, zırhımı çıkararak ona uzattım. Al, bunu giy, dedim.
Şöyle cevap verdi:
– Kardeşim! Sen nasıl şehitliği arıyorsan ben de onu arıyorum.”
Yemâme Savaşı
Zeyd b. Hattab radıyallahu anh’ın en büyük kahramanlıklarından biri Yemâme savaşındadır. Bu, Müslümanların en ağır kayıp verdiği savaşlardan biridir. Şehitlerin 600 kadarı Resûlullah’ı görmüş sahabi efendilerimizdi.
Yemâme’de Müslümanların karşısında sahte peygamber Müseylime ve ordusu bulunuyordu. Sayı üstünlüğü, teçhizat ve savaş deneyimi bakımından çok daha güçlülerdi. Müslüman ordusu 15 bin kişi iken Müseylime’nin ordusu kimi rivayetlerde 60 bin, kimi rivayetlerde 100 binden fazlaydı. Ayrıca bu orduyu oluşturan Hanifeoğulları kabilesi Araplar arasında savaşçılığıyla nam salmış bir kabileydi.
Mürted ordusunda Müseylime’nin çok güvendiği, Reccâl b. Unfuve vardı. Reccâl, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in vefatından önce yanından hiç ayrılmaz, geceleri vaktini Kur’an okuyarak geçirir, takvası ile bilinirdi. Resûlullah vefat ettikten sonra Müseylime’ye inanıp ordusuna katılmıştı.
Ebu Hüreyre radıyallahu anh onun hakkında şöyle naklediyor:
“Bir gün Resûlullah’ın yanında oturuyorduk. Yanımızda Reccâl b. Unfuve de vardı. Resûlullah birdenbire şöyle dedi:
– Aranızda bir adam var ki, cehennemde onun azı dişi Uhud dağından büyük olacak.
O günden sonra mecliste olan herkesi takip etmeye başladım. Zamanla herkes Müslüman olarak vefat etti. Geriye bir tek Reccâl ve ben kaldık. Sonunda Reccâl’in Müseylime’ye iman ettiğini gördüm ve Resûlullah’ın haber verdiği kişinin o olduğunu anladım.”
Müseylime, Reccâl’e çok değer verir, aralarında bulunması diğer askerlere de moral verirdi. Yemâme’de savaş başlamadan önce Reccâl’i insanların önünde okuyup üflemiş, vahiy olduğunu iddia ettiği hezeyanlarla dua etmiş ve savaş boyunca kimsenin Reccâl’e zarar vermeyeceğini iddia etmişti.
Fakat savaş meydanında Reccâl, Zeyd b. Hattab radıyallahu anh tarafından öldürülmüş, böylece İslâm ordusu moral kazanırken yalancı Müseylime’nin ordusu hayal kırıklığına uğramıştır.
Şehadeti
Yemâme’de sahte peygamber Müseylimetü’l-Kezzâb ordusu ile savaş bütün şiddetiyle devam ederken bir ara Müslüman saflarında çözülmeler başladı. Düşman ordusunun teçhizat üstünlüğü ve savaş kabiliyeti bazı askerlerin geri çekilmesine neden oldu. Ancak Hz. Zeyd radıyallahu anh geri adım atmadan savaşmaya devam ediyordu. Normalde çok az konuşan biri olmasına rağmen o gün naralar atarak, adeta kükreyerek savaşıyordu. Düşman safları arasında o kadar ilerlemişti ki, sağında solunda Müslümanlardan pek kimse kalmamıştı. İslâm askerlerinin geri çekildiğini gören Hz. Zeyd bir elinde sancak, bir elinde savurduğu kılıcıyla Allah Teâlâ’ya şöyle seslendi:
– Allahım! Arkadaşlarım geri çekildiğini için mahcubum. Seni tenzih ederim; sen Müseylime’nin iddia ettiği her şeyden münezzehsin.
Var gücüyle savaşmaya devam etti ve orada şehit oldu. Yere düşürdüğü sancağı Ebu Huzeyfe’nin azatlı kölesi Sâlim alarak mücadeleyi sürdürdü. Nihayetinde Müslümanlar savaşı kazandı. Hz. Vahşi radıyallahu anh’ın fırlattığı mızrakla sahte Peygamber Müseylime öldürüldü ve bu büyük fitne sona erdi.
Allah ondan razı olsun.