Aramak

Saâdet Asrı'ndan

Sümâme b. Üsâl
radıyallahu anhu

Hz. Sümâme, Yemâmê (bugünkü Riyad) bölgesinin iki liderinden biriydi. Müslüman olduktan sonra Allah Resûlü sallallahu aleyhi vesellem tarafından Yemâme bölgesinin emîri olarak tayin edilmişti. 

Sahte peygamber Müseylemetü’l-Kezzab’ın fitnesini Hz. Peygamber’e ilk haber veren oydu. Resûlullah’ın vefatından sonra da Müseylemetü’l-Kezzab ile savaşmış, ömrünün sonuna kadar diğer mürtedlerle (dinden çıkanlarla) mücadele etmiştir. 

Mürtedlerden Hütâm b. Dübey’in komuta ettiği orduya yenik düşmüş, savaş meydanında şehit olmuştur.

Allah ondan razı olsun.

Müşriklere Boykot

Hz. Sümâme Müslüman olduktan sonra Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellemden izin alarak umre yapmak için yola çıktı. Mekke’ye girişinde Resûlullah’tan öğrendiği şekilde yüksek sesle telbiye getirmeye başladı: Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk…

Böylece yeryüzünde Mekke’ye telbiye getirerek giren ilk Müslüman olma şerefine nâil oldu.

Getirdiği telbiyeyi duyan Mekkeli müşrikler, Sümâme gibi itibarlı birinin de İslâm’ı kabul etmesi karşısında şaşkınlığa uğradılar. Öfkeyle kılıçlarını çekip sesin geldiği yöne, Hz. Sümâme’ye doğru koştular. 

Karşı karşıya geldiklerinde, Sümâme Efendimiz heybet ve vakarla karşılarında duruyordu. Müşrikler arasından birkaç genç oklarını ona doğrultup karşılık vermeye kalkışınca etraftakiler mâni olup şöyle dediler:

– Aman dikkat et! Karşındakinin kim olduğunu biliyor musun? Yemâme bölgesinin lideri Sümâme b. Üsâl derler ona. Kılına zarar verecek olursanız kavmi bize gönderdiği erzakları keser, bizi açlıktan öldürür. 

Sonra yaşı ilerlemiş kimselerden bazıları Hz. Sümâme’nin yanına gelerek sordular:

– Söyle bakalım ey Sümâme! Atalarının dinini terk mi ettin? 

– Hayır, dedi Hz. Sümâme Efendimiz; hayır, aksine dinlerin en hayırlısına tâbi oldum, Muhammed’e iman ettim. 

Sonra kalabalığa dönerek yüksek sesle şöyle dedi:

– Şu Beytullah’ın sahibine yemin ederim ki, hepiniz Muhammed’e tâbi olmadıkça bugünden sonra size ne bir tane buğday ne de başka bir erzak gönderteceğim! 

Nitekim dediğini yaptı ve Mekke müşriklerine boykot uyguladı. İş öyle bir noktaya geldi ki fiyatlarda artış oldu, insanlar açlıktan şikâyet etmeye başladı. Yıllar önce Müslümanlara uyguladıkları boykot şimdi kendilerine yapılıyordu. Daha fazla dayanamayıp Hz. Peygamber sallallahu aleyhi veselleme şu mektubu yazdılar:

“Ey Muhammed! Seni akrabalarını gözeten, onların iyiliğini düşünen biri olarak bilirdik. İşte bak akrabalarına sırt dönüyorsun, babalarını kılıçla öldürdün, şimdi de çocuklarını açlıktan öldürmek istiyorsun. 

Senin ashabından Sümâme bize boykot uyguluyor, satın almamız için erzak göndertmiyor. Eğer dediğimiz gibi biriysen Sümâme’ye haber gönder, ihtiyacımız olan erzağı bize göndersin.”

Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem haber gönderdi ve Hz. Sümâme boykotu sona erdirdi.

Müseyleme’nin Karşısında

Hz. Sümâme, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem vefat edene kadar Yemâme emîrliğini yaptı. Resûlullah’ın vefatından kısa süre önce Müseyleme’nin sahte peygamberlik iddiasını bizzat Medine’ye gelerek Hz. Peygamber’e bildirdi. Ardından Benî Hanîfe kabilesine giderek onları Müseyleme’ye tâbi olmaktan vazgeçirmeye çalıştı. 

Bir gün Müseyleme insanları toplamış, kendisine iman etmelerini isterken Hz. Sümâme karşılarına geçip şöyle dedi:

– Ey insanlar! Dikkat edin! Nursuz, gittiği yere uğursuzluk getiren şu adama tâbi olmaktan sakının! Vallahi bu adam Allah’ın size imtihan için gönderdiği bedbaht, uğursuz bir kimsedir. Ey Hanîfe’nin çocukları! Vallahi aynı zamanda iki Peygamber olmaz. Hz. Muhammed Nebîlerin sonuncusudur. Ondan sonra başka bir peygamber olmayacaktır. 

Ardından Gâfir suresinin ilk iki ayetini okudu. Sonra şöyle dedi:

– Allah Teâlâ’nın bu kelâmı varken Müseyleme’nin vahiy diye size söylediği şu sözlere mi inanıyorsunuz: 

“Fil nedir? Filin ne olduğunu sana ne bildirdi? Onun hurma lifinden ip gibi kuyruğu ve uzun hortumu vardır.”

“Ey kurbağa kızı kurbağa! Ne diye nak nak, vak vak edip duruyorsun? Üstün suda, altın çamurda! Sen ne suyu bulandırabilirsin ne de içene mâni olabilirsin.”

Bu sözlerin ardından Müseyleme’ye tâbi olmaktan vazgeçen bir grubu da ardına alarak oradan ayrıldı. Vefat edinceye kadar Müseyleme ve onun gibi dinden çıkanlara karşı cihad ederek ömrünü geçirdi. Allah ondan razı olsun. 

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy