Hadis-i Şerif
“ALLAH SIZIN BEDENLERINIZE VE YÜZLERINIZE BAKMAZ; ANCAK KALPLERINIZE VE AMELLERINIZE BAKAR.”
Müslim, Birr, 10
YALNIZ O’NA GÜVEN
Şazelî tarikatının pîrlerinden İbn Atâullah el-İskenderî kuddise sırruhû şöyle der:
Allah Tealâ’nın mümin kuluna bahşettiği şereflerden biri de, onun Rabb’ine ulaşmak için gayretli olması ve sadece O’na güvenmesidir.
Cenab-ı Hak sana iman elbisesini giydirip irfanla süsledikten sonra artık seni gafletin kuşatmasından, yaratılmışlara yönelmekten, onlardan bir şey istemekten utan! Allah Tealâ’nın bir ve mülkün tek sahibi olduğunu bildiği halde müminin isteklerini O’ndan başkasına arz etmesi ne çirkindir! Üstelik o Yüce Mevlâ’nın şu hitabını işitmektedir:
“Allah kuluna kâfi değil mi?” (Zümer 36)
Yine Allah Tealâ’nın şu sözünü hatırla:
“Ey iman edenler! Sözleşmeleri yerine getirin.” (Mâide 1)
İbn Atâullah el-İskenderî, Tâcü’l-Arûs
HZ. DAVUD’UN DUASI
Rivayet edildiğinde göre Hz. Davud aleyhisselamın dualarından biri şöyledir:
“Allahım! Senden dört şey istiyorum ve dört şeyden de sana sığınıyorum. Senden istediğim dört şey şunlar:
- Zikreden bir dil,
- Şükreden bir kalp,
- Sabreden bir beden,
- Hem dünyam hem de ahiretim için yardımcı olacak bir eş...
Şu dört şeyden de sana sığınıyorum:
- Bana efendilik, ağalık yapacak bir evlât,
- Daha ihtiyarlığım gelmeden beni ihtiyarlatacak bir kadın,
- Bana azap sebebi olacak mal,
- Benden bir iyilik gördüğünde onu saklayan, bir kötülük gördüğünde ise insanlara yayan komşu.”
Ebû Leys es-Semerkandî, Tenbîhü’l-Gâfilin
ÇOK AMEL AZ EMEL
İmam Şâfiî rahmetullahi aleyh Allah Tealâ’nın azabı hususunda şu nasihatte bulunmuştur:
“Kardeşim! Dünya insanların ayağını kaydıran gelip geçici zillet yurdudur. Ne kadar imar edilse de nihayetinde yıkılıp gidecek. Dünyada bulunanların ise hepsi mezarlık yolcusudur. Madde alemindeki düzenin sonu dağınıklık, zenginliğin sonu fakirliktir. Oradaki bolluk aslında kıtlık, kıtlık ise aslında bolluktur.
Kardeşim! Allah Tealâ’dan kork ve sana vermiş olduğu rızka razı ol. Fani âlemden baki âleme hazırlıksız gitme. Yaşamakta olduğun yurdun gölgesi geçici, duvarı yıkılıp gidicidir. Sen amelini çoğalt, emellerini azaltmaya bak!”
İmam Gazâlî, Kalplerin Keşfi
Hadis-i Şerif
“EY INSANLAR, ALLAH’A TEVBE EDIN. O’NDAN AFFEDILMEYI DILEYIN. BEN DE O’NA GÜNDE YÜZ DEFA TEVBE EDIYORUM.”
Müslim, Zikir 12
SADECE O’NUN İÇİN
Sûfîlerin büyüklerinden Ebü’l Kasım el-Kuşeyrî kuddise sırruhû şöyle demiştir:
“İhlâs, kulun ibadetlerde doğru bir niyetle sadece Hak Tealâ’nın rızasını gözetmesidir. Yani kul ibadetiyle sadece Allah Tealâ’ya yakınlaşmayı istemelidir. Başkalarından bir övgü almak, birilerinin sevgisini kazanmak yahut ilâhî rızanın dışında herhangi bir şeye ulaşmak gibi bir hedefi olmamalıdır.”
Nevevî, et-Tibyân
İYİLİK VE KÖTÜLÜKLER
Allah Rasulü sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
“Allah Tealâ iyilik ve kötülükleri takdir edip yazmış ve onları Kitabı’nda açıklamıştır. Bir kimse iyilik yapmaya niyetlenir de yapamazsa, Allah Tealâ ona yapılmış tam bir iyilik olarak sevap yazar. Eğer o kimse iyiliğe hem niyetlenir hem de yaparsa, ona on iyilik sevabı yazar ve bu sevabı yedi yüze ve daha fazlasına kadar çıkarır. Kim de bir kötülük yapmaya niyetlenir de sonra vazgeçerse, Allah Tealâ onun için tam bir iyilik sevabı yazar. Eğer o kötü işe niyetlenir ve onu yaparsa, Allah Tealâ o kimse için bir günah yazar.”
Buhârî, Rikâk 31
AHİRET PAZARI
Büyük sûfîlerden Ebu Tâlib el-Mekkî kuddise sırruhû şöyle der:
“Çarşı pazar esnafının meşgalesi onu ahiret işinden alıkoymamalı, dünya ticareti ahiret ticaretine engel olmamalıdır. Mümin dünya pazarından faydalandığı gibi ahiret pazarından da faydalanmasını bilmelidir. Çünkü o iman sahibi bir kimsedir ve yeryüzünde Allah Tealâ’nın evleri olan mescitlerin ahiret pazarı olduğunu iyi bilir.
Öyleyse kişi günün iki tarafını (sabah ve akşamı) Yüce Mevlâsı’nın hizmetine ayırmalı, güzel bir şekilde zikrini yapmalı, O’nu tesbih etmelidir.”
Ebu Tâlib el-Mekkî, Kalplerin Azığı
YEMEĞİN HAKKI
Allah Rasulü sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“Bir yemekte şu dört şey bulunursa o yemeğin hakkı verilmiştir:
- Helal olursa,
- Yenilmeye başlandığında Allah Tealâ’nın ismi (besmele) anılırsa,
- Yemeğe uzanan eller çok olursa (başkalarıyla paylaşılırsa),
- Yemekten sonra Allah Tealâ’ya hamdedilirse...”
İbn Arrâk, Tenzîhü’ş-Şerîa, 2/265