Aramak

En Güzel Rehber

NASİHATLER

12. yüzyılın büyük âlimlerinden Rifâiyye tarikatının pîri Seyyid Ahmed er-Rifâî kuddise sırruhû “el-Burhânü’l-Müeyyed: Âşıkların Baharı” adlı değerli eserinde şöyle der:

Kardeşler! Bid’atlardan sakının. Allah Rasulü sallallahu aleyhi vesellem, “Her kim bizim şu işimizde (dinimizde) ondan olmayan bir şey çıkarırsa, o reddedilmiştir.” (Buhârî, Sulh 5) buyurarak bu hususa dikkat çekmiştir.

Allah Tealâ ile olan muamelenizde takva ile, insanlar ile olan muamelenizde dürüstlük ve güzel ahlâkla, nefsleriniz ile olan muamelenizde ona muhalefetle hareket ederek şeriat çizgisinden ayrılmayın. Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de şu ayet-i celileleri buyurmuştur:

“Antlaşma yaptığınız zaman, Allah’a verdiğiniz sözü yerine getirin.” (Nahl 91)

“Peygamber size ne vermişse onu alın ve size neyi yasaklamışsa ondan da kaçının.” (Haşr 7)

Allah Tealâ’ya ve insanlara karşı (takvalı olduğunuzu) iddia etmekten sakının. Çünkü böyle bir iddiada bulunmak Allah’a ve kullarına karşı yalancılıktır.

Allah’a karşı yapılan bütün ibadetlerin özü, kulluk makamını bilmektir. Din; emirlerle amel etmek, yasaklardan sakınmak, bu iki halde de Allah Tealâ’ya boyun eğmek ve tevazu halinde bulunmaktır. Emirleri yerine getirmek Cenâb-ı Hakk’a yakınlığı, yasaklardan sakınmak ise O’ndan korkmayı sağlar.

Amel etmeden Allah Tealâ ile yakınlık bulmayı dilemek imkânsızdır; hem de ne imkânsız! Günah işlemekte cüretkâr olup Allah’tan korktuğunu iddia etmek rezilliktir.

Allah’ın rızasını, O’nun Rasulü aleyhissalâtu vesselama uymakta arayın. Allah Tealâ’nın yolunda nefse ve onun arzularına uyarak yürümekten sakının. Nefsine uyarak Yüce Mevlâ’nın yolunda yürümeyi ümit eden kimse, henüz ilk adımında yolunu kaybedeceğini bilmelidir.

Kardeşler! Allah Rasulü sallallahu aleyhi vesellemin şânına tazimde bulunun. Çünkü O, Allah Tealâ ile kulları arasında bir aracıdır. O, Cenâb-ı Hakk’ın kulu, habibi, rasulü, mahlûkatın en kâmili, peygamberlerin en üstünü, Allah’a giden yolu gösteren, Allah’a çağıran, O’ndan haber verip buyruk alandır. O, Rahmân ve Samed olan Allah’ın huzuruna götüren vesile ve kapıdır. Ona tutunan hakka tutunur, ondan ayrılan da haktan ayrılır. Nitekim bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Arzu ve istekleriniz benim getirdiğime uymadıkça iman etmiş sayılmazsınız.” (Tirmizî, Nevâdirü’l-Usûl, 6/453)

Bilin ki, Allah Rasulü sallallahu aleyhi vesellemin peygamberliği, hayatında olduğu gibi irtihalinden sonra da kıyamete kadar devam edecektir. Bütün mahlûkat O’nun geçmiş şeriatlerin tamamının hükmünü kaldıran şeriati ile muhataptır. Onun mucizesi olan Kur’an ebedîdir. Allah Tealâ şöyle buyurmuştur:

“De ki: Yemin ederim, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak için insanlar ve cinler bir araya gelip birbirine destek olsa dahi onun benzerini ortaya koyamazlar.” (İsrâ 88)

Kardeşler! Her kim Rasulullah sallallahu aleyhi vesellemin dosdoğru haberlerini reddederse, Allah Tealâ’nın kelâmını reddetmiş gibi olur. Bizler Allah’a, O’nun Kitabı’na ve Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellemin getirdiklerinin tamamına iman ettik. Kur’an-ı Kerim’de buyurulmuştur ki: “Yolun doğrusu kendine apaçık belli olduktan sonra Rasulullah’a karşı çıkan ve müminlerin yolundan başkasını izleyen kimseyi saptığı yönde bırakırız ve onu cehenneme atarız. Orası varılacak ne kötü bir yerdir!” (Nisâ 115)

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy