13. asır sûfilerinden İbn Ataullah el-İskenderî k.s. hazretleri Tâcü’l-Arûs: Hikmet Tacı adlı meşhur eserinde şöyle der:
Sıhhatini Cenab-ı Hakk’a isyanda tüketen kimsenin misali, babasından geriye bin altın kalan kimsenin durumuna benzer. Bu kimse o altınlarla yılanlar, akrepler satın alıp etrafına koysa, bunlar da onu soksa o kişi ölmez mi?
Sen ömrünü Allah Tealâ’nın emir ve yasaklarına muhalefet etmekle mahvediyorsun. Senin durumun doğan kuşunun haline benzer. Doğan kuşu leş arar, bulduğu anda hemen üzerine çullanarak onu yer.
Ama sen arı gibi ol. Onun cüssesi küçük, fakat gayreti büyüktür. Temiz ve hoş olana konar, geride temiz, hoş bir bal bırakır.
Belânın olduğu yerlerde çok durdun. Artık Rabbi’nin sevgisine ulaşacağın yerlerde bulun. Bu hakikatler sana yolunu gösterir. Fakat gafletin kalbini öldürdüğü kimseyi, başına gelen musibetler bile uyandıramaz. Nitekim aklını kaybetmiş anne çocuğunun ölümüne ağlayacağı yerde güler.
İşte sen de böylesin. Gece ibadetinden, gündüz orucundan geri kaldığın halde bunun acısını hissetmiyorsun. Bu, gafletin kalbini öldürmesinin sonucudur. Hayatta olan birine küçük bir iğne battığında canı yanar, fakat bir ölü kılıçlarla parçalansa bile acı hissetmez. O halde sen de kalbi ölü bir kimsesin.
Hikmet meclislerinde bulun. Çünkü oralarda cennet kokularından bir koku vardır. Böylece evinde, her yerde cennet kokusu alırsın.
Günahkâr olsan da hikmet meclislerinden ayrılma. “Ben günahkârım, günahı terk edemiyorum. Benim bu mecliste olmamın ne faydası olur” deme! Okçunun ok atmayı bırakmaması gerekir; bugün isabet etmezse de yarın eder.
Ey kişi! Günah işlemekten sakın. Günah rızkın daralmasına sebep olur. Allah Tealâ’dan tevbeni kabul etmesini dile. Eğer tevbe kabul edilirse ne âlâ; yoksa Cenâb-ı Hak’tan yardım iste ve şöyle dua et: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” (A‘râf 23)
Sakın ömründen kırk sene geçtiği halde Rabbi’nin kapısını hiç çalmamış kimse gibi olma. Senin hakkında en korkulacak şey; günah üstüne günah işleyerek kalbinin kapkara kesilmesi, böylece kalbindeki iman ateşinin sönmesi ve tevbe etmeden ömrünün kötü sonla bitmesidir. Bundan Allah’a sığınırız.