Aramak

Çalışmadan Ücret Beklenir mi?

11. yüzyılın meşhur sûfî âlimi İmam Gazâlî rahmetullahi aleyh “Eyyühe’l-Veled: Gençliğe Öğütler” adlı eserinde şöyle der:

Sâlih amel yapmanın gerekliliğini bildiren deliller sayılamayacak kadar çoktur. Her ne kadar cennete girmek Allah Tealâ’nın fazlı ve ihsanı ile ise de bu, Cenâb-ı Hakk’a tam bir itaat ve ibadet ile hazırlandıktan sonradır. Çünkü Allah’ın rahmeti sâlih amel yapanlara yakındır. Eğer “Sadece iman etmekle cennete girilebilir” denilirse bu doğrudur. Fakat ne zaman girilebilir? Acaba oraya ulaşabilmek için hangi dağların sarp yamaçlarında yürünmesi ve hangi engellerin aşılması gerekecek?

Bu engellerin ilki iman geçididir. Acaba kişi amelden yoksun olan imanını koruyabilecek mi? Koruduğunu ve imanla âhirete ulaştığını düşünelim. O kişi Allah Tealâ’ya verdiği kulluk sözünden dönmüş ve elinde hiçbir sermayesi kalmamış bir müflis olmaz mı? Bu konuda Hasan-ı Basrî rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:

“Allah Tealâ kıyamet günü mümin kullarına, ‘Ey kullarım! Cennete rahmetimle girin ve onun nimet ve derecelerini amellerinize göre bölüşün’ der.”

Ey Oğul! Çalışmadan ücret alamazsın. Anlatıldığına göre, İsrailoğulları’ndan biri yetmiş senedir Allah’a ibadet etmekteydi. Bir gün Allah Tealâ bu kulunun durumunu meleklerine göstermeyi diledi. Meleklerden birini imtihan için onun yanına göndererek, bu kadar ibadet etmesine rağmen cennete girmeye layık olmadığını bildirmesini istedi. Melek bunu haber verince adam; “Biz ibadet etmek için yaratılmışız, bize düşen ibadet etmektir.” dedi. Melek bu cevabı alınca hemen döndü ve Allah Tealâ’ya, “Allahım, kulunun ne dediğini sen daha iyi bilirsin.” dedi. Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk, “Madem o bize ibadet etmekten vazgeçmedi, biz de iyilik ve ihsanımızla ondan vazgeçmeyiz. Ey meleklerim! Şahit olun ki ben o kulumu affettim.” buyurdu.

Hz. Ömer radıyallahu anh hutbelerinin birinde şöyle demiştir: “(Kıyamet gününde) hesaba çekilmeden önce (dünyada iken) nefslerinizi hesaba çekin! Çünkü bu sizin hesabınızı kolaylaştırır. Orada amelleriniz tartılmadan önce burada siz tartın ve ameller Allah’a arzedileceği o büyük gün için (hayırlı ve sâlih amellerle) süslenin.”

Hz. Ali radıyallahu anh demiştir ki: “Hiç çalışmadan cennete kavuşabileceğini zanneden boş bir ümide kapılmıştır. Çalışma ve gayreti ile cennete gireceğini zanneden de (Allah’ın rahmetini unutup kendini yeterli bularak) aldanmıştır!”

Hasan-ı Basrî rahmetullahi aleyh, “Amelsiz cenneti istemek bir çeşit günahtır.” demiştir.

Yine demiştir ki: “Hakikate ermenin alâmeti ameli terk etmek değil, amelinden karşılık beklemeyi terk etmektir.”

Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Akıllı kimse, nefsini ıslah edip ölümden sonrası için çalışandır. Ahmak kimse ise nefsine uyup Allah Tealâ’dan kendisini hayal ettiği şeylere kavuşturmasını bekleyendir.” (Tirmizî, Kıyâmet, 25; İbn Mâce, Zühd, 31)

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy