Aramak

HAL DİLİ

“KUL KENDISINI NEFSININ ISTEK VE YÖNLENDIRMELERINDEN ALIKOYUNCA, ALLAH TEALÂ’DAN RAZI OLDUĞUNU GÖSTERMIŞ OLUR.”

Ebu Süleyman ed-Dârânî rahmetullahi aleyh

Fırsat Elindeyken

Tâbiîn neslinin muhaddis ve fakihlerinden İbrahim el-Teymî rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:

“Bir keresinde cennette olduğumu, cennet meyvelerinden yediğimi, nehirlerinden içtiğimi, hurilerle beraber olduğumu, Cenab-ı Hakk’ın bahşettiği nimetlerden faydalandığımı düşündüm. Sonra da cehennemin içinde olduğumu, orada zakkum yediğimi, kan ve irin içtiğimi, zincirlere ve kelepçelere vurulduğumu düşündüm. Ardından nefsime dönüp dedim ki:

– Ey nefsim, bu ikisinden hangisini tercih ediyorsun?

Nefsim bana şöyle karşılık verdi:

– Dünyaya dönüp sâlih ameller yapmak istiyorum.

Ben de nefsime şöyle cevap verdim:

– Şimdilik güvendesin. Fırsat elindeyken hayırlı ameller yap!

İmam Gazâlî, Kalplerin Keşfi

Asıl Hürriyet

Büyük sûfî âlimlerden İmam Şa’rânî kuddise sırruhû şöyle der:

“Oruç, namaz, hac gibi farzları layıkıyla yerine getirdiğinde, bu ibadetler nefsinin esaretinden kurtulup gerçek hürriyete kavuşmanı sağlar. Çünkü Allah Tealâ ancak farz kıldığı şeylerin yapılması durumunda kullarından razı olur. Allah Tealâ’nın farz kıldığı şeyleri yapmamak, ihmal etmek kulun başını eğer, onu alçaltır ve dünyaya köle eder.”

Olan, Olmayan

Velîlerin büyüklerinden Ebubekir Şiblî kuddise sırruhû hazretlerine,

– En şaşılacak şey nedir, diye soruldu.

– Rabbi’ni tanıdıktan sonra O’na isyan edip karşı gelen kalptir, buyurdu.

– Peki, mürid ne zaman kâmil olur, diye sorulduğunda ise şu cevabı verdi:

– Her yerde ve her zamanda hali bir, yani ihlâslı olduğu vakit kâmil bir mürid olur.

Ferîdüddin Attâr, Tezkiretü’l-Evliyâ

Sevilen Üç Kimse

Tâbiîn neslinin büyük velîlerinden Ebubekir Abdullah b. Müzenî rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:

“Allah Tealâ şu üç kimseyi sever:

  • Az yiyen,
  • Az uyuyan,
  • Çok sâlih amel yapıp az istirahat eden kimse.”

İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn

En Doğru Terazi

“Tasavvuf yolu, altının sarraf elinde işlenmesi gibi Kur’an ve Sünnet’e uygun olarak işlenmiş ve düzenlenmiştir. Çünkü bu yolda olanlar, bütün hal ve hareketlerinde din terazisiyle ölçülmüş sâlih niyetler taşırlar. Bunu ancak İslâmî ilimlerde derin bilgi sahibi olan kimseler bilir.”

Tenbîhü’l-Muğterrîn

“BIR KIMSE GÖZÜNÜN ÖNÜNDE BIR HATA IŞLEYIP GITSE, ONUN TEVBE ETMIŞ OLABILECEĞINI DÜŞÜN, HAKKINDA KÖTÜ ZANDA BULUNMA!”

Ebu Abdullah İbn Cellâ rahmetullahi aleyh

Allah Tealâ Kimi Korur?

Desûkiyye tarikatının kurucusu İbrahim Desûkî kuddise sırruhû şöyle demiştir:

“Hak yolcusuna ihlâs ve samimiyetin yanında çok gayret de lazımdır. Bu kişi gizli anlarında Allah Tealâ ile alışverişinde sadakatli olup onu unutmazsa, Hak Tealâ her halinde onu sağlam bir kalkan ile korur.”

İmam Şa’rânî, Envârü’l-Kudsiyye

Havada Uçsa da

Büyük sûfîlerden Cüneyd-i Bağdâdî kuddise sırruhû şöyle demiştir:

“Bir kimsenin havada uçtuğunu görseniz de o kimsenin Allah Tealâ’nın emir ve yasaklarına tam olarak uyduğunu görmedikçe ona tâbi olmayın. Şayet Cenab-ı Hakk’ın bütün emir ve yasaklarına uyduğunu görürseniz, o kimseye inanın ve uyun. Aksini gördüğünüzde ise uzak durun.”

İmam Şa’rânî, Tenbîhü’l-Muğterrîn

İnsanların En Âbidi

Bir keresinde Tâbiînin büyüklerindne Said b. Cübeyr rahmetullahi aleyh hazretlerine,

– İnsanların en ibadet ehli olanı kimdir, diye soruldu. O da şöyle cevap verdi:

– İşlediği günahı hatırladığında daha da gayrete gelip sâlih amel işleyen kimsedir.

Hâris el-Muhasibî, Riâye

Gerçek Akıllılar

İlk sûfîlerden Yahya b. Muâz rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:

Akıllı kimseler üç kısımdır:

  • Dünya kendisini terk etmeden dünyayı terk eden,
  • Kabre girmeden önce orası için hazırlık yapan,
  • Rabbi’ne kavuşmadan önce O’nun rızasını kazanan.

Kalplerin Keşfi

Mezar Beşiği

Fars edebiyatının en büyük şairlerinden biri olarak kabul edilen Sa’dî Şirâzî şöyle bir hikâye nakleder:

Bir genç, dik başlılık yaparak annesine karşı gelmişti. Oğlunun bu davranışından yüreği sızlayan zavallı anne, beşiği getirip oğlunun önüne koydu ve şöyle dedi:

– Ey vefasız! Sen küçükken ben sabahlara kadar uyku nedir bilmezdim. Bir zamanlar aciz, sürekli ağlayan ufacık bir bebektin. Şu beşikte hiçbir şeyden habersiz yatarken yüzüne konan sineği kovacak halin bile yoktu. Şimdi büyüdün, güç kuvvet sahibi oldun. Bir gün mezar beşiğinde aynı acizliğe düşüp yine o hale geleceksin. Üzerindeki karıncayı kovamayacak, bu parlayan gözlerin âmâ olacak, kurda karıncaya yem olacaksın. Aklını başına topla!

Sa’dî Şirâzî, Bostan

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy