Aramak

Saâdet Asrı'ndan

Sümâme b. Üsâl
radıyallahu anhu

Hz. Sümâme, Yemâmê (bugünkü Riyad) bölgesinin iki liderinden biriydi. Müslüman olduktan sonra Allah Resûlü sallallahu aleyhi vesellem tarafından Yemâme bölgesinin emîri olarak tayin edilmişti. 

Sahte peygamber Müseylemetü’l-Kezzab’ın fitnesini Hz. Peygamber’e ilk haber veren oydu. Resûlullah’ın vefatından sonra da Müseylemetü’l-Kezzab ile savaşmış, ömrünün sonuna kadar diğer mürtedlerle (dinden çıkanlarla) mücadele etmiştir. 

Mürtedlerden Hütâm b. Dübey’in komuta ettiği orduya yenik düşmüş, savaş meydanında şehit olmuştur.

Allah ondan razı olsun.

Hicaz Yarımadası’ndaki o zamanın adıyla Yemâme, bugünkü adıyla Riyad bölgesi Araplar için büyük önem taşıyordu. Birçok beldenin yiyeceği buradan geliyordu. Ayrıca bu bölgenin kabileleri kalabalık, asker sayıları fazlaydı. 

Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem hicretin 6. senesinde Müslüman olmayan krallara ve yerel yöneticilere mektuplar gönderirken aralarına Sümâme’yi de dahil etmiş, onu ve kabilesini İslâm’a davet etmiştir. 

Hz. Sümâme, Resûlullah’ın mektubunu geri çevirmiş, davete icabet etmemiştir. Aksine, mektuptan sonra İslâm’a düşmanlıkta daha da ileri gitmiştir. Düşmanlığı o dereceye ulaşmıştır ki Resûlullah’a karşı suikast tertip etmiş, başarılı olamayınca kaçmıştır. Yine de durmamış, Resûlullah’ın ashabına karşı tuzaklar kurmuş, ele geçirdiği Müslümanları işkenceyle şehit etmiştir. 

Onun bu acımasızlığı karşısında Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem hakkında yakalama kararı çıkarmış, hatta öldürülmesine izin vermiştir.

Mekke’nin fethinden birkaç yıl önce, cahiliye adetlerine göre Kâbe’yi tavaf etmek isteyen Sümâme Mekke’ye doğru yola çıkmış, fakat Medine yakınlarında şehri korumakla görevli İslâm seriyyesi tarafından yakalanmıştır. Kendisini yakalayan askerler onun kim olduğunu bilmeden Mescid-i Nebevî’nin girişinde bir direğe bağlamışlar, Resûlullah’ın mescide giderken onu görüp hakkında karar vermesi için beklemeye başlamışlardı. 

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem mescide girerken Sümâme’yi görünce yanındaki ashâbına şöyle sordu:

– Bu yakaladığınızın kim olduğunu biliyor musunuz?

– Hayır, ey Allah’ın Resûlü!

– Bu yakaladığınız kişi Sümâme b. Üsâl’dir. Esareti boyunca ona iyi davranın.

Allah Resûlü sallallahu aleyhi vesellem bu talimatı verdikten sonra eşlerinin yanına gitti ve evde bulunan yiyeceklerden Sümâme için hazırlamalarını emretti. Ardından, devesinden her sabah ve akşam süt sağılmasını ve Sümâme’ye ikram edilmesini istedi. 

Bütün bunlar olurken Sümâme’nin Resûlullah tarafından görüldüğünden haberi yoktu.

***

İkramlar için gerekli talimatları veren Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Sümâme’nin yanına gelip şöyle sordu:

– Ey Sümâme! Söyleyecek bir şeyin var mı?

Sümâme dedi ki:

– Eğer beni öldürürsen haklı bir intikam almış olursun. (Çünkü ben de senin ashabını öldürdüm.) Eğer bana lütfedersen sana müteşekkir olurum. Eğer benden fidye için para istersen dilediğini iste, vereceğim.

Hz. Peygamber bir karşılık vermeden oradan ayrılıp mescide girdi.

Ertesi gün yine Sümâme’ye sordu:

– Ey Sümâme! Söyleyecek bir şeyin var mı?

Sümâme aynı cevabı verdi:

– Beni öldürürsen haklı bir intikam almış olursun. Eğer lütfedersen müteşekkir olurum. Eğer para istersen dilediğini iste, vereceğim.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem yine karşılık vermeden ayrıldı. Üçüncü gün tekrar Sümâme’nin yanına gelip aynı soruyu sordu. Sümâme şöyle dedi:

– Sana önceki günlerden farklı bir şey söylemeyeceğim.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem ashabına dönerek tebessüm etti ve;

– Sümâme’yi serbest bırakın, buyurdu. 

***

Mescid-i Nebevî’den ayrılan Sümâme, içerisinde su birikintisi bulunan bir hurma bahçesine geldi. Atından inip gusül abdesti aldı. Tekrar mescide dönerek Müslüman olduğunu ilân etti. Ardından Resûlullah’ın huzuruna geçerek şöyle dedi:

– Ey Muhammed! Vallahi bugüne kadar senden nefret ettiğim gibi kimseden nefret etmemiştim. Ancak bugün bana senin yüzün kadar güzel gelen bir yüz yok. 

Bugüne kadar senin dinin benim için en nefret edilen dindi. Ama bugün senin dinin kadar bana güzel gelen bir din yok.

Ey Allah Resûlü! Ben senin ashabından birçok kişi öldürdüm. İşte karşındayım ve ne yapmam gerekiyorsa söylemeni bekliyorum.

Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi:

– Sana bugün kınama yok. İslâm, önceki günahların hepsini siler. 

Hz. Sümâme duyduğu bu haber karşısında çok sevindi, şöyle dedi:

– Ey Allah’ın Resûlü, yemin ederim ki sana ve ashabına ne yapılmışsa aynısını Kureyşli müşriklere yapacağım. 

[Gelecek sayıda: Hz. Sümâme’nin Mekkelilere uyguladığı boykot ve Müseylemetü’l-Kezzab ile olan mücadelesi] 

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy