“Gönül kerestesiyle var bin yeni şehr ü bâzâr yap / Zulm eyleme rençberlere, var gerisin ne yaparsan yap.”
Bu beyti, Osman Gazi ölüm yatağında iken oğlu Orhan Gazi’ye söylemiştir. Beş beyitlik bir gazelin ilk beytidir. Osmanlı’nın ilk dönemine dair kaynaklar az olsa da, o günden bugüne ulaşan az sözde bile nice hikmet vardır. Bu beyitte de büyük mücahid ve devlet adamı Osman Gazi, yerine geçecek oğluna az ama öz söz ile nasihat etmiş, iki cümlede adeta fetih ruhunun şifresini söylemiştir. Bu da şefkat ve merhametle adalet ve imardır.
Osmanlı, harabe haldeki Bizans şehirlerini fethediyor, sonra bu şehirleri imar ediyordu. Meslek erbabına ve diğer dinlere mensup halka hukuk çerçevesinde, adaletle muamele ediyordu. İlk mısrada, “oğlum git, gönüller alarak nice şehirler fethet ve onları mamur hale getir” diyor. Burada bir yapı malzemesi olan kereste için kullanılan “gönül kerestesi” ifadesi dikkat çekici. İkinci mısrada ise “ülkende, fethettiğin yeni şehirlerde sakın iş ve emek sahiplerine zulmetme, gerisini ne yaparsan yap” diyor. Aslında diğerlerine zulmedebilirsin demiyor. Sadece iş ve emek sahiplerinin önemine dikkat çekerek ince bir siyaset, devlet yönetme ölçüsü öğretiyor. Çünkü devlet ekonomi üzerinde durur. Bu iki beyitteki incelik, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin Medine-i Münevvere’de Medine Vesikası ile başlayan, sonra da hukuka göre işletilen bir çarşı kurulması ile devam eden sürecin devam ettirilmesidir.