Bir Aynası Olmalı İnsanın
Bir aynası olmalı insanın. Ona kendi hakikatini gösterecek dürüst bir aynası. Kusurunu gizlemeden tüm gerçekliğiyle gösterecek, gerektiğinde kibrini kıracak bir aynası. Bir dostu yani.
“Her şeyi bildiğini zanneden ahmaklar da var, hiçbir şey bilmediğinin fakında olan bilgeler de…” Yazar Eddi Anter’e ait bu söz, günümüz dünyasının en büyük problemlerinden birinin özeti niteliğinde.
Kendi nefsinin hapishanesinde
İçerisinde bulunduğumuz çağda çoğu insanın kölesi olduğu nefs, üzülerek ifade etmeliyiz ki her şeyi biliyor ve her konuda yorum yapıyor! İşin kötüsü kimseden nasihat almak istemiyor. Dahası, yanlış da yapsa, bedel de ödetse geri adım atmıyor. Bildiğini okumaktan, ezberlerini tekrar etmekten vazgeçmiyor. Belki de bu nedenle küstahlaşıyor, isyana ve günaha teşvik ediyor. İpleri iyiden iyiye eline aldığında hepten kötülüğü emreder hale geliyor. Ve işte insanoğlunun felaketi o zaman başlıyor.
Nefs-i emmârenin yani kötülüğü emreden nefsin kölesi olan insan, sadece kendisine zarar vermekle kalmıyor; içerisinde bulunduğu toplumun tamamına tesir edecek, etkisi belki onlarca yıl sürecek türden şerrin ve aldatmacaların öncüsü haline geliyor.
Keşke anlasa, imtihan için gönderildiği hayatın yaptıklarının hiçbirine değmeyeceğini. Üç günlük dünyada dünün geçtiğini, yarının gelip gelmeyeceğinin belli olmadığını ve dolayısıyla günün bugün, saatin bu saat, anın bu an olduğunu.
Ama her konuda bilgi ve fikir sahibi olduğunu zanneden nefs, uzun yıllar sonrasının bile planlarını yaptırıyor. Kendisine tutsak insan dönüp etrafına bak(a)mıyor, akıl verenlere tahammül ed(e)miyor. İnsanın büyük hikâyesini anlamış, işlerin nereye varacağını bilen âriflerin dizi dibine çökmeyi zül sayıyor. Gözlerindeki perdeyi, kalbini köreltmiş lekeleri görmüyor, göremiyor.
Ne bilir ne bilene kulak verir
“Akla mağrur olma Eflâtun-u vakt olsan dahî
Bir edîb-i kâmili gördükte tıfl-ı mektep ol” diyor divan şairimiz Nef’î.
Yani zamanın en büyük düşünürü, Platon’u bile olsan akla mağrur olma, kâmil bir kişi gördüğünde öğrencisi olmaya bak!
Kadim kültürümüzde insanoğlunu tasnif eden pek çok anlatı var. Her biri kuşkusuz hakikatle örtüşen sınıflandırmayı yapıyor. Ama Sultan II. Murad’ın İkinci Kosova Harbi’nin sonunda oğlu Fatih Sultan Mehmed’e verdiği nasihati özellikle kayda geçirmek gerekiyor. Şöyle tasvir ediyor insanları Sultan Murad-ı Sânî:
“Ey oğlum! Bu dünyada üç türlü insan vardır: Birinci grup; akıl ve fikirleri yerinde, geleceği az çok gören ve düşünen, hiçbir gayr-i tabiilikleri olmayan kimselerdir. İkincisi; hangi yolun doğru veya eğri olup olmadığını bilmekten uzak kimselerdir. Ancak bu duruma kendi istekleriyle değil, etraflarının tesiriyle düşmüşlerdir. Nasihat edildiğinde doğru yola gelip hakikati kabul eder ve söz dinlerler. Bununla birlikte çoğu zaman da duyduklarına uyarak yaşarlar. Üçüncüsü ise; ne kendisi bir şeyden haberdardır ne de yapılan ikaz ve nasihatlere kulak asar. Sadece kendi arzularına uyar ve her şeyi bildiğini zannederler. Bunlar en tehlikeli olanlardır.”
Sultan Murad’ın tarif ettiği üçüncü türden insanların sayısı arttıkça bilmediğini bilmeyen, nasihatlere kulak asmayan, “benim aklım bana yeter” diyen, kusurlarını gösterecek bir aynaya tahammülü olmayan insanlar çoğaldıkça, dünya yaşanması zor bir yer haline geliyor.
Görünen sıfatın, gören zâtın
Bir aynası olmalı insanın. Ona kendi hakikatini gösterecek dürüst bir aynası. Kusurunu gizlemeden tüm gerçekliğiyle gösterecek, gerektiğinde kibrini kıracak bir aynası. “Görünen sıfatındır, ânı gören zâtındır, gayrı ne hâcetindir, sen seni bil sen seni” diyecek bir aynası. Bir dostu yani.
Bütün peygamberler de bunu öğütlüyor: Kendine bir ayna ara. “Gizli bir hazine idim, bilinmeyi murad ettim ve kâinatı yarattım” buyuruyor ya Rabbimiz. O’nu bilmek için kendimizi bilmeliyiz. Bildiğimizi zannettiklerimizin çok büyük kısmının zandan ibaret olduğunu, yani cehaletimizi bilerek O’nun mutlak ilmini; acziyetimizi ve zayıflığımızı bilerek kuvvet ve kudretini idrak edebiliriz ancak.
Bilmek ve bulmak için ayna şart. Allah, her birimize hakikati temaşa ettirecek, pürüzsüz ve tertemiz birer ayna nasip etsin.