Aramak

Hal Dili Nisan 2022

“Sakın kibirlenmeyin! Topraktan yaratılıp tekrar toprağa dönecek olan ve böceklerin yiyeceği kimsenin kibirlenmesi hatadır.”
Hz. Ebûbekir radıyallahu anh

Bakan Kendini Görür

Ebû Cehil bir gün Allah Resûlü sallallahu aleyhi veselleme; – Hâşimoğulları içinde senden daha çirkin suratlı biri gelmemiştir, dedi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem; – Haddi aştın ama yine de doğru söyledin, diye karşılık verdi.

Bir müddet sonra Hz. Ebû Bekir radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin huzuruna geldi ve; – Ey güneş yüzlü Resûl! Senin yüzünden daha güzel, daha parlak bir yüz görmedim, dedi. Bunun üzerine Fahr-i Kâinat Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem; – Ey sevgili dost, ey şu kıymetsiz dünyanın bağından kurtulan, doğru söyledin, dedi.

Orada bulunan sahabiler; – Ey Allah’ın Rasûlü! Bu ikisi tamamen zıt şeyler söyledi, fakat sen her ikisine de “doğru söyledin” buyurdun. Bunun sebebi nedir, diye sordular. Şöyle buyurdu: – Ben Hak Teâlâ’nın parlattığı bir ayna gibiyim. Bana bakan kimse ancak kendisini görür.
Mevlânâ Celâleddin Rûmî, Mesnevî

Mahlûkata Merhamet

Seyyid Ahmed er-Rifâî kuddise sırruhû bir gün yardıma muhtaç bir köpeğe rastladı. İnsanlar onu kovalıyordu. Köpeği alarak başka bir yere götürdü, orada onun için bir de gölgelik yaptı. Köpek iyileşinceye kadar yedirip içirdi, tedavisiyle ilgilendi. İyi olunca da sıcak suyla yıkadı ve kendi beldesine götürdü. Sordular: – Bu köpeği niçin bu kadar önemsiyorsun, hikmeti nedir? Buyurdu ki: – Eğer bu köpeğe yardım edip iyilik yapmasaydım, Cenâb-ı Hakk’ın beni hesaba çekmesinden ve “Kalbinde mahlûkuma karşı hiç merhamet yok mu?” diye sormasından korkardım.
Şa‘rânî, el-Envârü’l-Kudsiyye

Hakiki İhlâs

Hüccetü’l-İslâm İmam Gazâlî kuddise sırruhû şöyle der: “Gerçek ihlâs, kulun yapmış olduğu ameller karşılığında Cenâb-ı Hak’tan bir karşılık talep etmemesidir. Nitekim âyet-i kerimede şöyle buyurulmuştur: ‘Oysa sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır.’ (Sâffat 96) Eğer kul, işlemiş olduğu ameli sevap kazanmak için veya cezalandırılma korkusuyla yaparsa tam anlamıyla ihlâs sahibi olamaz. Çünkü kul bu durumda kendi nefsi için çaba sarf etmiştir.”
Gazâlî, Mükâşefetü’l-Kulûb

İlâhî Rızanın Yolu

Velîlerin büyüklerinden Cüneyd-i Bağdadî kuddise sırruhû şöyle demiştir: “Hiçbir kimse Cenâb-ı Hakk’ın yardımı olmadan O’na vâsıl olamaz ve rızasını elde edemez. Allah Teâlâ’nın rızasını elde etmenin yolu, her hususta Resûlullah sallallahu aleyhi veselleme tâbi olmaktan geçer.”
Gazâlî, Mükâşefetü’l-Kulûb

Korunmak İstersen

Desûkiyye tarikatının pîri ve velîlerin büyüklerinden İbrahim Desûkî kuddise sırruhû şöyle der: “Hak yolcusuna, ihlâsın yanı sıra çok gayret de gerekir. Bu kişi gizli anlarında Cenâb-ı Hak ile irtibatında sadakatli olur ve O’nu unutmazsa, Allah Teâlâ her durumda onu sağlam muhafaza eder.”
Şa‘rânî, el-Envârü’l-Kudsiyye

“Edeple ilim, zikirle muhabbet, tefekkürle kalpte ilahî korku artar.”
Hâtem-i Esâm rahmetullahi aleyh

İlim Nasıl Kaybedilir?

Sahabenin büyüklerinden Ebû Hüreyre radıyallahu anhuya bir kişi; – İlim öğrenmek istiyorum. Fakat öğrendikten sonra unutup zayi etmekten korkuyorum, dedi. Ebû Hüreyre radıyallahu anh adama; – İlim, asıl bu düşünce ile onu terk edip öğrenmeyince kaybedilmiş olur, diye cevap verdi.
Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn

İnsan ve Bakır Kap

Büyük velilerinden Gavs-ı Bilvânisî Seyyid Abdülhakim kuddise sırruhû şöyle der: “İnsan tıpkı bakır bir kaba benzer. Şayet o kap kalaylanıp temizlenmezse paslanır ve artık içinde yemek yenilmeyecek hâle gelir. Eğer bir kimse bu kaba konulan yemekten yiyecek olsa pas sebebiyle zehirlenir. İşte insan da bu bakır kaba benzer. İnsanın zâhiri de bâtını da ancak ibadetle, namazla, oruçla, Cenâb-ı Hakk’a ibadet etmekle ve O’nun rızasını elde etmeye çalışmakla temizlenir.”
Seyyid Abdülhakim Hüseynî, Sohbetler

Keşke Sen de Uyusaydın

Fars edebiyatının en büyük şairlerinden Şeyh Sa’dî-i Şîrâzî rahmetullahi aleyh şöyle anlatmıştır: Henüz çocukluk çağlarımda ibadet etmeyi çok sever, geceleri kalkıp namaz kılardım. Günahlardan da uzak dururdum. Bir gece babamın hizmetini görüyordum. Gece boyunca uyumadım, Kur’ân-ı Kerim’i de elimden bırakmadım. Etrafımızdaki herkes uyuyordu. Babama; – Hiç olmazsa şu yatanlardan biri olsun kalksaydı da iki rekât namaz kılsaydı. Ölü gibi yatıyorlar, dedim. Bunun üzerine babam dedi ki: – Evladım, keşke sen de uyusaydın da onların gıybetini yapmasaydın!
Sa‘dî-i Şîrâzî, Gülistan

İbadetlerin Kolaylığı

Hicrî ikinci bin yılın müceddidi olarak anılan İmâm-ı Rabbânî kuddise sırruhû şöyle demiştir: “Cenâb-ı Hak, kullarına kaldıramayacakları büyük bir kayayı kaldırmalarını emir buyurmamıştır. O, kullarına kıyam, kıraat, rükû ve secdeden oluşan ve gayet kolay olan namazı emretmiştir. Yapılmasını emrettiği ibadetlerin hepsi çok kolaydır. Oruç da zekât da kolay ibadetlerdir. Hak Teâlâ zengin kullarına mallarının tamamını veya yarısını değil, sadece kırkta birini vermelerini emir buyurmuştur.”
İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât, 2/166, 289. Mektup

Your experience on this site will be improved by allowing cookies Cookie Policy