Ebu Hafs el-Haddâd rh.a.
Peygamber Tavsiyesi
Allah Rasulü s.a.v., Muaz b. Cebel r.a.’a (ve elbette bize) bir dizi tavsiyede bulunmuştur. İslâm ahlâkının veciz bir özeti olan tavsiyeler şunlardır:
- “Ey Muaz! Sana Allah’tan korkmayı, takvayı, doğru konuşmayı, verdiğin söze sâdık kalmayı, emaneti yerine getirmeyi, hıyaneti terk etmeyi, âzalarını haramdan korumayı, yetime acımayı, yumuşak konuşmayı, selâmı yaymayı, güzel ameli, kısa emel sahibi olmayı, imana sarılmayı, ahireti sevmeyi, hesaptan korkmayı ve insanlara şefkat kanatlarını germeyi tavsiye ederim.
- Ey Muaz! Yumuşak huylu birine kötü söz söylemekten, doğru kimseyi yalanlamaktan, günahkâra itaat etmekten, âdil bir yöneticiye isyan etmekten ve yeryüzünde fesat çıkarmaktan sakın! Ağacın, taşın, tepenin yanında, nerede olursa ol, Allah’tan korkmayı; her türlü günahın için -gizlisine gizlice, açık olana açıkça- tevbe etmeni tavsiye ederim.
Allah Tealâ kullarını bu şekilde edeplendirmiş, onları bu kıymetli ahlâkla güzel edeplere davet etmiştir.”
Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/245
Şaşılası İnsan
Büyük velîlerden Ebu Abdullah b. Mukâtil rh.a. bir defasında şöyle demiştir:
“Şu âdemoğluna şaşarım! Allah Tealâ bütün cömertliği ve zenginliğiyle, insanı kendi zâtı için seçmişken o, âcizliğine ve muhtaçlığına aldırış etmeden Allah Tealâ’ya sırtını döner.
İnsanın, bir gün elinden kayıp gideceğini bile bile boş işlerle oyalanmasına şaşarım! Kendi yapmadığı bir şeyi başkasının yapmasını isteyen ve yaptığı bir şeyi başkasında görünce kızan kimseye şaşarım! Allah Tealâ’ya âsi olduğu halde kendisine isyan edilmesinden hoşlanmayan kimseye şaşarım!
Rabbi’ne itaat etmediği halde kendisine itaat edilmesinden hoşlanan kimseye şaşarım!
Zan üzere başkasını kınayıp, kusurlarını çok iyi bilmesine rağmen kendi nefsini kınamayan kimseye şaşarım!”
Ahmed er-Rıfâî, Hâletü Ehli’l-Hakikati Maallah
Uzak Hesaplar
İmam Birgivî rh.a., kişinin erişip erişmeyeceğini bilmediği ileriki zamanlar üzerine hesaplar yapması hususunda şunları söyler:
“Uzun emel sahibi olmak kalbin âfetlerindendir. Bunun dört tehlikesi vardır:
- İbadetlerde tembellik ve geciktirme,
“HER ŞEYİN HEDEFE ULAŞTIRACAK BİR VASITASI VARDIR. AMELİNKİ DE TEVAZUDUR.”
Lokman a.s.
- Tevbeyi geciktirme veya terk etme,
- Ölümü ve ahiret hayatını hatırlamak istemediği için kalbin katılaşması,
- Dünya malı edinmeye hırs gösterme ve bununla uğraşırken ahiretten yüz çevirme.”
İmam Birgivî, Tarîkatü’l-Muhammediyye
Manevi Yardım Alıyor musun?
Ebu Tâlib el-Mekkî rh.a. şöyle anlatır:
“Denilmiştir ki: İlahî yardıma erişmiş olmanın alameti üçtür. Bunlar:
- Öyle bir niyetin olmadan da iyi amellerin karşına çıkması,
- Yapmak istediğin halde kötülüklerin senden uzaklaştırılması,
- Darlık ve genişlik zamanlarında Allah Tealâ’ya yönelme ve dua kapısının sana açılması.
İlahî yardımdan mahrum olmanın alameti de üçtür. Bunlar:
- Yapmak istediğin halde hayırlı amellerin sana zorlaştırılması,
- Uzak durmak istediğin halde kötülüklerin kolayca önüne gelmesi,
- Darlık ve genişlik zamanlarında Rabbi’ne yönelme ve dua kapısının sana kapanmış olması.”
Ebu Tâlib el-Mekkî, Kalplerin Azığı
Apaydınlık Yol
Sûfî âlimlerden büyüklerinden Abdullah b. Alevî el-Haddâd rh.a. şöyle demiştir:
“Ey kardeş! Kitab’a ve Sünnet’e sımsıkı sarılmaya dikkat et. Çünkü bu ikisi Allah Azze ve Celle’nin doğru dini, dosdoğru yoludur. Kim onlara tutunursa selamete erer, kâr eder, doğru yolu bulur ve korunur. Kim ki onlardan saparsa yoldan çıkar, pişman ve helâk olur. Bu ikisini kendine hâkim ve idareci yap. Allah Azze ve Celle ile Rasulü s.a.v.’in tavsiyesine uy, her işinde onlara müracaat et.
Eğer inişi yokuşu olmayan dümdüz ve apaydınlık bir yola girerek hidayet üzere olmak istiyorsan, bütün niyetlerini, bütün ahlâkını, bütün amellerini ve sözlerini Kur’an-ı Kerim’e ve Sünnet-i Seniyye’ye arz et. Bunlara uygun olanları al, ters düşenleri terk et. Daima ihtiyatla amel et, en güzele tâbi ol. Dinde bid’at yapma, müminlerin yolundan başka bir yola tâbi olma. Yoksa dünyanı da ahiretini de kaybedersin. İşte bu apaçık hüsranın ta kendisidir!
Abdullah b. Alevî el-Haddâd, Esaretten Kurtuluşa